Mekke döneminde inmiştir. 88 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “Sâd” harfinden almıştır.


وَشَدَدْنَا مُلْكَهُ وَآتَيْنَاهُ الْحِكْمَةَ وَفَصْلَ الْخِطَابِ ﴿٢٠﴾


SÂD SURESİ 20. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve şedednâ mulke-hu ve âteynâ-hu el hikmete ve fasle el hıtâbi
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve şedednâ ve güçlendirdik, kuvvetlendirdik
mulke-hu onun mülkü, hükümranlığı, idaresi
ve âteynâ-hu ve ona verdik
el hikmete hikmet
ve fasle el hıtâbi ve faslı hitap (hak ile bâtılı ayırıp adaletle hükmetme yeteneği)

Ve onun mülkünü (idaresini) güçlendirdik. Ve ona, hikmet ve faslı hitap (hak ile bâtılı ayırıp adaletle hükmetme, hitap etme yeteneği) verdik.

SÂD SURESİ 20. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

Biz Davud’un mülkünü güçlendirdik, ona hikmet ve hakla batılı ayıran söz (hüküm verme) yeteneği verdik.

Diyanet İşleri

Ve onun saltanatını kuvvetlendirdik ve ona peygamberlik ve gerçekle bâtılı ayırt ediş bilgisini verdik.

Abdulbaki Gölpınarlı

Onun hükümranlığını kuvvetlendirmiş; ona hikmet ve güzel konuşma vermiştik.

Adem Uğur

Onun mülkünü (hükümranlığını) kuvvetlendirdik ve Ona Hikmet (sebepler ilmi) ve Fasl-ul Hitab (doğruyla yanlışı en mantıklı şekilde hemen ayıran muhakeme kuvvesi) verdik.

Ahmed Hulusi

Biz onun ülkesini, devletini ve hükümranlığını güçlendirdik. Kendisine peygamberlik, ilim, hikmet, sağlıklı ve ahlâklı yaşama bilgisi, isabetli ifade, çözüm ve hakkı bâtıldan ayırt etme kabiliyeti verdik.

Ahmet Tekin

Onun hükümranlığını güçlendirmiştik. Ona hikmet ve açık, kesin hüküm verme kabiliyeti vermiştik.

Ahmet Varol

Onun mülkünü güçlendirmiştik. Ona hikmet ve anlatım çarpıcılığını vermiştik.

Ali Bulaç

Biz onun mülkünü kuvvetlendirmiştik. Kendisine de peygamberlik ile kaza-hüküm ilmini verdik.

Ali Fikri Yavuz

Onun hukumranligini kuvvetlendirmistik. Ona hikmet ve kesin hukum selahiyeti vermistik.

Bekir Sadak

Onun mülk ü saltanatını sağlamlaştırdık; Ona hikmet ve hakkı bâtıldan ayırd etme yeteneği verdik.

Celal Yıldırım

Onun hükümranlığını kuvvetlendirmiştik. Ona hikmet ve kesin hüküm selahiyeti vermiştik.

Diyanet İşleri (eski)

Onun hükümranlığını kuvvetlendirmiş, ona hikmet ve güzel konuşma vermiştik.

Diyanet Vakfi

Yönetimini güçlendirdik; ona bilgelik ve çok iyi bir yargılama gücü verdik.

Edip Yüksel

Hem mülkünü kuvvetlendirmiştik, hem de kendisine hıkmet ve fasl-ı hıtab vermiştik.

Elmalılı Hamdi Yazır

Hem mülkünü güçlendirmiş, hem de kendisine hikmet ve hakkı batıldan ayırt etme kabiliyeti vermiştik.

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

Biz onun mülkünü kuvvetlendirmiş ve kendisine hikmet ve hakkı batıldan ayırt etme kabiliyeti vermiştik.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

O'nun hükümranlığını kuvvetlendirmiş, O'na hikmet ve açık, güzel konuşma yeteneği vermiştik.

Seyyid Kutub

Onun mülkünü güçlendirmiştik. Ona hikmet ve anlatım çarpıcılığını vermiştik.

Gültekin Onan

Onun mülkünü de kuvvetlendirdik. Ona hikmet ve fasl-ı Kitâb verdik.

Hasan Basri Çantay

Ve onun saltanatını kuvvetlendirdik ve ona hikmet ve (hak ile bâtılı) ayırd edici konuşma (kabiliyeti) verdik.

Hayrat Neşriyat

Onun mülkünü pekiştirmiş, kendisine hikmet ve kesin söz söyleme hakkı vermiştik.

İbni Kesir

Biz de (buna karşılık) o'nun otoritesini güçlendirmiş ve kararlarında hikmet ve basiret üzere olmasını sağlamıştık.

Muhammed Esed

Ve O'nun mülkünü kuvvetlendirmiştik ve O'na hikmet ve fasl-ı hitap vermiş idik.

Ömer Nasuhi Bilmen

Onun hükümranlığını kuvvetlendirmiştik. Ona hikmet ve güzel konuşma, anlatma üstünlüğü vermiştik.

Ömer Öngüt

Onun iktidarını güçlendirmiş, ona hikmet ve açık sözlülük vermiştik.

Şaban Piriş

Biz onun hakimiyetini güçlendirdik, ona hikmet, nübüvvet, isabetli karar verme ve meramını güzelce ifade etme kabiliyeti verdik.

Suat Yıldırım

Onun mülkünü güçlendirmiştik, kendisine hikmet (peygamberlik, yüksek bilgi, hakkı bâtıldan ayırma, dâvâları çözme) ve açık, güzel konuşma (yeteneği) vermiştik.

Süleyman Ateş

Onun mülkünü güçlendirmiştik. Ona hikmet ve anlatım çarpıcılığını vermiştik.

Tefhim-ul Kuran

Biz onun egemenliğini güçlendirmiş ve kendisine hem hikmet, hem de açık ve güzel konuşma yeteneği vermiştik.

Ümit Şimşek

Mülk ve yönetimini güçlendirmiştik. Kendisine hikmet ve hakla bâtılı ayıran söz etme yeteneği vermiştik.

Yaşar Nuri Öztürk

Biz de buna karşılık O'nun saltanat ve otoritesini güçlendirdik ve kendisine peygamberlik, yüksek bilgi, hakkı batıldan ayırma, davaları çözme, açık ve güzel konuşma kabiliyeti vermiştik.

Abdullah Parlıyan

Onun mülkünü güçlendirdik. Kendisine hikmet ve güzel konuşma vermiştik.

Bayraktar Bayraklı

Onun hükümranlığını kuvvetlendirmiş, ona hikmet ve güzel konuşma yeteneği vermiştik.

Cemal Külünkoğlu

Onun (Davud'un) mülkünü güçlendirmiştik. Ona hikmet ve hakkı batıldan ayırt etme (isabetli karar verme) kabiliyeti vermiştik.

Kadri Çelik

O’nun hakimiyetini güçlendirdik ve kendisine hikmet, ayrıca ikna edici ve meseleleri aydınlatıcı bir beyan gücü verdik.

Ali Ünal

Onun hükümranlığını kuvvetlendirmiş; ona hikmet ve güzel konuşma vermiştik.

Harun Yıldırım

Biz de onun iktidarını sağlama aldık; zira ona adaletle hükmedecek muhakeme ve anlaşmazlıkları sona erdirecek yeteneği vermiştik.

Mustafa İslamoğlu

Onun otoritesini böylece pekiştirmiş/güçlendirmiştik. Ona hikmet/bilim (tabiattaki varlıklardan yararlanma bilgisi) ve isabetli söz/karar gücü, (davaları karara bağlama kabiliyeti) vermiştik.

Sadık Türkmen

Davut'un mülkünü çoğaltıp güçlendirdik ve ona hükümler içeren kitabı ve sözün doğrusuyla yanlışını ayırma yeteneği verdik.

İlyas Yorulmaz

Ve onun mülkünü (idaresini) güçlendirdik. Ve ona, hikmet ve faslı hitap (hak ile bâtılı ayırıp adaletle hükmetme, hitap etme yeteneği) verdik.

İmam İskender Ali Mihr