TÂHÂ SURESİ 20. Ayeti
Mekke döneminde inmiştir. 135 âyettir. Sûre, adını birinci âyette yer alan harflerden almıştır.
فَأَلْقَاهَا فَإِذَا هِيَ حَيَّةٌ تَسْعَى ﴿٢٠﴾
TÂHÂ SURESİ 20. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe | böylece |
elkâ-hâ | onu attı |
fe | o zaman |
izâ hiye | o olmuştu |
hayyetun | bir yılan |
tes'â | koşan, hızla hareket eden |
Böylece onu attı. O zaman o, hızla hareket eden (koşan) bir yılan olmuştu.
TÂHÂ SURESİ 20. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri
Mûsâ da onu attı. Bir de ne görsün o, hızla akan bir yılan olmuş!
Diyanet İşleri
Bıraktı onu, bir de baktı ki bir yılan olmuş, koşup durmada.
Abdulbaki Gölpınarlı
Onu hemen yere attı. Bir de ne görsün, hızla sürünen bir yılan değil mi!
Adem Uğur
(Musa da) onu attı. . . Bir de ne görsün, o kayan bir yılan!
Ahmed Hulusi
Mûsâ asâsını hemen yere attı. Bir de ne görsün. Bir yılan olmuş, koşuyor.
Ahmet Tekin
Böylece onu attı. Birden o, hızla koşan bir yılan oluverdi.
Ahmet Varol
Böylece, onu attı; (bir de ne görsün) o hemen hızla koşan (kocaman) bir yılan (oluvermiş).
Ali Bulaç
Mûsa da onu bıraktı, bir de ne görsün! O bir yılan olmuş koşuyor.
Ali Fikri Yavuz
Birakinca, degnek hemen, kosan bir yilan oluverdi.
Bekir Sadak
Musâ da hemen onu yere bırakıverdi, derken bir de ne görsün, sürünüp yol alan bir yılan o..
Celal Yıldırım
Bırakınca, değnek hemen, koşan bir yılan oluverdi.
Diyanet İşleri (eski)
Onu hemen yere attı. Bir de ne görsün, hızla sürünen bir yılan değil mi!
Diyanet Vakfi
Onu atınca, hareketli bir yılana dönüşüverdi.
Edip Yüksel
Bıraktı ne baksın o bir yılan olmuş koşuyor
Elmalılı Hamdi Yazır
Bıraktı onu, bir de ne görsün o, bir yılan olmuş koşuyor!
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Musa da onu bıraktı, bir de ne görsün! o bir yılan olmuş koşuyor.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Musa değneği yere atıverdi. Birde ne görsün! Ansızın sürünen bir yılan oluvermiş!
Seyyid Kutub
Böylece, onu attı; (bir de ne görsün) o hemen hızla koşan (kocaman) bir yılan (oluvermiş).
Gültekin Onan
O da bunu bırakdı. Bir de ne görsün: Koşub duran bir yılan (olmuş) dur o!
Hasan Basri Çantay
Bunun üzerine (Mûsâ) onu (yere) bıraktı; bir de ne görsün, o bir yılan (olmuş), hızla hareket ediyor!
Hayrat Neşriyat
O da bıraktı. Bir de ne görsün; o, hemen koşan bir yılan oluvermiş.
İbni Kesir
Bunun üzerine, (Musa), onu yere attı; bir de ne görsün! hızla akan bir yılan oluvermişti o!
Muhammed Esed
Hemen bırakıverdi, o derhal koşar bir yılan kesildi.
Ömer Nasuhi Bilmen
Onu hemen yere attı. Bir de baktı ki, hızla sürünen bir yılan oluvermiş!
Ömer Öngüt
Musa da onu attı. O bir anda koşan bir yılan oluvermişti.
Şaban Piriş
Hemen bıraktı. Bir de ne görsün: Hızla kıvrılıp sürünen, kocaman bir yılan oldu!
Suat Yıldırım
(Mûsâ) attı, bir de ne görsün o, koşan kocaman bir yılan!
Süleyman Ateş
Böylece, o da onu attı; (bir de ne görsün) o hemen hızla koşan (kocaman) bir yılan (oluvermiş).
Tefhim-ul Kuran
Musa onu attı; o da yılan oldu, yürüdü.
Ümit Şimşek
O da onu attı. Bir de ne görsün, bir yılan olmuş o, koşuyor...
Yaşar Nuri Öztürk
Bunun üzerine, Musa onu attı. Bir de ne görsün, hızla hareket eden bir yılan.
Abdullah Parlıyan
Mûsâ onu hemen yere attı. Bir de ne görsün, hızla sürünen bir yılana dönüştü.
Bayraktar Bayraklı
(19-20) Allah, “Onu yere at ey Musa!” dedi. Musa da onu attı. O bir anda koşan bir yılan oluverdi.
Cemal Külünkoğlu
Böylece, o da onu attı; (bir de ne görsün) o hemen hızla koşan (kocaman) bir yılan (oluvermiş).
Kadri Çelik
Musa da bıraktı. Bir de ne görsün: asâ, hızla kıvrılıp sürünen bir yılan oluvermiş!
Ali Ünal
Onu hemen yere attı. Bir de ne görsün, hızla sürünen bir yılan değil mi!
Harun Yıldırım
Bunun üzerine (Musa) onu yere bıraktı. Bir de ne görsün: o değnek bir yılan türü... hızla akıyor...
Mustafa İslamoğlu
Onu yere attı, bir de ne görsün, koşan bir yılan oluverdi!
Sadık Türkmen
Değneği yere attığında, birden bire o değnek hareket eden bir yılan oldu.
İlyas Yorulmaz
Böylece onu attı. O zaman o, hızla hareket eden (koşan) bir yılan olmuştu.
İmam İskender Ali Mihr