ENBİYÂ SURESİ 61. Ayeti
Mekke döneminde inmiştir. 112 âyettir. “Enbiyâ”, peygamberler demektir.
قَالُوا فَأْتُوا بِهِ عَلَى أَعْيُنِ النَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَشْهَدُونَ ﴿٦١﴾
ENBİYÂ SURESİ 61. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali
(alâ a’yuni) en nâsi lealle-hum yeşhedûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
kâlû | dediler |
fe'tû (fe a'tû) | öyleyse getirin |
bi-hî | onu |
alâ | üzerine, ...e |
a'yuni
(alâ a’yuni) |
göz(ler)
: (gözü önüne) |
en nâsi | insanlar |
lealle-hum | umulur ki böylece onlar |
yeşhedûne | şahit olurlar |
“Öyleyse onu, insanların gözü önüne getirin! Böylece onlar şahit olurlar.” dediler.
ENBİYÂ SURESİ 61. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri
(Bir kısmı da) “O hâlde haydi, onu insanların gözü önüne getirin. Belki (bu konuda) şahitlik ederler” dediler.
Diyanet İşleri
Öyleyse dediler, onu halkın gözü önüne getirin de söylediği söze tanıklıkta bulunsunlar.
Abdulbaki Gölpınarlı
O halde, dediler, onu hemen insanların gözü önüne getirin. Belki şahitlik ederler.
Adem Uğur
Dediler ki: "Onu tutuklayıp halkın gözleri önüne getirin ki, herkes olaya şahit olsun. "
Ahmed Hulusi
'O halde onu halkın gözü önüne çıkarın. Olur ki, onu teşhis ederler.' dediler.
Ahmet Tekin
Dediler ki: 'Öyleyse onu insanların gözlerinin önüne getirin. Olur ki onlar da şahit olurlar!'
Ahmet Varol
Dediler ki: "Öyleyse, onu insanların gözü önüne getirin ki ona (nasıl bir ceza vereceğimize) şahid olsunlar."
Ali Bulaç
(Nemrud ve kavminin ileri gelenleri şöyle) dediler: “- Öyle ise, onu insanların gözleri önüne getirin, belki (yaptığı işe) şahidlik ederler.”
Ali Fikri Yavuz
(60-61) Bazilari: «Ibrahim denen bir gencin onlari diline doladigini duymustuk» deyince, «O halde bunlarin sahidlik edebilmeleri icin onu halkin gozu onune getirin» dediler.
Bekir Sadak
Bunların şahitlik etmeleri ic!n onu halkın önüne getirin, dediler.
Celal Yıldırım
(60-61) Bazıları: 'İbrahim denen bir gencin onları diline doladığını duymuştuk' deyince, 'O halde bunların şahidlik edebilmeleri için onu halkın gözü önüne getirin' dediler.
Diyanet İşleri (eski)
O halde, dediler, onu hemen insanların gözü önüne getirin. Belki şahitlik ederler.
Diyanet Vakfi
'Onu kamunun huzuruna çıkarın ki tanık olsunlar,' dediler.
Edip Yüksel
Haydin dediler: getirin onu nâsın gözleri önüne belki şehadet ederler
Elmalılı Hamdi Yazır
hadi onu halkın gözleri önüne getirin, belki (onlar da aleyhinde) şehadet ederler.» dediler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
«O halde onu insanların gözleri önüne getirin, olur ki (aleyhinde) şahidlik ederler» dediler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
O halde onu yakalayıp halkın karşısına getiriniz ki, herkes bu suçunun tanığı olsun dediler.
Seyyid Kutub
Dediler ki: "Öyleyse, onu insanların gözü önüne getirin ki ona (nasıl bir ceza vereceğimize) şahid olsunlar."
Gültekin Onan
Dediler: «O halde onu insanların gözleri önüne getirin. Olur ki onlar da (aleyhinde) şâhidlik ederler».
Hasan Basri Çantay
'Öyle ise onu insanların gözü önüne getirin; belki (onun yaptığına) şâhidlik ederler' dediler.
Hayrat Neşriyat
Dediler ki: O halde bunların şahidlik edebilmeleri için onu insanların gözleri önüne getirin.
İbni Kesir
(Berikiler:) "Onu insanların karşısına çıkarın, (aleyhine) tanıklık etsinler!" dediler.
Muhammed Esed
«Haydin dediler. O'nu nâsın gözleri önüne getiriniz; umulur ki onlar şehâdette bulunurlar.»
Ömer Nasuhi Bilmen
Dediler ki: “O halde onu hemen insanların gözü önüne getirin, belki şâhitlik ederler. ”
Ömer Öngüt
-Şahitlik etmeleri için onu halkın gözü önüne getirin, dediler.
Şaban Piriş
"Haydin, dediler, getirin onu halkın huzuruna ki çekeceği cezaya onlar da şahit olsunlar."
Suat Yıldırım
"Onu insanların gözü önüne getirin de (nasıl cezâlandırılacağına) tanık olsunlar" dediler.
Süleyman Ateş
Dediler ki: «Öyleyse, onu insanların gözü önüne getirin ki ona (nasıl bir ceza vereceğimize) şahid olsunlar.»
Tefhim-ul Kuran
'Öyleyse onu halkın önüne çıkarın da başına geleceklere herkes şahit olsun' dediler.
Ümit Şimşek
Dediler: "Halkın gözleri önüne getirin onu ki, açıkça görebilsinler."
Yaşar Nuri Öztürk
“O'nu insanların gözü önüne getirin, mahkemesi ve cezalandırılması halk önünde olsun da, belki ona şahit olunca, ondan ibret alırlar.”
Abdullah Parlıyan
“O halde, onu hemen insanların gözü önüne getirin, belki şâhitlik ederler” dediler.
Bayraktar Bayraklı
“Haydi, getirin onu halkın huzuruna ki çekeceği cezaya onlar da şahit olsun” dediler.
Cemal Külünkoğlu
Dediler ki: “Öyleyse, onu insanların gözü önüne getirin. Belki şahitlik ederler.”
Kadri Çelik
“Öyleyse,” dedi diğerleri, “getirin onu halkın önüne; (bakarsınız suçunu itiraf eder de,) aleyhinde şahit olurlar!”
Ali Ünal
Dediler ki: “Öyleyse, onu insanların gözü önüne getirin ki ona şahid olsunlar.”
Harun Yıldırım
(Diğerleri) dediler ki: "Onu insanların önüne çıkarın; belki görgü şahitliği yapacak birileri çıkar!"
Mustafa İslamoğlu
(diğerleri) dediler ki: “Derhal, onu insanların gözleri önüne getirin, onlar da şahit olsunlar.”
Sadık Türkmen
“İbrahim'i insanların karşısına getirin, belki İbrahim'in putları kırdığına dair şahitlik eden birisi bulunur. ” dediler.
İlyas Yorulmaz
“Öyleyse onu, insanların gözü önüne getirin! Böylece onlar şahit olurlar.” dediler.
İmam İskender Ali Mihr