NÂZİÂT SURESİ 10. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 46 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “en-Nâzi’ât” kelimesinden almıştır.
يَقُولُونَ أَئِنَّا لَمَرْدُودُونَ فِي الْحَافِرَةِ ﴿١٠﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
yekûlûne
e
innâ
le
merdûdûne
fî el hâfirati
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
yekûlûne | derler |
e | mi? |
innâ | muhakkak ki biz |
le | gerçekten, mutlaka |
merdûdûne | dönenler, döndürülen kimseler |
fî el hâfirati | eski hal, ilk hal (izi üzerinde geri dönme) |
Derler ki: “Gerçekten biz mutlaka (mezardaki cesetlerimiz dirilerek) ilk halimize geri döndürülen kimseler mi olacağız?”
NÂZİÂT SURESİ 10. Ayeti Suat Yıldırım Meali
(10-12) İnkârcılar alay ederek şöyle derler: "Çürümüş kemik haline geldikten sonra mı biz eski durumumuza getirilecekmişiz! O takdirde bu, bizim için ziyanlı bir dönüş olur!"
Suat Yıldırım