ZUHRÛF SURESİ 34. Ayeti
Mekke döneminde inmiştir. 89 âyettir. Sûre, adını 35. âyette geçen “Zuhruf” kelimesinden almaktadır. Zuhruf; yaldız, mücevher, dünya hayatının geçici menfaati anlamlarına gelir.
وَلِبُيُوتِهِمْ أَبْوَابًا وَسُرُرًا عَلَيْهَا يَتَّكِؤُونَ ﴿٣٤﴾
ZUHRÛF SURESİ 34. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
ve li buyûti-him | ve onların evlerine |
ebvâben | kapılar |
ve sururan | ve koltuklar, sedirler |
aleyhâ | onun üzerine |
yettekiûne | yaslanırlar |
Ve onların evlerine kapılar ve de üzerine yaslandıkları koltuklar (onları da gümüşten yapardık).
ZUHRÛF SURESİ 34. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri
(34-35) Evlerine (gümüşten) kapılar ve üzerine yaslanacakları koltuklar ve altın süslemeler yapardık. Bütün bunlar, sadece dünya hayatının geçimliğidir. Rabbinin katında ahiret ise, O’na karşı gelmekten sakınanlarındır.
Diyanet İşleri
Ve evlerinin kapılarını ve üstüne oturup yaslandıkları tahtları gümüşten yapardık.
Abdulbaki Gölpınarlı
Evlerinin kapılarını ve üzerine yaslanacakları koltukları da (hep gümüşten yapardık).
Adem Uğur
Evlerine (gümüşten) kapılar ve üzerlerinde yaslanacakları koltuklar. . .
Ahmed Hulusi
Evlerini, kapılarını ve üzerine oturup yaslanacakları koltukları da, hep gümüşten yapardık.
Ahmet Tekin
Evlerine kapılar ve üzerine yaslanacakları koltuklar (yapardık).
Ahmet Varol
Evlerine kapılar ve üzerinde yaslanıp dayanacakları koltuklar,
Ali Bulaç
Odalarına da (gümüşten) kapılar ve üzerlerine kurulub yaslanacakları koltuklar (yapardık)...
Ali Fikri Yavuz
(33-35) Eger butun insanlar tek ummet olma durumuna gelmiyecek olsaydi, Rahman olan Allah'i inkar edenlerin evlerinin tavanlarini, uzerinde yukseldikleri merdivenleri, evlerinin kapilarini, uzerine yaslanacaklari kerevetleri gumusten yapar ve altin bezeklerle islerdik. Bunlarin hepsi ancak dunya hayatinin gecimligidir. Ahiret, Rabbinin katinda O'na karsi gelmekten sakinanlaradir. *
Bekir Sadak
(34-35) Evlerinin kapılarını, üzerine yaslandıkları kanepeleri gümüşten yapar ve altın kaplamalarla işlerdik. Bunların hepsi dünya hayatının kısa süreli yararlanılan geçimliğinden başkası değildir. Âhiret ise, Rabbin yanında korkup sakınanlar içindir.
Celal Yıldırım
(33-35) Eğer bütün insanlar tek ümmet olma durumuna gelmeyecek olsaydı, Rahman olan Allah'ı inkar edenlerin evlerinin tavanlarını, üzerinde yükseldikleri merdivenleri, evlerinin kapılarını, üzerine yaslanacakları kerevetleri gümüşten yapar ve altın bezeklerle işlerdik. Bunların hepsi ancak dünya hayatının geçimliğidir. Ahiret, Rabbinin katında O'na karşı gelmekten sakınanlaradır.
Diyanet İşleri (eski)
Evlerinin kapılarını ve üzerine yaslanacakları koltukları da (hep gümüşten yapardık).
Diyanet Vakfi
Evlerine kapılar ve konforlu mobilyalar.
Edip Yüksel
Ve odalarına kapılar ve üzerlerine kurulacakları koltuklar kanepeler
Elmalılı Hamdi Yazır
(34-35) Odalarına kapılar; üzerlerine kurulacakları koltuklar, kanepeler, altın'dan süsler yapardık. Doğrusu bütün bunlar dünya hayatının geçici metaı; ahiret ise Rabbin katında takva sahipleri içindir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Onların evleri için gümüşten kapılar, üzerine yaslanacakları koltuklar yapardık.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Evlerinin kapılarını ve üzerlerine yaslanacakları koltukları da hep gümüşten yapardık.
Seyyid Kutub
Evlerine kapılar ve üzerinde yaslanıp dayanacakları koltuklar.
Gültekin Onan
odalarının kapılarını, üzerine yaslanacakları tahtları hep gümüşden yapardık!
Hasan Basri Çantay
Hem evleri için (gümüşten) kapılar ve üzerlerinde yaslanacakları koltuklar(yapardık).
Hayrat Neşriyat
Evlerinin kapılarını ve üzerlerine yaslanacakları kerevetleri de,
İbni Kesir
ve evlerine (gümüş) kapılar, üzerinde yatıp uzanacakları (gümüş) yataklar,
Muhammed Esed
Ve evleri için (yine gümüşten) kapılar ve üzerine yaslandıkları tahtlar yapardık.
Ömer Nasuhi Bilmen
Evlerinin kapılarını, üzerine yaslanacakları koltukları.
Ömer Öngüt
Kapılarını ve arkalarına yaslandıkları koltukları
Şaban Piriş
(33-35) Eğer, bütün insanların dinsizliğe imrenecek bir tek ümmet haline gelme mahzuru olmasaydı, Rahman’ı inkâr edenlerin evlerinin tavanlarını ve çıkacakları merdivenleri, evlerinin kapılarını, üzerine kurulacakları koltukları hep gümüşten yapardık. Onları altına, mücevhere boğardık. Fakat bütün bunlar dünya hayatının geçici metâından ibarettir. Âhiret ise Rabbinin nezdinde Allah’a karşı gelmekten sakınanlara mahsustur.
Suat Yıldırım
Ve evlerine kapılar ve üzerine yaslanacakları koltuklar, divânlar.
Süleyman Ateş
Evlerine kapılar ve üzerinde yaslanıp dayanacakları koltuklar,
Tefhim-ul Kuran
Evlerinin kapılarını ve üzerine kuruldukları koltuklarını da gümüşten yapardık.
Ümit Şimşek
Evlerine kapılar, üzerlerinde yan yatacakları koltuklar yapardık;
Yaşar Nuri Öztürk
Ve evlerine, gümüş kapılar üzerine yaslanacakları koltukları da hep gümüşten yapardık.
Abdullah Parlıyan
(34-35) Evlerini gümüşten kapılar ve yaslanacakları koltuklarla donatıp süslerdik. Bütün bunlar sadece geçici dünya malıdır. Âhiret ise Rabbin katında muttakiler/ Allah'a saygı duyanlar içindir.
Bayraktar Bayraklı
(34-35) (İnkârcıların dünyadaki) evlerinin kapılarını ve üzerine kuruldukları koltuklarını da (gümüşten) yapardık. Ve (daha nice) çekici süsler (de verirdik). Bütün bunlar sadece dünya hayatının geçici malından ibarettir. Ahiret nimeti ise, Rabbinin katında, Allah'ın azabından sakınıp rahmetine sığınanlara mahsustur.
Cemal Külünkoğlu
Evlerinin kapılarını ve üzerinde yaslanıp dayanacakları koltukları da (hep gümüşten yapardık).
Kadri Çelik
Ve evlerinin kapıları ve üzerlerine kurulacakları koltukları da.
Ali Ünal
Evlerine kapılar ve üzerinde yaslanıpdayanacakları koltuklar,
Harun Yıldırım
Dahası evlerini (gümüş) kapılarla, üzerinde yayıla yayıla oturacakları koltuklarla (donatır)
Mustafa İslamoğlu
Odalarına kapılar ve üzerinde yaslanacakları koltuklar yapardık
Sadık Türkmen
Evlerinin kapılarını ve uzanıp yattıkları koltuklarını da gümüşten yapardık.
İlyas Yorulmaz
Ve onların evlerine kapılar ve de üzerine yaslandıkları koltuklar (onları da gümüşten yapardık).
İmam İskender Ali Mihr