Mekke döneminde inmiştir. 60 âyettir. Sûre, adını ikinci âyette geçen “er-Rûm” kelimesinden almıştır.


مِنَ الَّذِينَ فَرَّقُوا دِينَهُمْ وَكَانُوا شِيَعًا كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَدَيْهِمْ فَرِحُونَ ﴿٣٢﴾


RÛM SURESİ 32. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

min ellezîne ferrakû dîne-hum ve kânû şiyean kullu hızbin bimâ ledeyhim ferihûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
min ellezîne o kimselerden, onlardan
ferrakû fırkalara ayrıldılar
dîne-hum onların dîni
ve kânû ve oldular
şiyean grup, fırka
kullu bütün, hepsi
hızbin hizip, grup
bimâ şey ile
ledeyhim onların yanında, kendilerinde
ferihûne sevinirler, ferahlanırlar

(O müşriklerden olmayın ki) onlar, dînlerinde fırkalara ayrıldılar ve grup grup oldular. Bütün gruplar, kendilerinde olanla ferahlanırlar.

RÛM SURESİ 32. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

(31-32) Allah’a yönelmiş kimseler olarak yüzünüzü hak dine çevirin, O’na karşı gelmekten sakının, namazı dosdoğru kılın ve müşriklerden; dinlerini darmadağınık edip grup grup olan kimselerden olmayın. (Ki onlardan) her bir grup kendi katındaki (dinî anlayış) ile sevinip böbürlenmektedir.

Diyanet İşleri

O şirk koşanlardan ki, dinlerinde aykırılığa düşmüşler de bölük bölük olmuşlardır ve her zümre, kendisinde bulunana râzı olup gitmiştir.

Abdulbaki Gölpınarlı

Dinlerini parçalayan ve bölük bölük olanlardan (olmayın. Bunlardan) her fırka, kendilerinde olan ile böbürlenmektedir.

Adem Uğur

Din anlayışları parça parça olup ve cemaatlere bölünenlerden olmayın. . . Her cemaat kendindeki (din anlayışı) ile sevinip mutlu olmakta!

Ahmed Hulusi

Dinlerinden ayrılanlar, dinlerini, düzenlerini, kültürlerini, medeniyetlerini, birliklerini parçalayanlar, tefrika içinde etkisiz, itibarsız yaşayanlar gibi olmayın. Hizipleşerek, gruplaşarak, ayrılık davası güderek, birbirlerine düşmanca davranan, dinî ve insanî ilişkilerini kesen bölünmüş, baskıcı, zorba, medeniyetten nasiplenmemiş, Allah’ın kitabından, sünnetten ve ümmetten ayrılan kapalı cemaatler, toplumlar haline gelmeyin. Bütün müslümanlar, İslâm’a, Kur’ân’a, sünnete, müşterek ilkelere sarılarak Allah’ın lütfunu bekleyecekleri yerde, her hizip Kur’ân’dan, müşterek ilkelerden ayrılarak, kendi düşünceleri ve anlayışlarıyla, sahip oldukları geçici menfaatlerle avunurlar, sevinirler.

Ahmet Tekin

O dinlerini parça parça eden ve kendileri de değişik gruplara ayrılanlardan (olmayın). Her grup kendi yanında olanla sevinmektedir.

Ahmet Varol

(O müşrikler ki,) Kendi dinlerini fırkalara ayırmış ve kendileri de parça parça olmuşlardır; ki her grup kendi elindekiyle övünüp sevinç duymaktadır.

Ali Bulaç

O müşriklerden ki, (emredildikleri) dinlerini (terk edib ihtilâfa düştüler ve onu) parçalara ayırdılar; böylece öbek öbek olmuşlardır. Her din sahibi (grup), kendindeki dine güvenmektedir.

Ali Fikri Yavuz

(31-32) Allah'a yonelerek O'na karsi gelmekten sakininiiz, namaz kiliniz, dinlerinde ayriliga dusup firka firka olan, her firkasinin da kendisinde bulunanla sevindigi musriklerden olmayiniz.

Bekir Sadak

Onlar ki, dinlerini parçalayıp gruplara ayrıldılar ve her grup benimsediği şeyle sevinmektedir.

Celal Yıldırım

(31-32) Allah'a yönelerek O'na karşı gelmekten sakınınız, namaz kılınız, dinlerinde ayrılığa düşüp fırka fırka olan, her fırkasının da kendisinde bulunanla sevindiği müşriklerden olmayınız.

Diyanet İşleri (eski)

Dinlerini parçalayan ve bölük bölük olanlardan (olmayın. Bunlardan) her fırka, kendilerinde olan ile böbürlenmektedir.

Diyanet Vakfi

Onlar ki dinlerini parçaladılar ve mezhep mezhep oldular. Her parti kendine ait (imam ve kitap) larla sevinip övünmektedir.

Edip Yüksel

Onlardan ki dinlerini ayırıb öbek öbek olmuşlardır, her hizib kendilerindekine güvenmektedir

Elmalılı Hamdi Yazır

Onlardan (olmayın) ki, dinlerini ayırıp öbek öbek olmuşlardır. Her grup kendilerindekine güvenmektedir.

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

O müşriklerden (olmayın ki) onlar, dinlerini ayırıp öbek öbek olmuşlardır. Her grup kendilerindekine güvenmektedir.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

Müşrikler dinlerini parçaladılar ve bölük bölük oldular. Bunlardan her fırka kendi yanındakiyle böbürlenmektedir.

Seyyid Kutub

(O müşrikler ki,) Kendi dinlerini fırkalara ayırmış ve kendileri de parça parça olmuşlardır; ki her grup kendi elindekiyle övünüp sevinç duymaktadır.

Gültekin Onan

(O müşriklerden) ki onlar dînlerini darma dağınık etmişler, fırka fırka olmuşlardır. (Bunlardan) her zümre, nezdlerinde olanla böbürlenicidirler.

Hasan Basri Çantay

O (müşrik) kimselerden ki, dinlerini parçalayıp kısım kısım oldular. (Ve üstelik onlardan) her tâife, kendi yanlarında olan (din) ile sevinen kimselerdir.

Hayrat Neşriyat

Onlar ki; dinlerinde ayrılığa düşüp fırka fırka olmuşlardır. Her zümre kendi yanında olanla sevinir durur.

İbni Kesir

(yahut) inançlarının bütünlüğünü bozarak parçalara bölünen ve her grubun yalnız kendi sahip olduğu (ilkelerle) övündüğü kimselerden olma!

Muhammed Esed

O kimselerden ki, dinlerini parçaladılar ve fırka fırka oldular. (Onlardan) Her tâife, kendi yanlarında olan ile sevinicidirler.

Ömer Nasuhi Bilmen

Onlar ki dinlerinde ayrılığa düşüp fırka fırka oldular. Her fırka kendi tuttuğu yoldan memnudur, yanında bulunan (din veya kitapla) sevinmektedir.

Ömer Öngüt

Dinlerini parçalayan ve kendileri de grup grup olanlardan. Her parti kendi yanında olanlarla sevinir.

Şaban Piriş

(31-32) Başka her şeyden geçerek O’na tam gönül verin, O’na karşı gelmekten sakının, namazı hakkıyla ifa edin! Ve asla dinlerini parça parça edip kendileri de öbek öbek olan o müşriklerden olmayın! Öyle ki her hizip, kendi yanındakiyle böbürlenmektedir.

Suat Yıldırım

(O ortak koşanlardan olmayın ki onlar) Dinlerini parçaladılar ve bölük bölük oldular. Her parti kendi yanındakiyle sevin(ip övün)mektedir.

Süleyman Ateş

(O müşrikler ki,) Kendi dinlerini fırkalara ayıran ve kendileri de parça parça olmuşlardır; ki her grup kendi elindekiyle övünüp sevinç duymaktadır.

Tefhim-ul Kuran

O müşrikler ki, dinlerini parçalayıp bölük pörçük olmuşlardır; her topluluk kendisininkiyle övünür, durur.

Ümit Şimşek

Onlardan ki, dinlerini parçalayıp hizipler/fırkalar haline geldiler. Her hizip kendi elindekiyle sevinip övünür.

Yaşar Nuri Öztürk

Yahut o müşrikler gibi de olmayın; onlar dinlerini paramparça edip, bölük pörçük oldular ve bölünen her gurup ta, kendi sahip olduğu ilkelerle övünüp, sevinip durmaktadırlar.

Abdullah Parlıyan

Dinlerini parçalayan ve gruplara ayrılanlardan olmayınız! Her grup, kendilerinde olan ile böbürlenmektedir.

Bayraktar Bayraklı

(31-32) (O halde batıl olan her şeyden yüz çevirerek yalnızca) O'na yönelin! O'na karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun! Namazınızı dosdoğru kılın ve O'ndan başkasına ilahlık yakıştıranlardan olmayın! İnançlarının bütünlüğünü bozarak parçalara bölünen ve her grubun yalnız kendi sahip olduğu (ilkelerle) övündüğü kimselerden olmayın!

Cemal Külünkoğlu

Dinlerini parçalayan ve bölük bölük olanlardan (olmayın). Her fırka, kendilerinde olan ile sevinip ferahlamaktadır.

Kadri Çelik

O müşriklerdir ki, onlar (Din’in tamamını kabul ve tatbik etmeleri gerektiği halde) ona başka başka yönlerden farklı farklı maksatlarla yaklaşıp onu bölük bölük etmiş, kendileri de (bâtıla götüren farklı farklı imamların rehberlerin arkasında) grup grup olmuşlardır. Her hizip, Din’den neyi almışsa onunla sevinmekte, onunla böbürlenip gitmektedir.

Ali Ünal

Dinlerini parçalayan ve bölük bölük olanlardan (olmayın. Bunlardan) her fırka, kendilerinde olan ile böbürlenmektedir.

Harun Yıldırım

(Bir de) şunlardan olmayın ki, onlar dinlerini paramparça ettiler de (birbirine karşıt) taraftarlar haline geldiler; (artık) her hizip kendi elinde kalanla övünmekteler.

Mustafa İslamoğlu

Onlar ki, dinlerini parça parça eden ve cemaat cemaat olanlardır! Her bir cemaat (bu Kur’an ile değil de), kendi yanlarındaki (eserleri) ile övünüp sevinmektedir!

Sadık Türkmen

Dinlerinde ayrı ayrı gruplara bölünüp, o gurupların taraftarı olanlar dan ve her gurup ta kendi tarafına mensup olmakla övündüğü kimseler den de olmayın.

İlyas Yorulmaz

(O müşriklerden olmayın ki) onlar, dînlerinde fırkalara ayrıldılar ve grup grup oldular. Bütün gruplar, kendilerinde olanla ferahlanırlar.

İmam İskender Ali Mihr