Mekke döneminde inmiştir. 68-70. âyetlerin Medine döneminde indiği konusunda bir rivayet de vardır. 77 âyettir. Sûre, adını ilk âyette geçen “el-Furkân” kelimesinden almaktadır. Furkân, “hak ile batılı birbirinden ayıran” demek olup Kur’an’ın isimlerinden biridir.


ثُمَّ قَبَضْنَاهُ إِلَيْنَا قَبْضًا يَسِيرًا ﴿٤٦﴾


FURKÂN SURESİ 46. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

summe kabadnâ-hu ileynâ kabdan yesîren
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
summe sonra
kabadnâ-hu onu çektik
ileynâ bize, kendimize
kabdan çekerek, kısaltarak
yesîren kolayca, azar azar, yavaş yavaş

Sonra da onu yavaş yavaş kısaltarak, Bize (Kendimize) çektik.

FURKÂN SURESİ 46. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

Sonra onu kendimize yavaş yavaş çektik.

Diyanet İşleri

Sonra da onu yavaş yavaş, gizlice kendimize çekip aldık.

Abdulbaki Gölpınarlı

Sonra onu (uzayan gölgeyi) yavaş yavaş kendimize çektik (kısalttık).

Adem Uğur

Sonra onu (o uzatılmış gölge benliği) kolay bir kabzediş (el koyuş) ile kendimize kabzettik (Hakikat farkındalığıyla "yok"luğunu hissettirdik).

Ahmed Hulusi

Dahası, güneşin doğuşuyla, güneşin batışıyla, gölgeyi kolay, süratli ve farkına vardırmadan kanunlarımıza uygun yönlere nasıl çektiğimizi görmüyor musun?

Ahmet Tekin

Sonra onu azar azar kendimize çektik.

Ahmet Varol

Sonra da onu tutup kendimize ağır ağır çekmişizdir.

Ali Bulaç

Sonra (gölge yer yüzüne yayılıp da güneş doğmaya başlayınca) biz, bu gölgeyi azar azar bize doğru (dilediğimiz yere) alırız.

Ali Fikri Yavuz

(45-46) Rabbinin golgeyi nasil uzattigini gormez misin? Isteseydi onu durdururdu. Sonra Biz gunesi, ona delil kilip yavas yavas Kendimize cekmisizdir.

Bekir Sadak

Sonra da onu tutup kendimize doğru azar azar çekip (kısaltmaktayız).

Celal Yıldırım

(45-46) Rabbinin gölgeyi nasıl uzattığını görmez misin? İsteseydi onu durdururdu. Sonra Biz güneşi, ona delil kılıp yavaş yavaş kendimize çekmişizdir.

Diyanet İşleri (eski)

Sonra onu (uzayan gölgeyi) yavaş yavaş kendimize çektik (kısalttık).

Diyanet Vakfi

Sonra onu yavaş yavaş çekip alırız.

Edip Yüksel

Sonra nasıl tutıp onu azar azar kendimize almaktayız?

Elmalılı Hamdi Yazır

Sonra da tutup onu azar azar nasıl kendimize almaktayız.

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

Sonra da onu yavaş yavaş kendimize (başka yöne) çekmekteyiz.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

Sonra onu yavaş yavaş kısaltarak kendimize çektik.

Seyyid Kutub

Sonra da onu tutup kendimize ağır ağır çekmişizdir.

Gültekin Onan

Sonra onu (uzanan o gölgeyi nasıl) azar azar alıb kendimize çekdik.

Hasan Basri Çantay

Sonra (güneşin yükselmesiyle) onu yavaş yavaş tutarak kendimize çektik (ortadan kaldırdık).

Hayrat Neşriyat

Sonra onu yavaş yavaş kendimize çekmişizdir.

İbni Kesir

ve sonra da onu yavaş yavaş Kendimize çekmekteyiz.

Muhammed Esed

Sonra onu (o gölgeyi) azar azar kendimize (dilediğimiz cihete) çekip almışızdır.

Ömer Nasuhi Bilmen

Sonra o uzayan gölgeyi azar azar alıp kendimize çektik.

Ömer Öngüt

Sonra, onu kendimize doğru yavaş yavaş çektik.

Şaban Piriş

(45-46) Bakmaz mısın Rabbin gölgeyi nasıl uzatıyor? Dileseydi onu hareketsiz kılardı. Sonra nasıl Güneş’i ona delil kılıyoruz? Sonra da nasıl tutup onu azar azar Kendimize doğru dilediğimiz yere alıyoruz.

Suat Yıldırım

Sonra (güneş yükseldikçe) gölgeyi yavaş yavaş çekip aldık.

Süleyman Ateş

Sonra da onu tutup kendimize ağır ağır çekmişizdir.

Tefhim-ul Kuran

Sonra da onu yavaş yavaş kendimize çekeriz.

Ümit Şimşek

Sonra nasıl tutup onu ağır ağır kendimize çekmişiz!

Yaşar Nuri Öztürk

Sonra da o gölgeyi, yavaş yavaş kendimize çekip kısaltıp uzatmaktayız.

Abdullah Parlıyan

Sonra onu yavaş yavaş kendimize çekmekteyiz.

Bayraktar Bayraklı

(45-46) Görmez misin, Rabbin gölgeyi (akşama doğru) nasıl uzatıyor. Eğer dileseydi, onu olduğu gibi bırakırdı (dünyayı durdururdu). Sonra biz, güneşi de, o gölge üzerine bir delil yaptık. Sonra onu (uzayan gölgeyi) yavaş yavaş (dünyanın dönmesiyle) kendimize çektik (kısalttık).

Cemal Külünkoğlu

Sonra da onu tutup kendimize ağır ağır çekmişizdir.

Kadri Çelik

Sonra, onu yavaş yavaş dürer, Kendimize doğru çekeriz.

Ali Ünal

Sonra onu (uzayan gölgeyi) yavaş yavaş kendimize çektik (kısalttık).

Harun Yıldırım

ardından da onu kendi katımız(dan konulmuş bir yasaya bağlı olarak) usul usul çekip almaktayız.

Mustafa İslamoğlu

Sonra da, kolay bir yakalayışla onu kendimize doğru çekmişizdir.

Sadık Türkmen

Sonra o güneşi kontrolümüz altına almak bizim için çok kolaydır.

İlyas Yorulmaz

Sonra da onu yavaş yavaş kısaltarak, Bize (Kendimize) çektik.

İmam İskender Ali Mihr