Mekke döneminde inmiştir. 227 âyettir. Sûre, adını 224. âyette geçen “eş-Şu’arâ” kelimesinden almıştır. “Şu’arâ” şairler demektir.


وَنَزَعَ يَدَهُ فَإِذَا هِيَ بَيْضَاء لِلنَّاظِرِينَ ﴿٣٣﴾


ŞUARÂ SURESİ 33. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve nezea yede-hu fe izâ hiye beydâu li en nâzırîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve nezea ve çıkardı
yede-hu elini
fe izâ o zaman, böylece, işte o zaman
hiye o
beydâu beyaz, bembeyaz (nurlu)
li en nâzırîne bakanlar için, seyredenler için

Ve elini çıkardı. İşte o zaman onu seyredenler için o, bembeyaz (nurlu) oldu.

ŞUARÂ SURESİ 33. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

Elini koynundan çıkardı, bir de ne görsünler, bakanlara bembeyaz olmuş.

Diyanet İşleri

Elini koynundan çıkardı, derhal bakanlara parıl parıl parlayan bembeyaz bir el göründü.

Abdulbaki Gölpınarlı

Elini de (koynundan) çıkardı; o da seyredenlere bembeyaz görünen (nur saçan bir şey oluvermiş)!

Adem Uğur

(Musa) elini çekip çıkardı (gömleğinden), bakanlar bembeyaz gördü!

Ahmed Hulusi

Elini koynundan çıkardı. Bir de ne görsünler! Bakanlara bembeyaz, ışıl ışıl göründü.

Ahmet Tekin

Ardından elini çıkardı. O da bakanlara bembeyaz görünüverdi.

Ahmet Varol

Elini de çekip çıkardı, bir de (ne görsün) o, bakanlar için 'parlayıp aydınlanıvermiş'.

Ali Bulaç

Bir de elini çekti çıkardı; o da, bakanlara bembeyaz (nur saçan bir el) kesiliverdi.

Ali Fikri Yavuz

Elini cikardi, bakanlara bembeyaz gorundu. *

Bekir Sadak

Ve elini çekip çıkardı derken o durup bakanlara (pırıl pırıl ışık veren) bembeyaz (bir görünüme büründü).

Celal Yıldırım

Elini çıkardı, bakanlara bembeyaz göründü.

Diyanet İşleri (eski)

Elini de (koynundan) çıkardı; o da seyredenlere bembeyaz görünen (nur saçan bir şey oluvermiş)!

Diyanet Vakfi

Elini çıkarınca bakanlara bembeyaz görünüverdi.

Edip Yüksel

Bir de elini çekti çıkardı, o da bakanlara bembeyaz oluverdi

Elmalılı Hamdi Yazır

bir de elini (koynundan) çekti çıkardı, o da bakanlara bembeyaz oluverdi.

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

Elini de (koynundan) çekti çıkardı; bakanlara bembeyaz (görünen, nur saçan bir şey) oluverdi.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

Ve elini yeninin altından çıkardı; bakanlar, onun ak bir parıltı saçtığını gördüler.

Seyyid Kutub

Elini de çekip çıkardı, bir de (ne görsün) o, bakanlar için 'parlayıp aydınlanıvermiş'.

Gültekin Onan

Elini de çekib çıkardı. Bir de (ne görsünler) bu, temâşâ edenler için bembeyaz (ve nuur saçan bir el) dir.

Hasan Basri Çantay

Ve elini (koynundan) çıkardı; bir de gördüler ki o, bakanlara bembeyaz (parlayan, ışık saçan bir el)dir.

Hayrat Neşriyat

Elini çıkardı, bir de ne görsün; bakanlara bembeyazdır.

İbni Kesir

Sonra elini ortaya çıkardı; bakanlar ne görsünler, bembeyazdı.

Muhammed Esed

Ve elini çekip çıkardı. Hemen o, nazar edenlere karşı bembeyaz (kesilmiş) idi.

Ömer Nasuhi Bilmen

Bir de elini çıkardı, bakanlara parıl parıl parlayan bir şey oluverdi.

Ömer Öngüt

Elini çekip çıkardı o da bakanlara bembeyaz oluverdi.

Şaban Piriş

Bir de elini koynundan çıkardı ki bakanların gözlerini kamaştıracak kadar parlak mı parlak!

Suat Yıldırım

Elini (koltuğunun altından) çıkardı; o da, bakanlara parıl parıl parlayan bir şey oluverdi.

Süleyman Ateş

Elini de çekip çıkardı, bir de (ne görsün) o, bakanlar için 'parlayıp aydınlanıvermiş.'

Tefhim-ul Kuran

Elini çıkardı; o da bakanların gözlerini alan bir beyazlıktı.

Ümit Şimşek

Elini çıkardı, o da anında seyredenler önünde bembeyaz kesildi.

Yaşar Nuri Öztürk

Ve elini koynundan çıkardı, bir de ne görsünler, bakanlar için bembeyaz ışık saçan bir lamba gibi oluvermiş.

Abdullah Parlıyan

Elini de koynundan çıkardı, bir de ne görsünler; bembeyaz olmuş.

Bayraktar Bayraklı

Ve elini (koynundan) çekip çıkardı ki bakanların gözlerini kamaştıracak kadar bembeyaz (olmuş)!

Cemal Külünkoğlu

Elini de çekip çıkardı, (bir de ne görsün) bakanlara bembeyaz oluverdi.

Kadri Çelik

Bir de, sağ elini koynundan çıkarıverdi ki, bakanların gözlerini kamaştıracak derecede parlak mı parlak!

Ali Ünal

Elini de çıkardı; o da seyredenlere bembeyaz görünen!

Harun Yıldırım

Ve elini çıkardı, fakat o da ne, bu bakanların (gözünü kamaştıran) bir beyazlık!

Mustafa İslamoğlu

Elini çıkardı, bir de ne görsünler; o, bakanlar için bembeyaz bir şey!

Sadık Türkmen

Elini çıkarınca, Musa nın eli bakanlara bembeyaz göründü.

İlyas Yorulmaz

Ve elini çıkardı. İşte o zaman onu seyredenler için o, bembeyaz (nurlu) oldu.

İmam İskender Ali Mihr