ZÂRİYÂT SURESİ 42. Ayeti Harun Yıldırım Meali
Mekke döneminde inmiştir. 60 âyettir. Sûre, adını ilk âyette geçen “ez-zâriyât” kelimesinden almıştır. Zâriyât, esip savuran rüzgârlar demektir.
مَا تَذَرُ مِن شَيْءٍ أَتَتْ عَلَيْهِ إِلَّا جَعَلَتْهُ كَالرَّمِيمِ ﴿٤٢﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
mâ tezeru
min şey'in
etet
aleyhi
illâ
cealet-hu
ke
er ramîmi
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
mâ tezeru | bırakmıyor |
min şey'in | bir şey |
etet | geldi |
aleyhi | onun üzerine |
illâ | ancak, hariç, ...'den başka |
cealet-hu | onu kıldı, yaptı (... haline getirdi) |
ke | gibi |
er ramîmi | çürümüş, ufalanmış, kül gibi toz halinde |
(O rüzgâr), üzerinden geçtiği (hiç)bir şeyi bırakmayarak, mutlaka kül gibi toz haline getirdi.
ZÂRİYÂT SURESİ 42. Ayeti Harun Yıldırım Meali
Üzerinden geçtiği hiç bir şeyi bırakmıyor, mutlaka çürütüp kül gibi dağıtıyordu.
Harun Yıldırım