Mekke döneminde inmiştir. 118 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “el-Mü’minûn” kelimesinden almıştır. “el-Mü’minûn”, mü’minler demektir.


فَذَرْهُمْ فِي غَمْرَتِهِمْ حَتَّى حِينٍ ﴿٥٤﴾


MU'MİNÛN SURESİ 54. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

fe zer-hum gamrati-him hattâ hînin
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
fe artık, böylece
zer-hum onları bırak, terket
içinde
gamrati-him onların sapıklıkları, dalâletleri, gafletleri
hattâ ... oluncaya kadar, kadar
hînin süre, vakit, zaman

Artık onları, kendi dalâletleri içinde belli bir süreye kadar terket.

MU'MİNÛN SURESİ 54. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

Ey Muhammed! Sen onları bir zamana kadar, gaflet ve şaşkınlıklarıyla baş başa bırak!

Diyanet İşleri

Artık bir zamâna dek sapıklıkları içinde bırak onları.

Abdulbaki Gölpınarlı

Şimdi sen onları bir zamana kadar gaflet ve sapıklıkları ile başbaşa bırak!

Adem Uğur

Bir süre onları kozaları içinde bırak!

Ahmed Hulusi

Şimdi sen, helâk olacakları vakit gelinceye kadar, onları gafletleri, cehaletleri, şaşkınlıkları ile baş başa bırak.

Ahmet Tekin

Sen onları bir süreye kadar gafletleri içinde bırak.

Ahmet Varol

Artık sen onları, belli bir süreye kadar kendi gafletleri içinde bırak.

Ali Bulaç

Şimdi (Ey Rasûlüm), o Mekke kâfirlerini bir vakte kadar dalgınlıkları içinde bırak.

Ali Fikri Yavuz

Onlari bir sureye kadar sapikliklariyla basbasa birak.

Bekir Sadak

Artık sen onları (ilâhî emir ve hüküm ininceye kadar) bir süre şaşkınlıkları içinde (bocalar halde) bırak.

Celal Yıldırım

Onları bir süreye kadar sapıklıklarıyla başbaşa bırak.

Diyanet İşleri (eski)

Şimdi sen onları bir zamana kadar gaflet ve sapıklıkları ile başbaşa bırak!

Diyanet Vakfi

Belli bir süreye kadar onları şaşkınlıkları içinde bırak.

Edip Yüksel

Şimdi sen onları bırak dalgınlıkları içinde tâ bir deme kadar

Elmalılı Hamdi Yazır

Şimdi sen onları bir zamana kadar dalgınlıkları içinde bırak.

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

Sen şimdi onları bir zamana kadar gaflet ve sapıklıkları ile başbaşa bırak!

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

Bir süre için onları gafletleri ve sapıklıkları ile başbaşa bırak.

Seyyid Kutub

Artık sen onları, belli bir süreye kadar kendi gafletleri içinde bırak.

Gültekin Onan

Şimdi sen onları bir vaktâ kadar sapıklıkları içinde bırak.

Hasan Basri Çantay

Artık onları bir zamâna kadar dalâletleriyle (baş başa) bırak!

Hayrat Neşriyat

Bir süreye kadar onları kendi sapıklıklarıyla başbaşa bırak.

İbni Kesir

Fakat onları bir vakte kadar, kendi cehaletlerine gömülmüş olarak, kendi hallerine bırak.

Muhammed Esed

Artık sen onları kendi dalâletleri içinde bir zamana kadar terket.

Ömer Nasuhi Bilmen

Şimdi sen onları bir süreye kadar kendi sapıklıkları ile başbaşa bırak.

Ömer Öngüt

Bir süreye kadar onları kendi sapıklıklarıyla baş başa bırak.

Şaban Piriş

Sen onları, bir süreye kadar daldıkları gaflet içinde kendi hallerine bırak!

Suat Yıldırım

Bir süreye kadar onları, (daldıkları) gafletleri içinde bırak.

Süleyman Ateş

Artık sen onları, belli bir süreye kadar kendi gafletleri içinde bırak.

Tefhim-ul Kuran

Sen onları bir süre gafletleriyle baş başa bırak.

Ümit Şimşek

Artık sen onları bir süreye kadar kendi gafletleri içinde bırak.

Yaşar Nuri Öztürk

Şimdi sen onları, bir zamana kadar gaflet ve sapıklıkları ile başbaşa bırak.

Abdullah Parlıyan

Onları bir süreye kadar, gaflet ve sapıklıkları ile baş başa bırak!

Bayraktar Bayraklı

(Ey Muhammed!) Sen onları bir zamana kadar, gaflet ve şaşkınlıklarıyla baş başa bırak!

Cemal Külünkoğlu

Artık sen onları, belli bir süreye kadar kendi gafletleri içinde bırak.

Kadri Çelik

(Ey Rasûlüm, tebliğ ettiğin Din’in doğruluğu konusunda görüp durdukları onca delile rağmen halâ ona inanmamakta diretiyorlarsa,) onları içine gömüldükleri cehalet ve gaflet içinde bir süre kendi hallerine bırakıver.

Ali Ünal

Şimdi sen onları bir zamana kadar gaflet ve sapıklıkları ile başbaşa bırak!

Harun Yıldırım

Artık onları bir vakte kadar, gömüldükleri gafletleriyle baş başa bırak da işine bak;

Mustafa İslamoğlu

Artık onları, bir süreye kadar gafletleri/taşkınlıkları içinde bırak!

Sadık Türkmen

Onları belli bir zamana kadar kendi hallerine (sapkınlıklarında) bırak.

İlyas Yorulmaz

Artık onları, kendi dalâletleri içinde belli bir süreye kadar terket.

İmam İskender Ali Mihr