Mekke döneminde inmiştir. 89 âyettir. Sûre, adını 35. âyette geçen “Zuhruf” kelimesinden almaktadır. Zuhruf; yaldız, mücevher, dünya hayatının geçici menfaati anlamlarına gelir.


فَذَرْهُمْ يَخُوضُوا وَيَلْعَبُوا حَتَّى يُلَاقُوا يَوْمَهُمُ الَّذِي يُوعَدُونَ ﴿٨٣﴾


ZUHRÛF SURESİ 83. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

fe zer-hum yahûdû ve yel'abû hattâ yulâkû yevme hum ellezî yûadûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
fe o zaman, artık, böylece
zer-hum onları bırak
yahûdû (boş şeylere) dalsınlar
ve yel'abû ve oynasınlar, oyalansınlar
hattâ ... oluncaya kadar
yulâkû mülâki olurlar, karşılaşırlar, kavuşurlar
yevme gün
hum onlar
ellezî ki o
yûadûne vaadolunurlar

Artık onları bırak! Vaadolundukları güne mülâki oluncaya (kavuşuncaya) kadar boş şeylere dalsınlar ve oynasınlar.

ZUHRÛF SURESİ 83. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

Bırak onları, tehdit edildikleri güne kavuşana kadar, (batıl inançlarına) dalsınlar ve (dünya hayatlarında) oynayadursunlar.

Diyanet İşleri

Bırak onları, vaadedilen güne ulaşıncaya dek didinip oynasınlar.

Abdulbaki Gölpınarlı

Sen bırak onları, kendilerine söz verilen günlerine kavuşuncaya kadar bâtıla dalsınlar, oynaya dursunlar.

Adem Uğur

Bırak onları, vadolundukları sürece kavuşuncaya kadar (dünyalarına) dalsınlar ve oynasınlar!

Ahmed Hulusi

Onları kendi hallerine bırak. Tehdit edildikleri günle karşılaşıncaya kadar, bâtıla dalıp, bilgisizce ileri geri konuşarak oynasınlar.

Ahmet Tekin

Artık sen onları bırak, vaadedildikleri günlerine kavuşuncaya kadar dalsın ve oynasınlar.

Ahmet Varol

Artık onları bırak; onlara vadedilen günlerine kadar, dalsınlar ve oynaya dursunlar.

Ali Bulaç

Şimdi bırak onları (bâtıl inançlarına) dalsınlar, oynaya dursunlar; tâ vaad edildikleri (kıyamet) günlerine kavuşuncaya kadar...

Ali Fikri Yavuz

Birak onlari, kendilerine soz verilen gune kavusana kadar, dalsinlar, oynasinlar.

Bekir Sadak

Bırak onları, (tehdîd anlamında) va'd olundukları günlerine kavuşuncaya kadar (inkâr ve azgınlıklarına) dalıp oynasınlar.

Celal Yıldırım

Bırak onları, kendilerine söz verilen güne kavuşana kadar, dalsınlar, oynasınlar.

Diyanet İşleri (eski)

Sen bırak onları, kendilerine söz verilen günlerine kavuşuncaya kadar bâtıla dalsınlar, oynaya dursunlar.

Diyanet Vakfi

Bırak onları, kendilerine söz verilen günlerine kavuşuncaya kadar dalsınlar, oynasınlar.

Edip Yüksel

Şimdi bırak onları dalsınlar, oynıya dursunlar tâ va'dolundukları günlerine çatasıya kadar

Elmalılı Hamdi Yazır

Şimdi bırak onları dalsınlar, oynaya dursunlar, va'dolunduklan günleri (gelip) çatasıya kadar!

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

Şimdi sen bırak onları, tehdit edildikleri günlerine kavuşuncaya kadar batıla dalsınlar oynasınlar.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

Bırak onları, kendilerine söylenen günlerine kavuşuncaya kadar dalsın, oyalansınlar!

Seyyid Kutub

Artık onları bırak; onlara vadedilen günlerine kadar dalsınlar ve oynaya dursunlar.

Gültekin Onan

(Şimdilik) sen bırak onları, (baatılın içine) dalsınlar, (dünyâlarında) oynaya dursunlar. Nihayet (azâb ile) tehdîd edilmekde oldukları günlerine kavuşdurulacaklardır.

Hasan Basri Çantay

O hâlde bırak onları, tehdîd edilegeldikleri günlerine kavuşuncaya kadar (bâtıla)dalsınlar, oynasınlar!

Hayrat Neşriyat

Bırak onları, kendilerine vaadedilen güne ulaşıncaya kadar dalsınlar, oyalanıp dursunlar.

İbni Kesir

Onları bırak da vaad edilen (Hesap) Günü ile karşılaşıncaya kadar beyhude konuşmalarla oyalansınlar ve (kelimelerle) oynayıp dursunlar!

Muhammed Esed

Artık onları bırak, (beyhûde işlere) dalsınlar ve oyalanadursunlar. O vaadolundukları günlerine mülâki olacaklarına değin.

Ömer Nasuhi Bilmen

Bırak onları! Kendilerine vâdedilen günlerine kavuşuncaya kadar dalsınlar, oynayıp dursunlar.

Ömer Öngüt

Bırak onları, kendilerine vaat edilen güne kavuşuncaya kadar dalsınlar ve oynaya dursunlar.

Şaban Piriş

Kendilerine bildirilen o hesap gününe kavuşuncaya kadar, onları kendi hallerine bırak, batıllarına dalsınlar, varsın oyalansınlar.

Suat Yıldırım

Bırak onları, kendilerine söylenen günlerine kavuşuncaya kadar dalsın, oynasınlar.

Süleyman Ateş

Artık sen onları bırak; onlar vadedilen kendi günlerine kadar, dalsınlar ve oynaya dursunlar.

Tefhim-ul Kuran

Bırak onları, dalsınlar, eğlensinler, vaad edilen günlerine kavuşuncaya kadar.

Ümit Şimşek

Bırak onları, kendilerine vaat edilen günlerine kavuşuncaya değin dalıp gitsinler; oynayıp oyalansınlar!

Yaşar Nuri Öztürk

Onları bırak da, vaat edilen hesap günü ile karşılaşıncaya kadar boş işler ve konuşmalara dalıp oynasınlar.

Abdullah Parlıyan

Uyarıldıkları güne kavuşuncaya kadar bırak onları; eğlenceye dalsınlar, oynasınlar!

Bayraktar Bayraklı

Bırak onları! Kendilerine vaadedilen (azap) günlerine kavuşuncaya kadar dalsın, oynayıp oyalansınlar!

Cemal Külünkoğlu

Artık sen onları bırak; onlar vaat edilen kendi günlerine kadar (batıl işlere) dalsınlar ve oynaya dursunlar.

Kadri Çelik

Öyleyse bırak onları, kendilerine va’d edilen güne kavuşuncaya kadar daldıkları bâtıl (bataklıklarında) oyalanmaya, oynayıp eğlenmeye devam etsinler.

Ali Ünal

Artık onları bırak; va’dolundukları günlerine kavuşuncaya kadar dalsınlar ve oynayadursunlar.

Harun Yıldırım

Artık onları bırak, geleceği vaad olunan günlerine kavuşuncaya kadar lafazanlıkla oyalansınlar ve (kelimelerle) oynamayı sürdürsünler.

Mustafa İslamoğlu

Bırak onları dalsınlar ve oyalansınlar, kendilerine vadedilen günlerine kavuşuncaya kadar!

Sadık Türkmen

Bırak onları, kendilerine vaat edilen azap onlara gelinceye kadar oyalanıp, oynasınlar.

İlyas Yorulmaz

Artık onları bırak! Vaadolundukları güne mülâki oluncaya (kavuşuncaya) kadar boş şeylere dalsınlar ve oynasınlar.

İmam İskender Ali Mihr