Mekke döneminde inmiştir. 36 âyettir. Sûre, adını ilk âyette geçen “el-Mutaffifîn” kelimesinden almıştır. Mutaffifîn, ölçüde ve tartıda hile yapanlar demektir.


وَإِذَا رَأَوْهُمْ قَالُوا إِنَّ هَؤُلَاء لَضَالُّونَ ﴿٣٢﴾


MUTAFFİFÎN SURESİ 32. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve izâ raev-hum kâlû inne hâulâi le dâllûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve izâ ve ... olduğu zaman
raev-hum onları gördüler
kâlû dediler
inne muhakkak ki
hâulâi onlar
le mutlaka, elbette, gerçekten
dâllûne dalâlette olanlar

Ve onları gördükleri zaman: “Muhakkak ki onlar gerçekten dalâlette olanlardır.” dediler.

MUTAFFİFÎN SURESİ 32. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

Mü’minleri gördükleri vakit, “Hiç şüphe yok, şunlar sapık kimselerdir” diyorlardı.

Diyanet İşleri

Ve onları görünce de şüphe yok ki derler bunlar, elbette sapıklar.

Abdulbaki Gölpınarlı

Müminleri gördüklerinde: "Şüphesiz bunlar sapıtmış" derlerdi.

Adem Uğur

Onları (iman edenleri) gördüklerinde: "Muhakkak ki bunlar, elbette sapkınlardır" derlerdi.

Ahmed Hulusi

Mü’minleri gördükleri zaman:
'İşte bunlar yanılgı içindeler.' diyorlardı.

Ahmet Tekin

Onları gördüklerinde: 'Bunlar hiç şüphesiz sapıklardır' derlerdi.

Ahmet Varol

Onları gördükleri zaman ise: "Bunlar elbette şaşkın sapıklardır" derlerdi.

Ali Bulaç

Müminleri gördükleri vakit: “- İşte bunlar sapıklardır.” diyorlardı.

Ali Fikri Yavuz

Inananlari gordukleri zaman: «Dogrusu bunlar sapik olanlardir» derlerdi.

Bekir Sadak

Ve imân edenleri gördükleri vakit, «bunlar hiç şüphesiz sapıtmışlardır» derlerdi.

Celal Yıldırım

İnananları gördükleri zaman: 'Doğrusu bunlar sapık olanlardır' derlerdi.

Diyanet İşleri (eski)

Müminleri gördüklerinde: «Şüphesiz bunlar sapıtmış» derlerdi.

Diyanet Vakfi

Onları gördüklerinde, 'Bunlar sapıklardır!' derlerdi.

Edip Yüksel

Ve onları gördükleri vakıt ha, işte bunlar sapıklar diyorlardı

Elmalılı Hamdi Yazır

İnananları gördüklerinde: «İşte bunlar sapıklar!» diyorlardı.

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

Müminleri gördükleri vakit; «işte bunlar sapıklar» diyorlardı.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

İnananları gördüklerinde «Bunlar sapıklardır» derlerdi.

Seyyid Kutub

Onları gördükleri zaman ise: "Bunlar elbette şaşkın sapıklardır" derlerdi.

Gültekin Onan

Onları gördükleri zaman «Bunlar muhakkak sapıklardır» terlerdi.

Hasan Basri Çantay

Ve onları gördüklerinde: 'Şübhesiz bunlar gerçekten sapıtmış kimseler!' derlerdi.

Hayrat Neşriyat

Onları gördükleri vakit; muhakkak bunlar sapıklardır, derlerdi.

İbni Kesir

ve ne zaman (inananları) görseler, onlara: "Yazık, bu (insa)nlar doğru yoldan sapmış!" derler.

Muhammed Esed

Ve onları gördükleri vakit derlerdi ki: «İşte bunlar sapıklardır.»

Ömer Nasuhi Bilmen

İnananları gördüklerinde: "Bunlar sapık insanlar!" derlerdi.

Ömer Öngüt

Onları gördükleri zaman: -İşte bunlar, doğru yoldan sapmış derlerdi.

Şaban Piriş

Onları gördükleri zaman: "Şunlar kaçık insanlar, anormal tipler!" derlerdi.

Suat Yıldırım

İnananları gördüklerinde: "Şunlar sapık insanlar" derlerdi.

Süleyman Ateş

Onları gördükleri zaman ise: «Bunlar kuşkusuz şaşkın sapıklardır» derlerdi.

Tefhim-ul Kuran

Onları gördüklerinde ise 'İşte bunlar sapıklar' derlerdi.

Ümit Şimşek

İnananları gördüklerinde: "Şunlar var ya! Şaşkın, sapık bunlar!" derlerdi.

Yaşar Nuri Öztürk

ve ne zaman inananları görseler onlara: “Yazık, bu insanlar doğru yoldan sapmış” derler.

Abdullah Parlıyan

Müminleri gördüklerinde, “Şüphesiz bunlar sapıtmışlardır” derlerdi.

Bayraktar Bayraklı

İnananları gördükleri vakit: “İşte bunlar sapıklardır” diyorlardı.

Cemal Külünkoğlu

Onları gördükleri zaman ise, “Bunlar kuşkusuz sapıklardır” derlerdi.

Kadri Çelik

Onları gördükleri zaman, “Şunlar, gerçekten sapıtmış tipler!” diyorlardı.

Ali Ünal

Onları gördüklerinde derlerdi ki: “Şüphe yok ki bunlar, sapmışlar.”

Harun Yıldırım

ve iman edenleri her gördüklerinde "Bunlar iyiden sapıtmış" derlerdi.

Mustafa İslamoğlu

Onları gördüklerinde: “Kuşkusuz, işte bunlar sapmış olanlardır” derlerdi.

Sadık Türkmen

İnananları gördüklerinde “İşte sapıklar bunlardır” derlerdi.

İlyas Yorulmaz

Ve onları gördükleri zaman: “Muhakkak ki onlar gerçekten dalâlette olanlardır.” dediler.

İmam İskender Ali Mihr