TÛR SURESİ 45. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Mekke döneminde inmiştir. 49 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “et-Tûr” kelimesinden almıştır. Tûr, dağ demektir. Burada Hz. Mûsâ’ya ilk vahyin geldiği, Sina Yarımadası’nın güneyindeki Sina dağı kastedilmektedir.
فَذَرْهُمْ حَتَّى يُلَاقُوا يَوْمَهُمُ الَّذِي فِيهِ يُصْعَقُونَ ﴿٤٥﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
fe
zer-hum
hattâ yulâkû
yevme-hum
ellezî
fî-hi
yus'akûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe | o zaman, artık, böylece |
zer-hum | onları bırak, terket |
hattâ yulâkû | kavuşuncaya kadar |
yevme-hum | onların günü |
ellezî | o kimseler ki |
fî-hi | onda |
yus'akûne | şiddetli ses ile helâk olacaklar |
Artık onları, helâk olacakları günlerine kavuşuncaya kadar terket.
TÛR SURESİ 45. Ayeti Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Artık onları bırak, o kavuşacakları güne değin ki, onda çarpılıp helâk olacaklardır.
Ömer Nasuhi Bilmen