Mekke döneminde inmiştir. 89 âyettir. Sûre, adını 35. âyette geçen “Zuhruf” kelimesinden almaktadır. Zuhruf; yaldız, mücevher, dünya hayatının geçici menfaati anlamlarına gelir.


وَهُوَ الَّذِي فِي السَّمَاء إِلَهٌ وَفِي الْأَرْضِ إِلَهٌ وَهُوَ الْحَكِيمُ الْعَلِيمُ ﴿٨٤﴾


Ayet Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve huve ellezî fî es semâi ilâhun ve fî el ardı ilâhun ve huve el hakîmu el alîmu
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve huve ve o
ellezî ki o
fî es semâi semada, gökte
ilâhun ilâh
ve fî el ardı ve arzda, yerde
ilâhun ilâh
ve huve ve o
el hakîmu hakîm, hüküm ve hikmet sahibi
el alîmu alîm, en iyi bilen

Ve O, gökte İlâh’tır ve yerde İlâh’tır. Ve O, Hakîm’dir (hüküm ve hikmet sahibidir), Alîm’dir (en iyi bilendir).

ZUHRÛF SURESİ 84. Ayeti Ali Ünal Meali

O (Rab, O Rahmân) ki, gökte de (ibadete lâyık ve Kendisine ibadet edilen yegâne) İlâhtır, yer de (ibadete lâyık ve Kendisine ibadet edilmesi gereken yegâne) İlâhtır. O, Hâkîm (her işinde, her hüküm ve icraatında pek çok hikmetler bulunan)dır; Alîm (her şeyi hakkıyla bilen)dir.

Ali Ünal