Mekke döneminde inmiştir. 88 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “Sâd” harfinden almıştır.


رُدُّوهَا عَلَيَّ فَطَفِقَ مَسْحًا بِالسُّوقِ وَالْأَعْنَاقِ ﴿٣٣﴾


SÂD SURESİ 33. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

ruddû-hâ aleyye fe tafika meshan bi es sûkı ve el a'nâkı
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ruddû-hâ onu döndürün, geri getirin
aleyye bana
fe böylece, artık, sonra
tafika başladı
meshan meshederek, okşayarak
bi es sûkı bacaklarını
ve el a'nâkı ve boyunlar

"Onları bana geri getirin." (dedi). Sonra bacaklarını ve boyunlarını okşamaya başladı.

SÂD SURESİ 33. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

(32-33) Süleyman, “Gerçekten ben malı, Rabbimi anmamı sağladığından dolayı çok severim” dedi. Nihayet gözden kaybolup gittikleri zaman , “Onları bana geri getirin” dedi. (Atlar gelince de) bacaklarını ve boyunlarını okşamaya başladı.

Diyanet İşleri

Getirin onları bana demişti, atlar getirilince de onların ayaklarını, boyunlarını okşamaya, yelelerini taramaya koyulmuştu.

Abdulbaki Gölpınarlı

(32-33) Süleyman: Gerçekten ben mal sevgisini, Rabbimi anmak için istedim, dedi. Nihayet güneş battı. (O zaman:) Onları (atları) tekrar bana getirin, dedi. Bacaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya başladı.

Adem Uğur

"Onları bana geri getirin" (dedi Süleyman). . . (Atların) bacaklarını ve boyunlarını (bu defa müşahede ile) mesh etmeye başladı.

Ahmed Hulusi

Süleyman :
'Onları tekrar yanıma getirin' diye emretti. Atlar gelince onların bacaklarını ve boyunlarını okşamaya başladı.

Ahmet Tekin

'Onları bana geri getirin' dedi. Hemen ayaklarını ve boyunlarını okşamaya başladı. [6]

Ahmet Varol

"Onları bana geri getirin" (dedi). Sonra (onların) bacaklarını ve boyunlarını okşamaya başladı.

Ali Bulaç

(Bunun üzerine, atlar kendisini meşgul edib ibadetten alıkoyduklarından onları Allah için kurban etmeye kasd etti ve şöyle dedi): “- Onları bana geri getirin.” Artık ayaklarını ve boyunlarını kesib kurban etmeğe başladı.

Ali Fikri Yavuz

(32-33) Suleyman: «Dogrusu ben bu iyi mallari, Rabbimi anmayi sagladiklari, icin severim» demisti. Kosup, toz perdesi arkasinda kaybolduklari zaman: «Artik yeter, onlari bana geri getirin» dedi. Bacaklarini ve boyunlarini sivazlamaya baslamisti.

Bekir Sadak

Sonra onları bana çevirin, demiş ve onların bacaklarını, boyunlarını okşamaya başlamıştı.

Celal Yıldırım

(32-33) Süleyman: 'Doğrusu ben bu iyi malları, Rabbimi anmayı sağladıkları için severim' demişti. Koşup, toz perdesi arkasında kayboldukları zaman: 'onları bana getirin' dedi. Bacaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya başlamıştı.

Diyanet İşleri (eski)

(32-33) Süleyman: Gerçekten ben mal sevgisini, Rabbimi anmak için istedim, dedi. Nihayet güneş battı. (O zaman:) Onları (atları) tekrar bana getirin, dedi. Bacaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya başladı.

Diyanet Vakfi

'Onları bana geri getirin,' dedi, (veda etmek için) bacaklarını ve boyunlarını okşadı.

Edip Yüksel

Geri getirin onları bana, tuttu bacaklarını, boyunlarını silmeğe başladı

Elmalılı Hamdi Yazır

«Geri getirin onları bana» dedi ve tuttu bacaklarını, boyunlarını silmeye başladı.

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

«Geri getirin onları bana!» dedi ve artık onların bacaklarını, boyunlarını silmeye başladı.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

Süleyman, «Atları bana getirin» dedi. Bacaklarını ve boyunlarını okşamaya başladı.

Seyyid Kutub

"Onları bana geri getirin" (dedi). Sonra (onların) bacaklarını ve boyunlarını okşamaya başladı.

Gültekin Onan

(Dedi ki:) «Onları bana döndürün». Hemen ayaklarını, boyunlarını okşamıya, taramıya başladı.

Hasan Basri Çantay

(Süleymân seyislerine:) 'Onları bana geri getirin!' (dedi.) Sonra (onlara sevgisinden) bacaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya başladı.

Hayrat Neşriyat

Onları bana geri getirin, dedi, bacaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya başlamıştı.

İbni Kesir

"Onları bana getirin!" (diye emretti) ve bacakları ile boyunlarını (şefkatle) sıvazlamaya başladı.

Muhammed Esed

Dedi ki: «Onları bana iade ediniz.» Hemen bacaklarını ve boyunlarını silip okşadı.

Ömer Nasuhi Bilmen

"Onları bana getirin!" (dedi). Bacaklarını ve boynunu okşamaya başladı.

Ömer Öngüt

Onları bana getirin, demiş, getirilince de ayaklarını ve boyunlarını okşamıştı.

Şaban Piriş

(32-33) Onlarla ilgilenip "Ben Rabbimi hatırlattıkları için güzel şeyleri severim." dedi ve onlar gözden kayboluncaya dek onları seyredip durdu. Sonra: "Onları tekrar bana getirin!" deyip bacaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya başladı.

Suat Yıldırım

"Onları bana getirin" (dedi), bacaklarını ve boyunlarını okşamağa başladı.

Süleyman Ateş

«Onları bana geri getirin» (dedi). Sonra da (onların) bacaklarını ve boyunlarını okşamaya başladı.

Tefhim-ul Kuran

'Onları bana getirin' dedi. Sonra onların boyunlarını ve bacaklarını okşadı.

Ümit Şimşek

"Geri getirin bana onları!" dedi. Bacaklarını, boyunlarını sıvazlamaya başladı.

Yaşar Nuri Öztürk

“Onları bana getirin!” diye emretti ve bacaklarıyla boyunlarını sıvazlamaya başladı.

Abdullah Parlıyan

“Onları bana tekrar getiriniz” dedi. Bacaklarını ve boyunlarını ovmaya başladı.

Bayraktar Bayraklı

(32-33) (Süleyman) şöyle demişti: “Ben güzel olan her şeyi severim, çünkü Rabbimi hatırlatır bana!” Sonunda bu atlar gözden kaybolup gittikleri zaman: “Onları bana geri getirin” dedi. (Atlar gelince de onların) bacaklarını ve boyunlarını okşamaya başladı.

Cemal Külünkoğlu

“Onları bana geri getirin” (dedi). Sonra da (onların) bacaklarını ve boyunlarını okşamaya başladı.

Kadri Çelik

“Onları bana geri getirin!” diye emretti. Gelince de, onların bacaklarını ve boyunlarını şefkatle okşadı.

Ali Ünal

(32-33) Süleyman: Gerçekten ben mal sevgisini, Rabbimi anmak için istedim, dedi. Nihayet güneş battı. Onları tekrar bana getirin, dedi. Bacaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya başladı.

Harun Yıldırım

(Ardından) "Onları bana getirin!" (diyerek) başladı bacaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya.

Mustafa İslamoğlu

“onları bana getirin!” (dedi). Ayaklarını/bacaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya başladı.

Sadık Türkmen

“Atları bana geri getirin” dedi, sonra atların bacaklarını ve boyunlarını okşadı.

İlyas Yorulmaz

"Onları bana geri getirin." (dedi). Sonra bacaklarını ve boyunlarını okşamaya başladı.

İmam İskender Ali Mihr