Mekke döneminde inmiştir. 227 âyettir. Sûre, adını 224. âyette geçen “eş-Şu’arâ” kelimesinden almıştır. “Şu’arâ” şairler demektir.


وَمَا أَضَلَّنَا إِلَّا الْمُجْرِمُونَ ﴿٩٩﴾


ŞUARÂ SURESİ 99. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve mâ edalle-nâ illâ el mucrimûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve mâ ve olmadı
edalle-nâ bizi dalâlette bıraktı
illâ ...'den başka
el mucrimûne suçlular

Ve bizi mücrimlerden (hidayete mani olanlardan) başkası dalâlette bırakmadı.

ŞUARÂ SURESİ 99. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

“Bizi ancak (önderlerimiz olan) suçlular saptırdı.”

Diyanet İşleri

Bizi, ancak o mücrimler saptırdı.

Abdulbaki Gölpınarlı

Bizi ancak o günahkârlar saptırdı.

Adem Uğur

"Bizi ancak o suçlular (hakikati inkâr edenler) saptırdı. "

Ahmed Hulusi

'Bizi, kesinlikle, İslâm’a planlı cephe alarak, müslümanlığı, müslüman nesilleri yozlaştırma, yok etme suçu işleyen güç ve iktidar sahibi âsiler, suçlular, günahkârlar hak yoldan uzaklaştırıp başımıza buyruk hale getirerek, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihimize imkân sağladılar.'

Ahmet Tekin

Bizi o suçlulardan başkası saptırmadı.

Ahmet Varol

"Bizi suçlu günahkarlardan başka saptıran olmadı."

Ali Bulaç

Bizi ancak (kendilerine uyduğumuz bizden önceki) mücrimler sapıttı.

Ali Fikri Yavuz

(96-102) Orada putlariyla cekiserek: «Vallahi biz apacik bir sapiklikta idik; cunku biz sizi alemlerin Rabbine esit tutmustuk; bizi saptiranlar ancak suclulardir; simdi sefaatcimiz, yakin bir dostumuz yoktur; keski geriye bir donusumuz olsa da inananlardan olsak derler.

Bekir Sadak

Ve bizi ancak suçlu günahkârlar saptırdı.

Celal Yıldırım

(96-102) Orada putlarıyla çekişerek: 'Vallahi biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi Alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi şefaatçimiz, yakın bir dostumuz yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak' derler.

Diyanet İşleri (eski)

Bizi ancak o günahkârlar saptırdı.

Diyanet Vakfi

'Bizi saptıranlar suçlulardı.'

Edip Yüksel

Ve bizi hep o mücrimler şaşırtmıştı

Elmalılı Hamdi Yazır

Ve bizi hep o suçlular şaşırtmıştı.

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

«Ve bizi hep o günahkarlar saptırdı.»

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

Bizi ağır suçlular yoldan çıkarmışlardır.

Seyyid Kutub

"Bizi suçlu günahkarlardan başka saptıran olmadı."

Gültekin Onan

«Bizi o mücrimlerden başkası sapdırmadı».

Hasan Basri Çantay

'Bizi ancak günahkârlar dalâlete düşürdü.'

Hayrat Neşriyat

Ve bizi suçlulardan başka da saptıran olmamıştı.

İbni Kesir

yine de (sizi tanrılaştırarak) yoldan çıkmamıza günah (önderlerimiz) sebep oldu!

Muhammed Esed

«Ve bizi ancak o mücrimler sapıtmış oldular.»

Ömer Nasuhi Bilmen

“Bizi ancak günahkârlar saptırdı. ”

Ömer Öngüt

Bizi hep o günahkarlar şaşırtmıştı.

Şaban Piriş

(96-102) Orada putlarıyla çekişirken şöyle derler "Vallahi de, tallahi de biz besbelli bir sapıklık içinde imişiz!" "Çünkü biz sizi Rabbülâlemin ile bir tutuyorduk. Ama bizi saptıranlar da, o mücrimler oldu." "Şimdi artık ne şefaatçimiz var bizim, ne candan bir dostumuz!" "Ah! Ne olurdu, imkân olsa da dünyaya bir dönsek ve müminlerden olsaydık!"

Suat Yıldırım

"Ama bizi saptıran o suçlulardır."

Süleyman Ateş

«Bizi suçlu günahkârlardan başka saptıran da olmadı.»

Tefhim-ul Kuran

'Fakat bizi o mücrimler saptırdı.

Ümit Şimşek

"Bizi saptıran, o suçlulardan başkası değildi."

Yaşar Nuri Öztürk

Yine de bizi yoldan çıkaranlar, o günahlara gömülüp giden elebaşılarımız oldu.

Abdullah Parlıyan

(96-102) Cehennemde putlarıyla çekişerek şöyle derler: “Vallahi, biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi âlemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; biz apaçık bir sapıklık içindeymişiz. Şimdi ne şefaatçimiz ne de bir dostumuz vardır. Keşke geriye dönüşümüz olsa da inananlardan olsak.”

Bayraktar Bayraklı

Bizi yoldan çıkaran, o suçlulardan başkası değildi.”

Cemal Külünkoğlu

“Bizi suçlu günahkârlardan başka saptıran da olmadı.”

Kadri Çelik

“Ama bizi saptıranlar, hep o hayatları günah hasadından ibaret inkârcı suçlular oldu.

Ali Ünal

“Bizi suçlulardan başkası saptırmadı.”

Harun Yıldırım

ne ki bizi saptıran, yalnızca günahı hayat tarzı haline getiren şu kimselerdi;

Mustafa İslamoğlu

Bizi suçlulardan başkası saptırmadı.

Sadık Türkmen

“Bizi yalnızca günahkarca davranan mücrimler saptırdı. ”

İlyas Yorulmaz

Ve bizi mücrimlerden (hidayete mani olanlardan) başkası dalâlette bırakmadı.

İmam İskender Ali Mihr