Mekke döneminde inmiştir. 89 âyettir. Sûre, adını 35. âyette geçen “Zuhruf” kelimesinden almaktadır. Zuhruf; yaldız, mücevher, dünya hayatının geçici menfaati anlamlarına gelir.


وَلِبُيُوتِهِمْ أَبْوَابًا وَسُرُرًا عَلَيْهَا يَتَّكِؤُونَ ﴿٣٤﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve li buyûti-him ebvâben ve sururan aleyhâ yettekiûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve li buyûti-him ve onların evlerine
ebvâben kapılar
ve sururan ve koltuklar, sedirler
aleyhâ onun üzerine
yettekiûne yaslanırlar

Ve onların evlerine kapılar ve de üzerine yaslandıkları koltuklar (onları da gümüşten yapardık).

ZUHRÛF SURESİ 34. Ayeti Cemal Külünkoğlu Meali

(34-35) (İnkârcıların dünyadaki) evlerinin kapılarını ve üzerine kuruldukları koltuklarını da (gümüşten) yapardık. Ve (daha nice) çekici süsler (de verirdik). Bütün bunlar sadece dünya hayatının geçici malından ibarettir. Ahiret nimeti ise, Rabbinin katında, Allah'ın azabından sakınıp rahmetine sığınanlara mahsustur.

Cemal Külünkoğlu