SÂFFÂT SURESİ 158. Ayeti Süleyman Ateş Meali
Mekke döneminde inmiştir. 182 âyettir. Sûre, adını ilk âyette geçen “es-Sâffât” kelimesinden almıştır. Sâffât, sıra sıra dizilenler, saf saf duranlar demektir.
وَجَعَلُوا بَيْنَهُ وَبَيْنَ الْجِنَّةِ نَسَبًا وَلَقَدْ عَلِمَتِ الْجِنَّةُ إِنَّهُمْ لَمُحْضَرُونَ ﴿١٥٨﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
ve cealû
beyne-hu
ve beyne
el cinneti
neseben
ve lekad
alimet
el cinnetu
inne-hum
le
muhdarûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve cealû | ve kıldılar |
beyne-hu | onun arasında |
ve beyne | ve arasında |
el cinneti | cinler |
neseben | neseb, soybağı |
ve lekad | ve andolsun |
alimet | bildi |
el cinnetu | cinler |
inne-hum | muhakkak ki onlar |
le | elbette, mutlaka |
muhdarûne | hazır bulundurulacak olanlar |
Ve Allah ile cinler arasında neseb (soybağı) kıldılar (uydurdular). Ve andolsun ki cinler, (cehennemde) mutlaka hazır bulundurulacaklarını biliyorlardı.
SÂFFÂT SURESİ 158. Ayeti Süleyman Ateş Meali
Allâh ile cinler arasında bir nesep, (bir soy bağlantısı) uydurdular. Oysa cinler de kendilerinin (yüce divâna) getirileceklerini bilmişlerdir.
Süleyman Ateş