Mekke döneminde inmiştir. 49 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “et-Tûr” kelimesinden almıştır. Tûr, dağ demektir. Burada Hz. Mûsâ’ya ilk vahyin geldiği, Sina Yarımadası’nın güneyindeki Sina dağı kastedilmektedir.


فَذَرْهُمْ حَتَّى يُلَاقُوا يَوْمَهُمُ الَّذِي فِيهِ يُصْعَقُونَ ﴿٤٥﴾


TÛR SURESİ 45. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

fe zer-hum hattâ yulâkû yevme-hum ellezî fî-hi yus'akûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
fe o zaman, artık, böylece
zer-hum onları bırak, terket
hattâ yulâkû kavuşuncaya kadar
yevme-hum onların günü
ellezî o kimseler ki
fî-hi onda
yus'akûne şiddetli ses ile helâk olacaklar

Artık onları, helâk olacakları günlerine kavuşuncaya kadar terket.

TÛR SURESİ 45. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

Artık sen çarpılacakları günlerine kadar onları kendi hâllerine bırak.

Diyanet İşleri

Artık bırak onları helâk olacakları güne dek.

Abdulbaki Gölpınarlı

Artık çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar onları kendi hallerine bırak.

Adem Uğur

Bırak onları, dehşeti yaşayacakları (ölüm) günlerine kavuşuncaya kadar!

Ahmed Hulusi

Artık ölecekleri, helâk edilecekleri, savaş meydanlarında öldürülecekleri güne kavuşuncaya kadar, onları kendi hallerine bırak.

Ahmet Tekin

Öyleyse onları çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar bırak.

Ahmet Varol

Öyleyse sen onları (en dayanılmaz azabla) çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar bırak.

Ali Bulaç

O halde (Ey Rasûlüm), bırak onları; tâ o çarpılacakları (ölüm) günlerine kadar...

Ali Fikri Yavuz

Carpilacaklari gune erismelerine kadar onlari birak.

Bekir Sadak

Sen onları çarpılacakları güne kavuşmalarına kadar bırak.

Celal Yıldırım

Çarpılacakları güne erişmelerine kadar onları bırak.

Diyanet İşleri (eski)

Artık çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar onları kendi hallerine bırak.

Diyanet Vakfi

Çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar onları bırak.

Edip Yüksel

O halde bırak onları ta o çarpılacakları günlerine kadar

Elmalılı Hamdi Yazır

O halde bırak onları ta çarpılacakları günlerine (kavuşuncaya) kadar.

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

Artık çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar onları (kendi hallerine) bırak.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

Korkudan bayılacakları günlerine kavuşuncaya kadar bırak onları.

Seyyid Kutub

Öyleyse sen onları (en dayanılmaz azabla) çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar bırak.

Gültekin Onan

Artık onları çarpılacakları günlerine kadar (hallerine) bırak.

Hasan Basri Çantay

(Ey Habîbim!) Artık, içinde çarpılacakları günlerine (kıyâmete) kavuşuncaya kadar onları (kendi hâllerine) bırak!

Hayrat Neşriyat

Artık çarpılacakları günlerine erişinceye kadar bırak onları.

İbni Kesir

Bundan böyle, dehşete kapılacakları (Hesap) Günü ile karşılaşıncaya kadar kendi hallerine bırak onları!

Muhammed Esed

Artık onları bırak, o kavuşacakları güne değin ki, onda çarpılıp helâk olacaklardır.

Ömer Nasuhi Bilmen

Artık çarpılacakları günlerine erişinceye kadar bırak onları!

Ömer Öngüt

-O halde, bırak onları, tâ ki çarpılacakları günlerine kavuşsunlar.

Şaban Piriş

O halde sen onları, darbe yiyip çarpılacakları güne kadar kendi hallerine bırak!

Suat Yıldırım

Korkudan bayılacakları günlerine kavuşuncaya kadar bırak onları.

Süleyman Ateş

Öyleyse sen onları kendisinde (en dayanılmaz azabla) çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar bırak.

Tefhim-ul Kuran

Çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar sen onları kendi hallerine bırak.

Ümit Şimşek

Bayılıp yere serilecekleri günlerine kavuşuncaya kadar bırak onları!

Yaşar Nuri Öztürk

Artık korkudan bayılacakları güne kavuşuncaya kadar bırak onları, ne yaparlarsa yapsınlar.

Abdullah Parlıyan

Artık, çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar onları kendi hallerine bırak!

Bayraktar Bayraklı

Artık sen çarpılacakları günlerine kadar onları kendi hâllerine bırak.

Cemal Külünkoğlu

Öyleyse sen onları kendisinde (en dayanılmaz azapla) çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar bırak.

Kadri Çelik

O bakımdan, yedikleri darbe ile cansız yere düşecekleri güne kavuşacakları âna kadar bırak onları.

Ali Ünal

Şimdi onları, baygın düşüp yıkılacakları günleri ile karşılaşana kadar bırak.

Harun Yıldırım

Artık onları, dehşetten kendilerini kaybedecekleri günle karşılaşıncaya kadar kendi hallerine bırak!

Mustafa İslamoğlu

Öyleyse bırak onları, dehşete düşecekleri günlerine kavuşuncaya kadar...

Sadık Türkmen

Çarpılacakları güne kavuşuncaya kadar, onları kendi hallerine bırak.

İlyas Yorulmaz

Artık onları, helâk olacakları günlerine kavuşuncaya kadar terket.

İmam İskender Ali Mihr