NECM SURESİ 38. Ayeti Suat Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 62 âyettir. Sûre, adını ilk âyetin başındaki “en-Necm” kelimesinden almıştır. Necm, yıldız demektir.
أَلَّا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَى ﴿٣٨﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ellâ
(lâ) teziru
vâziratun
vizre
uhrâ
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ellâ | gerçekten ... olmaz |
(lâ) teziru | yüklenmez |
vâziratun | (hiçbir) günahkâr, yük taşıyan |
vizre | günah yükünü |
uhrâ | başkasının |
Gerçekten (hiç)bir günahkâr, bir başkasının yükünü (günahını) yüklenmez.
NECM SURESİ 38. Ayeti Suat Yıldırım Meali
(36-44) Yoksa o Mûsâ’nın ve o çok vefalı İbrâhim’in sahifelerinde bulunan şu kesin gerçekler hakkında bilgi edinmedi mi ki: Hiçbir kimse başkasının günah yükünü çekemez. İnsan, emek ve gayretinin neticesinden başka şey elde edemez. Bu gayretinin semeresi de ileride ortaya çıkacaktır. Emeğinin karşılığı kendisine tam tamına ödenecektir. Elbette son durak, Rabbinin huzuru olacaktır. O’dur güldüren ve ağlatan; O’dur öldüren ve yaşatan.
Suat Yıldırım