Mekke döneminde inmiştir. 49 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “et-Tûr” kelimesinden almıştır. Tûr, dağ demektir. Burada Hz. Mûsâ’ya ilk vahyin geldiği, Sina Yarımadası’nın güneyindeki Sina dağı kastedilmektedir.


فَذَكِّرْ فَمَا أَنتَ بِنِعْمَتِ رَبِّكَ بِكَاهِنٍ وَلَا مَجْنُونٍ ﴿٢٩﴾


TÛR SURESİ 29. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

fe zekkir fe mâ ente bi ni'meti rabbi-ke bi kâhinin ve lâ mecnûnin
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
fe o zaman, o halde
zekkir zikret, öğüt ver, hatırlat
fe çünkü
mâ ente sen değilsin
bi ni'meti ni'metiyle, ni'meti sayesinde
rabbi-ke senin Rabbin
bi kâhinin kâhin
ve lâ mecnûnin ve mecnun değil

O halde zikret (öğüt ver), çünkü sen Rabbinin ni’meti sayesinde ne kâhinsin ne de mecnunsun.

TÛR SURESİ 29. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

(Ey Muhammed!) O hâlde, sen öğüt ver. Rabbinin nimeti sayesinde, sen ne bir kâhinsin, ne de bir deli.

Diyanet İşleri

Artık öğüt ver, gerçekten de Rabbinin nîmeti sâyesinde sen, ne kâhinsin, ne deli.

Abdulbaki Gölpınarlı

(Resûlüm!) Sen öğüt ver. Rabbinin lütfuyla sen ne bir kâhinsin, ne de bir deli.

Adem Uğur

(Rasûlüm) sen hatırlat! Rabbinin nimeti olarak, sen ne bir kâhin olarak açığa çıkarıldın ve ne de cin etkisi altında olan kişi!

Ahmed Hulusi

Öğüt ver, tebliğ görevini yapmaya devam et. Rabbinin, sana ihsan ettiği vahyi, peygamberlik nimeti sebebiyle, sana kâhin de, cinlere mahkûm olmuş biri de, deli de diyemezler. Sen kâhin de, cinlere mahkûm olmuş biri de, deli de değilsin.

Ahmet Tekin

O halde sen öğüt ver. Rabbinin nimetiyle sen ne bir kâhinsin ne de mecnun.

Ahmet Varol

Şu halde sen, öğüt verip hatırlat; çünkü sen, Rabbinin nimetiyle ne kahinsin, ne mecnun.

Ali Bulaç

O halde (Ey Rasûlüm, sen) öğüd ve nasihata devam et; çünkü sen, Rabbinin (nübüvvet ve İslâm) nimeti sayesinde ne kâhinsin, ne mecnûn...

Ali Fikri Yavuz

Ogut ver; Rabbinin nimetiyle sen, ne kahinsin ne de delisin.

Bekir Sadak

Sen öğüt vermeye devam et. Sen, Rabbin nîmetiyle ne bir kâhinsin, ne de deli...

Celal Yıldırım

Öğüt ver; Rabbinin nimetiyle sen, ne kahinsin ne de delisin.

Diyanet İşleri (eski)

(Resûlüm!) Sen öğüt ver. Rabbinin lütfuyla sen ne bir kâhinsin, ne de bir deli.

Diyanet Vakfi

Sen öğüt ver. Rabbinin sana olan iyiliği sayesinde sen ne bir kahinsin, ne de deli.

Edip Yüksel

O halde va'z-u tezkire devam et, çünkü sen, rabbının ni'meti hakkı için, ne kâhinsin ne de mecnun

Elmalılı Hamdi Yazır

O halde anlatıp öğüt vermeye devam et; çünkü sen, Rabbinin nimeti hakkı için, ne kahinsin ne de mecnun!

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

(Ey Muhammed!) sen hatırlat, öğüt ver. Rabbinin nimeti sayesinde sen ne kâhinsin, ne de mecnûn.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

Ey Muhammed! Sen hatırlat, öğüt ver. Rabbinin nimetiyle sen, ne kahinsin ne de delisin.

Seyyid Kutub

Şu halde sen, öğüt verip hatırlat; çünkü sen, rabbinin nimetiyle ne kahinsin, ne mecnun.

Gültekin Onan

(Habîbim) sen hemen öğüt vermekde devam et. Öyle ya, sen Rabbinin ni'meti sayesinde ne bir kâhin, ne de bir mecnun değilsin.

Hasan Basri Çantay

(Ey Resûlüm!) O hâlde nasîhat et; çünki Rabbinin ni'meti hakkı için, sen ne bir kâhinsin, ne de bir mecnun!

Hayrat Neşriyat

Sen; öğüt ver. Rabbının nimeti sayesinde sen; ne bir kahinsin, ne de bir deli.

İbni Kesir

Öyleyse (ey Muhammed! Bütün insanlara) öğüt ver! Çünkü, Rabbinin rahmetiyle, sen ne bir kahinsin, ne de bir deli.

Muhammed Esed

(29-30) Artık sen öğüt vermeğe devam et! Çünkü sen Rabbin nîmeti hakkı için ne bir kâhînsin ve ne de bir mecnûn. Yoksa diyorlar mı ki, «O bir şairdir, onun hakkında zamanın ızdırap veren felaketini bekliyoruz?»

Ömer Nasuhi Bilmen

Resulüm! Sen öğüt ver. Rabbinin nimeti sayesinde sen ne bir kâhinsin, ne de bir mecnun.

Ömer Öngüt

-Sen, öğüt ver. Kesinlikle sen Rabbinin nimeti sayesinde ne medyumsun ne de mecnun.

Şaban Piriş

Ey Resulüm, sen irşad ve nasihatina devam et! Sen Rabbinin ihsanı sayesinde kâfirlerin iddia ettikleri gibi kâhin de değilsin, deli de değilsin.

Suat Yıldırım

(Ey Muhammed), Sen hatırlat, öğüt ver. Rabbinin ni'meti sayesinde sen ne kâhinsin, ne de mecnun.

Süleyman Ateş

Şu halde sen, öğüt verip hatırlat; çünkü sen, Rabbinin nimetiyle ne bir kâhinsin, ne de bir mecnun.

Tefhim-ul Kuran

Sen öğüt ver. Rabbinin nimeti sayesinde sen ne kâhinsin, ne de deli.

Ümit Şimşek

Artık hatırlat, öğüt ver! Rabbinin nimetine yemin olsun ki, sen ne kâhinsin ne de cin çarpmış.

Yaşar Nuri Öztürk

Öyleyse ey Muhammed! Sen bütün insanlara öğüt ver. Çünkü sen, Rabbinin nimeti sayesinde, inkârcıların dedikleri gibi ne bir kahinsin, ne de bir deli.

Abdullah Parlıyan

Sen öğüt ver! Rabbinin nimeti sayesinde sen ne kâhinsin ne de bir deli.

Bayraktar Bayraklı

(Ey Resulüm!) Sen tebliğ ve irşada devam et! Çünkü sen Rabbinin (peygamberlik ve İslam) nimeti sayesinde ne kâhinsin, ne de mecnun.

Cemal Külünkoğlu

O halde sen, öğüt verip hatırlat; çünkü sen, Rabbinin nimetiyle ne bir kâhinsin, ne de bir mecnun.

Kadri Çelik

İşte (Rasûlüm), sen irşad ve nasihatlerine devam et; bil ki sen, Rabbinin lütf u keremiyle ne bir kâhinsin, ne de bir deli.

Ali Ünal

Şu halde sen, öğüt veriphatırlat; çünkü sen, Rabbinin nimetiyle kahin de değilsin, deli de değilsin.

Harun Yıldırım

(Ey Nebi!) Öğüt vermeyi (sürdür); şüphesiz, -Rabbinin nimeti sayesinde- senin bir kahin ve bir mecnun olma ihtimalin asla bulunmamaktadır.

Mustafa İslamoğlu

Öyleyse, sen öğüt ver! Çünkü sen Rabbinin nimeti (vahiy/Kur’an) sayesinde, ne bir kâhinsin, ne de bir mecnun!

Sadık Türkmen

(Rabbini) Düşün. Sen O'nun nimeti ile ne bir kehanette bulunan, nede deli olan birisisin.

İlyas Yorulmaz

O halde zikret (öğüt ver), çünkü sen Rabbinin ni’meti sayesinde ne kâhinsin ne de mecnunsun.

İmam İskender Ali Mihr