ZUHRÛF SURESİ 29. Ayeti
Mekke döneminde inmiştir. 89 âyettir. Sûre, adını 35. âyette geçen “Zuhruf” kelimesinden almaktadır. Zuhruf; yaldız, mücevher, dünya hayatının geçici menfaati anlamlarına gelir.
بَلْ مَتَّعْتُ هَؤُلَاء وَآبَاءهُمْ حَتَّى جَاءهُمُ الْحَقُّ وَرَسُولٌ مُّبِينٌ ﴿٢٩﴾
ZUHRÛF SURESİ 29. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
bel | hayır |
metta'tu | ben metalandırdım |
hâulâi | bunlar (onlar) |
ve âbâe-hum | ve onların babaları, ataları |
hattâ | ... oluncaya kadar |
câe-hum | onlara geldi |
el hakku | hak |
ve resûlun | ve bir resûl |
mubînun | apaçık, açıklayan |
Hayır, ben onları ve babalarını, onlara Hakk (Kur’ân) ve O’nu açıklayan bir resûl gelinceye kadar metalandırdım.
ZUHRÛF SURESİ 29. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri
Doğrusu onları (Mekke müşriklerini) ve atalarını kendilerine hak olan Kur’an ve onu açıklayan bir peygamber gelinceye kadar (dünya nimetlerinden) yararlandırırım.
Diyanet İşleri
Belki de ben, onları da, atalarını da, onlara bir gerçek ve apaçık bir peygamber gelinceye dek geçindirmedeydim.
Abdulbaki Gölpınarlı
Doğrusu bunları da atalarını da kendilerine hak ve onu açıklayan bir peygamber gelinceye kadar geçindirdim.
Adem Uğur
Bunları ve onların atalarını, kendilerine Hak ve apaçık bir Rasûl gelinceye kadar dünyadan yararlandırdım.
Ahmed Hulusi
Doğrusu ben bunları da, babalarını da, kendilerine gerekçeli, hikmete dayalı, toplumda hakça düzeni gerçekleştirecek hak kitap Kur’ân ve hakkı açıklayan bir Rasul gelinceye kadar, dünya nimetlerinden faydalandırdım.
Ahmet Tekin
Gerçek şu ki, onları ve atalarını kendilerine gerçek ve açıklayıcı peygamber gelinceye kadar geçindirdim.
Ahmet Varol
Hayır; Ben onları ve atalarını, kendilerine hak ve açıklayan bir elçi gelinceye kadar metalandırdım, yaşattım.
Ali Bulaç
Doğrusu şu (Mekke’li) kâfirleri ve atalarını, kendilerine kitab ve elçiliği (mucizelerle) aşikâr bir peygamber gelinceye kadar faydalandırıp yaşattım.
Ali Fikri Yavuz
Hayir; Ben bunlari ve babalarini gercek ve onu aciklayan bir peygamber gelene kadar gecindirdim.
Bekir Sadak
Fakat bunları ve babalarını, kendilerine hakk ve (onu) açıklayan peygamber gelinceye kadar bir süre geçindirip yararlandırdık.
Celal Yıldırım
Hayır; Ben bunları ve babalarını gerçek ve onu açıklayan bir peygamber gelene kadar geçindirdim.
Diyanet İşleri (eski)
Doğrusu bunları da atalarını da kendilerine hak ve onu açıklayan bir peygamber gelinceye kadar geçindirdim.
Diyanet Vakfi
Doğrusu, kendilerine gerçek ve apaçık bir elçi varıncaya kadar şunlara ve atalarına imkan tanıdım.
Edip Yüksel
Fakat şunları ve atalarını ta kendilerine hakk ve bir Resuli mübîn gelinciye kadar müstefid edip yaşattım
Elmalılı Hamdi Yazır
Fakat bunları ve atalarını kendilerine hak ve apaçık anlatan bir peygamber gelinceye kadar faydalandırıp yaşattım.
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Doğrusu ben bunları da babalarını da kendilerine hak olan kitap ve gerçeği açıklayan bir peygamber gelinceye kadar faydalandırıp geçindirdim.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Doğrusu bunları da, babalarını da kendilerine hak ve hakikatı açıklayan bir peygamber gelinceye kadar geçindirdim.
Seyyid Kutub
Hayır; ben onları ve atalarını, kendilerine hak ve açıklayan bir elçi gelinceye kadar metalandırdım, yaşattım.
Gültekin Onan
Daha doğrusu ben onları da, atlarını da, kendilerine hak (ve şerîat hükümlerini) açıklayan bir peygamber gelinceye kadar, fâidelendirdim (yaşatdım).
Hasan Basri Çantay
Daha doğrusu bunları da atalarını da kendilerine o hak (olan Kur’ân) ve (onu)açıklayan bir peygamber gelinceye kadar (yaşatarak dünya ni'metlerinden) faydalandırdım.
Hayrat Neşriyat
Hayır. Ben, onları da, atalarını da hakkı açıklayan bir peygamber gelene kadar geçindirdim.
İbni Kesir
Şimdi, (İbrahim'den sonra yaşamış olanlara gelince,) onlara -ve atalarına- her şeyi apaçık ortaya seren bir elçi aracılığıyla hakikati gönderinceye kadar istedikleri gibi yaşamalarına izin verdim:
Muhammed Esed
Fakat onları ve atalarını kendilerine o hak ve apaçık resûl gelinceye kadar fâidelendirdim.
Ömer Nasuhi Bilmen
Doğrusu ben bunları da atalarını da, kendilerine hak ve onu açıklayan bir peygamber gelinceye kadar geçindirdim.
Ömer Öngüt
Evet, onları ve atalarını kendilerine hak ve apaçık bir elçi gelinceye kadar nimetlendirdim.
Şaban Piriş
Doğrusu, Ben bunları da, babalarını da kendilerine hakikat ve onu açıklayan peygamber gelinceye kadar yaşattım.
Suat Yıldırım
Doğrusu bunları da, babalarını da kendilerine gerçek söz ve (onu) açıklayan elçi gelinceye dek yaşattım.
Süleyman Ateş
Hayır; Ben onları ve atalarını, kendilerine hak ve açıklayan bir peygamber gelinceye kadar metalandırıp yaşattım.
Tefhim-ul Kuran
Bunları ve atalarını da, kendilerine hak ve onu açıklayıcı peygamber gelinceye kadar nimetlerimden nasiplendirdim.
Ümit Şimşek
Ben, şunlar ve atalarını, kendilerine hak ve açık kanıtlı resul gelinceye kadar nimetlendirdim.
Yaşar Nuri Öztürk
Doğrusu bunları da, babalarını da kendilerine gerçekleri içeren kitap ve onu açıklayan peygamber gelinceye kadar yaşattım.
Abdullah Parlıyan
Doğrusu ben, bunları ve babalarını, bu gerçek ve onu açıklayan bir peygamber gelene kadar geçindirdim.
Bayraktar Bayraklı
Doğrusu ben, bunları da babalarını da kendilerine hak olan (Kitap) ve (onu) açıklayan bir peygamber gelinceye kadar faydalandırıp geçindirdim.
Cemal Külünkoğlu
Doğrusu bunları da babalarını da, kendilerine hak (din) ve hakikati açıklayan bir peygamber gelinceye kadar geçindirdim.
Kadri Çelik
Doğrusu, kendilerine hak ve onu apaçık ortaya koyacak bir rasûl geleceği âna kadar şu (Mekke halkının da), atalarının da hayatta kalmalarına müsaade ettim ve kendilerine geçimlikler verdim.
Ali Ünal
Hayır; Ben onları ve atalarını, kendilerine hak ve açıklayan bir rasul gelinceye kadar faydalandırdım.
Harun Yıldırım
Ama nerde! Ben, işte şunların ve atalarının, hakikat ve (o hakikat) apaçık ortaya koyan bir elçi gelinceye kadar safa sürmelerine izin verdim.
Mustafa İslamoğlu
Doğrusu bunları ve babalarını kendilerine apaçık gerçeği ortaya koyan, bir elçi gelinceye kadar yaşatıp geçindirdim.
Sadık Türkmen
O toplulukların ve atalarının geçimliklerini, hak (Kur'an) ve açıklayıcı elçi onlara gelinceye kadar, ben verdim.
İlyas Yorulmaz
Hayır, ben onları ve babalarını, onlara Hakk (Kur’ân) ve O’nu açıklayan bir resûl gelinceye kadar metalandırdım.
İmam İskender Ali Mihr