ZUHRÛF SURESİ 38. Ayeti Mustafa İslamoğlu Meali
Mekke döneminde inmiştir. 89 âyettir. Sûre, adını 35. âyette geçen “Zuhruf” kelimesinden almaktadır. Zuhruf; yaldız, mücevher, dünya hayatının geçici menfaati anlamlarına gelir.
حَتَّى إِذَا جَاءنَا قَالَ يَا لَيْتَ بَيْنِي وَبَيْنَكَ بُعْدَ الْمَشْرِقَيْنِ فَبِئْسَ الْقَرِينُ ﴿٣٨﴾
Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali
hattâ
izâ câe-nâ
kâle
yâ leyte
beynî ve beyne-ke
bu'de
el meşrikayni
fe
bi'se
el karînu
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
hattâ | ... oluncaya kadar |
izâ câe-nâ | bize geldiği zaman |
kâle | dedi, der |
yâ leyte | keşke (olsaydı) |
beynî ve beyne-ke | benimle senin aran |
bu'de | uzaklık, uzak |
el meşrikayni | iki doğu |
fe | işte bu |
bi'se | kötü |
el karînu | yakınlık (dostluk, arkadaşlık) |
O (onlardan biri), sonunda (kıyâmet günü) bize geldiği zaman: “Keşke benimle senin aran, iki doğu kadar uzak olsaydı.” dedi (der). İşte bu kötü bir yakınlık.
ZUHRÛF SURESİ 38. Ayeti Mustafa İslamoğlu Meali
En sonunda çıkıp huzurumuza geldiği zaman, (şeytani kişiliğine) der ki: "N'olaydı, keşke benimle senin aranda doğuyla batı kadar bir mesafe olaydı. Meğer (uydusu olduğum) yoldaş, ne kadar da berbatmış.
Mustafa İslamoğlu