Mekke döneminde inmiştir. 88 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “Sâd” harfinden almıştır.


قَالُوا بَلْ أَنتُمْ لَا مَرْحَبًا بِكُمْ أَنتُمْ قَدَّمْتُمُوهُ لَنَا فَبِئْسَ الْقَرَارُ ﴿٦٠﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

kâlû bel entum lâ merhaben bi-kum entum kaddemtumû-hu lenâ fe bi'se el karâru
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
kâlû dediler
bel bilâkis, hayır, aksine
entum siz
lâ merhaben merhaba yok
bi-kum size
entum siz
kaddemtumû-hu onu siz takdim ettiniz
lenâ bize
fe bi'se artık ne kötü
el karâru karargâh, kalınacak yer, mekân

"Hayır, asıl size merhaba yok. Onu bize siz takdim ettiniz (azaba uğramamıza sebep oldunuz). Artık (o) ne kötü bir karargâh (cehennem)." dediler.

SÂD SURESİ 60. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali

(59-61) Şunlar, sizinle beraber (ateşe) dalıvermiş bir gürûhtur. Onlara bir merhaba yok. Muhakkak ki, onlar ateşe gidicilerdir. (Onlar da) Derler ki: «Hayır. Sizlersiniz (O bedduaya daha müstehak). Sizin için merhaba yoktur, belki o küfrü bizim için siz takdim ettiniz. Artık ne fena karargâh (O ateş!)» Derler ki: «Ey Rabbimiz! Bize bunu kim takdim etti ise imdi onun için ateşte azabı kat kat artır.»

Ömer Nasuhi Bilmen