Âyetlerinin çoğu Mekke’de, bir kısmı ise Medine döneminde inmiştir. 78 âyettir. Hac ibadetinden bahsettiği için bu adı almıştır.


وَجَاهِدُوا فِي اللَّهِ حَقَّ جِهَادِهِ هُوَ اجْتَبَاكُمْ وَمَا جَعَلَ عَلَيْكُمْ فِي الدِّينِ مِنْ حَرَجٍ مِّلَّةَ أَبِيكُمْ إِبْرَاهِيمَ هُوَ سَمَّاكُمُ الْمُسْلِمينَ مِن قَبْلُ وَفِي هَذَا لِيَكُونَ الرَّسُولُ شَهِيدًا عَلَيْكُمْ وَتَكُونُوا شُهَدَاء عَلَى النَّاسِ فَأَقِيمُوا الصَّلَاةَ وَآتُوا الزَّكَاةَ وَاعْتَصِمُوا بِاللَّهِ هُوَ مَوْلَاكُمْ فَنِعْمَ الْمَوْلَى وَنِعْمَ النَّصِيرُ ﴿٧٨﴾


HACC SURESİ 78. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve câhidû fî allâhi hakka cihâdi-hi
(hakka cihâdi-hi)
huve ictebâ-kum ve mâ ceale aleykum fî ed dîni min haracin millete ebî-kum ibrâhîme huve semmâ-kum el muslimîne min kablu ve fî hâzâ li yekûne er resûlu şehîden aleykum ve tekûnû şuhedâe alâ en nâsi fe ekîmû es salâte ve âtu ez zekâte va'tesımû (ve ı'tesımû) bi allâhi huve mevlâ-kum fe ni'me el mevlâ ve ni'me en nasîru
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve câhidû ve cihad edin
fî allâhi Allah hakkında, Allah için
hakka hakkıyla, gereğince
cihâdi-hi
(hakka cihâdi-hi)
onun cihadı
: (onun hak olan cihadı)
huve ictebâ-kum o sizi seçti
ve mâ ceale ve kılmadı, yapmadı
aleykum sizin üzerinize, size
fî ed dîni dîn hakkında, dîn konusunda
min haracin (zorluktan) bir zorluk
millete millet, dîn
ebî-kum sizin babanız
ibrâhîme İbrâhîm
huve o
semmâ-kum sizi isimlendirdi
el muslimîne müslümanlar (Allah'a teslim olanlar)
min kablu önceden, daha önce
ve fî hâzâ ve bunda
li yekûne er resûlu resûl olsun diye
şehîden şahit (olarak)
aleykum sizin üzerinize, size
ve tekûnû ve siz olun
şuhedâe şahitler
alâ en nâsi insanlar üzerine
fe ekîmû es salâte o halde namazı ikame edin
ve âtu ez zekâte ve zekâtı verin
va'tesımû (ve ı'tesımû) ve tutunun, sarılın
bi allâhi Allah'a
huve o
mevlâ-kum sizin mevlânız, dostunuz
fe ni'me el mevlâ öyleyse ne güzel dost
ve ni'me en nasîru ve ne güzel yardımcı

Ve Allah'da hakkıyla cihad edin. O, sizi seçti. Dînde sizin için bir zorluk kılmadı ki; o, babanız İbrâhîm (A.S)’ın dînidir. O, sizi daha önce de “müslümanlar” (Allah’a teslim olanlar) olarak isimlendirdi. Bunda da (Kur’ân-ı Kerim’de de), resûl size şahit olsun ve siz de insanlara şahitler olasınız diye. Öyleyse namazı ikame edin (kılın), zekâtı verin, Allah’a sarılın (Allah’ın Zat’ında yok olun). O, sizin Mevlâ’nız. (O), ne güzel Mevlâ (dost) ve ne güzel yardımcı.

HACC SURESİ 78. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

Allah uğrunda hakkıyla cihad edin. O, sizi seçti ve dinde üzerinize hiçbir güçlük yüklemedi. Babanız İbrahim’in dinine uyun. Allah, sizi hem daha önce, hem de bu Kur’an’da müslüman diye isimlendirdi ki, Peygamber size şahit (ve örnek) olsun, siz de insanlara şahit (ve örnek) olasınız. Artık namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve Allah’a sarılın. O, sizin sahibinizdir. O, ne güzel sahip, ne güzel yardımcıdır!

Diyanet İşleri

Ve Allah için hakkıyla savaşın. O seçti sizi ve dinde bir güçlük vermedi size; babanız İbrâhim'in dini. O mâbuttur daha önce ve bu Kur'ân'da size Müslüman adını takan, Peygamber, size tanık olsun, siz de insanlara tanıklık edin diye. Artık namaz kılın, zekât verin ve sarılın Allah'a, odur dostunuz; ne de güzel dosttur, ne de güzel yardımcı.

Abdulbaki Gölpınarlı

Allah uğrunda, hakkını vererek cihad edin. O, sizi seçti; din hususunda üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi; babanız İbrahim'in dininde (de böyleydi). Peygamberin size şahit olması, sizin de insanlara şahit olmanız için, O, gerek daha önce (gelmiş kitaplarda), gerekse bunda (Kur'an'da) size "müslümanlar" adını verdi. Öyle ise namazı kılın; zekâtı verin ve Allah'a sımsıkı sarılın. O, sizin mevlânızdır. Ne güzel mevlâdır, ne güzel yardımcıdır!

Adem Uğur

Allâh için, O'nun Hak cihadı olarak, mücahede edin! O, sizi seçti ve Dinde size bir zorluk yüklemedi. . . Babanız İbrahim'in milletinin (din anlayışıdır bu). . . Daha önce de şimdi de O, sizi "Müslimler = teslim olmuşlar" diye isimlendirdi ki, O (Sistemi "OKU"yan, vahdeti açıklayan) Rasûl (Hz. Muhammed s. a. v. ) sizin üzerinize bir şahit olsun, siz de insanlar üzerine şahitler olasınız! Artık salâtı ikame edin ve zekâtınızı verin; Esmâ'sıyla hakikatiniz olan Allâh'a tamamıyla bağlanın! O, Mevlâ'nızdır (sahibiniz, her fiilinizin oluşturanı). . . Ne güzel Mevlâ'dır ve ne güzel Nasîr'dir (O).

Ahmed Hulusi

Allah’ın dini uğrunda, cihadın bütün icaplarını, sorumluluklarını yerine getirerek, samimiyetle, hayatlarınızı ortaya koyarak, konuşarak, yazarak, hesapsız servet harcayarak cihad edin. O sizi seçti. Dinde, şeriatta, medenî kurallar arasında size ağır gelecek hükümler koymadı. Atanız İbrâhim’in dini, sünneti de böyleydi. Daha önce de, bu Kur’ân’da da, bütün peygamberlerin ümmetlerine ve size İslâm’ı yaşayan müslümanlar adını verdi. Allah’ın, ilâhî hükümleri icraya, ülkeyi imara, dünya düzenini kurmaya, sağlamaya memur tek yetkili Rasûlü Kur’ân’ı bilen, size tebliğ eden, çözüm getiren güvenilir örnek önder, doğruları konuşan şahit olsun, siz de Kur’ân’ı bilen bütün insanlara tebliğ eden, çözüm getiren güvenilir örnek önderler, doğruları konuşan şâhitler olasınız istedi. O halde, namazı âdâbına riayet ederek, aksatmadan kılın. Vicdanlarınızı, servetinizi, sosyal bünyenizi arındıran, berekete vesile olan zekâtı verin. Allah’ın kitabına, emirlerine sımsıkı sarılarak himayesine sığının. O sizin mevlânız, emrinde olduğunuz otorite ve koruyucunuzdur. O ne güzel mevlâ, ne güzel otorite ve koruyucu, ne güzel yardım edendir.

Ahmet Tekin

Allah uğrunda gereği gibi cihad edin. O sizi seçti ve dinde sizin için bir güçlük kılmadı. Babanız İbrahim'in dininde (olduğu gibi). O, peygamberin sizin üzerinize şahit olması sizin de insanların üzerine şahit olmanız için sizi daha önce [5] de, bunda (Kur'an'da) da Müslümanlar olarak adlandırdı. Artık namazı kılın, zekatı verin ve Allah'a dayanın. O sizin mevlanızdır (dostunuzdur). O ne güzel mevla ve ne güzel yardımcıdır.

Ahmet Varol

Allah adına gerektiği gibi cihad edin. O, sizleri seçmiş ve din konusunda size bir güçlük yüklememiştir, atanız İbrahim'in dini(nde olduğu gibi). O (Allah) bundan daha önce de, bunda (Kur'an'da) da sizi "müslümanlar" olarak isimlendirdi; elçi sizin üzerinize şahid olsun, siz de insanlar üzerine şahidler olasınız diye. Artık dosdoğru namazı kılın, zekatı verin ve Allah'a sarılın, sizin Mevlanız O'dur. İşte, ne güzel mevla ve ne güzel yardımcı.

Ali Bulaç

Allah uğrunda gerektiği gibi cihad ediniz. Allah dinini muzaffer kılmak için (ey Peygamber ümmeti) sizi seçti. Din işinde üzerinize bir güçlük de yüklemedi; babanız İbrahîm’in dininde olduğu gibi. Bundan evvelki kitablarda ve bu Kur’an’da size müslüman ismini Allah taktı, ki Peygamber, size karşı (tebliğ vazifesini yaptığına) şahid olsun, siz de bütün insanlara karşı (Peygamberler için) şahidler olasınız. Artık gereği üzre namazı kılın, zekâtı verin ve Allah’ın dinine sarılın ki, mevlânız O’dur. O ne güzel mevlâdır (dosttur), ne güzel yardımcıdır!...

Ali Fikri Yavuz

Allah ugrunda geregi gibi cihat edin. O, sizi secmis, babaniz Ibrahim'in yolu olan dinde sizin icin bir zorluk kilmamistir. Daha once ve Kuran'da, peygamberin size sahit olmasi, sizin de insanlara sahit olmaniz icin size musluman adini veren O'dur. Artik, namaz kilin, zekat verin, Allah'a sarilin. O sizin sahibinizdir. Ne guzel sahip ve ne guzel yardimcidir!*

Bekir Sadak

Allah (yolunda O'nun) için nasıl gerekiyorsa öylece cihâd edin. Sizi (insanlar arasından bu emânete lâyık görüp) seçen O'dur. Dinde size hiçbir zorluk meydana getirmedi; babanız İbrahim'in (temelde İslâm'a benzeyen Hanîf) dinine uyun ! (Kur'ân'ın inmesinden) önce de, bunda da size Müslüman adını veren odur. Tâ ki Peygamber (Muhammed) size şâhid ola ve siz de insanlara şâhid olasınız. Artık namaz kılmaya devam edin, zekâtı verin; Allah'a sımsıkı bağlanıp güvenin ; o sizin yegâne sahibiniz ve dostunuzdur; ne güzel Mevlâdır ve ne güzel yardımcıdır O!.

Celal Yıldırım

Allah uğrunda gereği gibi cihat edin. O, sizi seçmiş, babanız İbrahim'in yolu olan dinde sizin için bir zorluk kılmamıştır. Daha önce ve Kuran'da, peygamberin size şahit olması, sizin de insanlara şahit olmanız için size müslüman adını veren O'dur. Artık, namaz kılın, zekat verin, Allah'a sarılın. O sizin sahibinizdir. Ne güzel sahip ve ne güzel yardımcıdır!

Diyanet İşleri (eski)

Allah uğrunda, hakkını vererek cihad edin. O, sizi seçti; din hususunda üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi; babanız İbrahim'in dininde (de böyleydi). Peygamberin size şahit olması, sizin de insanlara şahit olmanız için, O, gerek daha önce (gelmiş kitaplarda), gerekse bunda (Kur'an'da) size «müslümanlar» adını verdi. Öyle ise namazı kılın; zekâtı verin ve Allah'a sımsıkı sarılın. O, sizin mevlânızdır. Ne güzel mevlâdır, ne güzel yardımcıdır!

Diyanet Vakfi

Ve ALLAH uğrunda gereken çaba ve gayreti gösteriniz. O'dur sizi seçen. O, babanız İbrahim'in yolu olan bu dini, sizin için güç ve ağır kılmadı. Elçinin size tanık olması, sizin de halka tanık olmanız için, sizi, daha önce de şimdi de 'müslümanlar = teslim olanlar' olarak adlandıran O'dur. Namazı gözetin, zekatı verin ve ALLAH'a sarılın; Mevlanız (Sahibiniz) O'dur. Ne güzel sahip ve ne güzel Yardımcıdır!

Edip Yüksel

Ve Allah uğruna hak cihâdiyle mücahede eyleyin, sizi o seçti, üzerinize dinde bir harec de yükletmedi, haydin babanız İbrahimin milletine, bundan evvel ve bunda size müsliman ismini o (Allah) taktı, ki Peygamber size karşı şâhid olsun, siz de bütün insanlara karşı şâhidler olasınız, haydin namazı kılın, zekâtı verin ve Allah'a sıkı tutunun ki mevlânız odur, artık ne güzel mevlâ, ne güzel nasîr!

Elmalılı Hamdi Yazır

Allah uğrunda gerektiği gibi cihad edin! Sizi O seçti, üzerinize dinde hiçbir zorluk da yükletmedi. Haydi babanız İbrahim'in milletine! Bundan önce ve bunda (Kur'an'da) size müslüman adını o Allah verdi ki peygamber size şahid olsun, siz de bütün insanlara şahidler olasınız. Şu halde namazı kılın, zekatı verin ve Allah'a sıkı tutunun ki, sahibiniz O'dur. Artık O ne güzel bir sahip, ne güzel bir yardımcıdır.

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

Allah uğrunda gerektiği gibi cihad edin. Sizi o seçmiş, babanız İbrahim'in yolu olan dinde sizin için bir zorluk kılmamıştır. Daha önce ve Kur'ân'da, Peygamberin size şahid olması, sizin de insanlara şahid olmanız için, size müslüman adını veren O'dur. Artık namaz kılın, zekat verin, Allah'a sarılın. O sizin sahibinizdir. O ne güzel sahip ve ne güzel yardımcıdır!

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

Allah'ın rızası uğrunda gerektiği gibi cihad ediniz. O sizi bu görevi yapmak üzere seçti. Din konusunda size hiçbir zorluk yüklemedi. Atanız İbrahim'in dinidir bu. Allah sizi gerek daha önceki kutsal kitaplarda gerekse elinizdeki Kur'anda «müslüman» olarak adlandırdı. Amaç, Peygamberin size tanık ve canlı örnek olması, sizin de diğer insanlara tanık ve canlı örnek olmanızdır. Öyleyse namazı kılınız, zekâtı veriniz ve Allah'a sımsıkı bağlanınız. Sizin efendiniz, koruyucunuz O'dur. O ne güzel efendi ve ne güzel destekleyicidir!

Seyyid Kutub

Tanrı adına gerektiği gibi cihad edin. O, sizleri seçmiş ve din konusunda size bir güçlük yüklememiştir, atanız İbrahim'in dini(nde olduğu gibi). O (Tanrı ) bundan daha önce de, bunda (Kuran'da) da sizi "müslümanlar" olarak isimlendirdi; elçi sizin üzerinize şahid olsun, siz de insanlar üzerine şahidler olasınız diye. Artık dosdoğru namazı kılın, zekatı verin ve Tanrı'ya sarılın; sizin Mevlanız O'dur. İşte, ne güzel mevla ve ne güzel yardımcı!

Gültekin Onan

Allah uğrunda (nasıl savaşmak lazımsa öylece) hakkıyle cihâd edin. Sizi O seçdi. Dîn (işlerin) de üzerinize hiçbir güdük de yüklemedi, (tıbkı) babanız İbrâhîmin (tevhıyd) dîn (inde olduğu) gibi. Size daha evvel (gönderdiği kitablarda) da, bu (Kur'anda) da müslüman adını — peygamber sizin üzerinize şâhid olsun, siz de (bütün) insanların üzerine şâhidler olasınız diye — (Allah) vermişdir. Artık dosdoğru namazı kılın, zekâtı verin, Allaha sarılın. O, sizin mevlânızdır. İşte ne güzel mevlâ O, ne güzel yardımcı O!

Hasan Basri Çantay

Allah uğrunda nasıl cihâd etmek gerekiyorsa, öyle cihâd edin! O sizi seçmiş ve dinde üzerinize hiçbir zorluk kılmamıştır. Babanız İbrâhîm’in dîninde de (böyleydi).O (Allah), gerek daha önce(ki kitablarda), gerekse bunda (Kur’ân’da) sizi 'Müslümanlar' diye isimlendirdi ki, peygamber(iniz) size şâhid olsun ve (siz de) bütün insanlara şâhidler olasınız! Öyle ise namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve Allah’(ın dînin)e sımsıkı tutunun! O sizin Mevlâ’nızdır. İşte O ne güzel Mevlâ ve ne güzel yardımcıdır!

Hayrat Neşriyat

Ve Allah için hakkıyla cihad edin. O, sizi seçmiş ve babanız İbrahim'in yolu olan dinde sizin için bir zorluk kılmamaıştır. Daha önce peygamberlerin size şahid olması, sizin de insanlara şahidler olmanız için size müslüman adını veren O'dur. Şu halde namaz kılın, zekat verin ve Allah'a sarılın. O'dur sizin Mevlanız. Ne güzel Mevla, ne güzel yardımcı.

İbni Kesir

Ve Allah'ın davası için, O'nun yolunda gösterilmesi gereken en zorlu, en üstün çabalara girişin; (mesajına muhatap ve taşıyıcı olarak) sizi seçen ve din konusunda üzerinize bir zorluk, bir güçlük yüklemeyen O'dur: (ve size) atanız İbrahim'in inancını (izlemeyi öneren de O). Elçi'nin sizin önünüzde ve sizin de tüm insanlığın önünde gerçeğe tanık olmanız için geçmiş çağlarda da, bu ilahi mesajda da, sizi "kendilerini yürekten Allaha teslim edenler" diye isimlendiren O'dur. Öyleyse, salatta devamlı ve duyarlı olun, arınmak için verilmesi gerekeni verin ve sımsıkı Allah'a bağlanın. Sizin gerçek Efendiniz O'dur; ne üstün, ne yüce Efendi; ne üstün, ne yüce Yardımcı!

Muhammed Esed

Ve Allah yolunda bihakkın cihad ile mücâhedede bulununuz. O sizi intihab etti ve sizin üzerinize dinde hiçbir güçlük kılmadı. Babanız İbrahim'in milleti gibi. O bundan evvel size müslümanlar ismini vermişti ve bunda da. Tâ ki Resûl sizin üzerinize şahit olsun ve siz de nâs üzerine şahitler olasınız. Artık namazı ikame ediniz ve zekâtı veriniz ve Allah'a sığının. O sizin mevlânızdır. İşte ne güzel mevlâ, ve ne güzel yardımcı.

Ömer Nasuhi Bilmen

Allah yolunda nasıl cihad etmek gerekiyorsa öylece hakkıyla cihad edin. O sizi seçmiş, babanız İbrahim'in yolu olan dinde sizin için hiçbir zorluk yüklememiştir. Bundan önceki kitaplarda ve bu Kur'an'da size müslüman adını veren O'dur. Tâ ki Peygamber size şâhit olsun, siz de insanların şâhitleri olasınız. Namazı kılın, zekâtı verin, Allah'a sarılın. O sizin Mevlâ'nızdır. O ne güzel Mevlâ, ne güzel yardımcıdır!

Ömer Öngüt

Allah yolunda, ona layık olacak şekilde gayret gösterin. O, sizi seçkin kıldı, Dinde üzerinize bir zorluk yüklemedi. Atanız İbrahim’in yoludur. Allah, bundan önce ve bunda (Kur’an’da) size "müslüman" ismini vermiştir. Peygamber size şahit olsun, siz de insanlığa şahit olun diye. Öyleyse namazı kılın. Zekatı verin, Allah’a sımsıkı bağlanın. Sizin mevlânız O’dur. O, ne güzel mevlâ ve ne güzel yardımcıdır !..

Şaban Piriş

Allah yolunda gereği gibi cihad edin. Sizi insanlar içinde bu emanete ehil bulup seçen O’dur. Din konusunda, size hiçbir zorluk da yüklemedi. Haydin öyleyse babanız İbrâhim’in milletine ve yoluna! Bundan önce de, bu Kur’ân’da da, size Müslüman adını veren O’dur. Ta ki Resul size şahid olsun, siz de diğer insanlar nezdinde Hakkın şahitleri olasınız. Haydin namazı hakkıyla ifa edin, zekâtı verin ve Allah’a sımsıkı bağlanın. O sizin biricik mevlanız, efendinizdir. O, ne güzel mevla ve ne güzel yardımcıdır.

Suat Yıldırım

Allâh uğrunda, O'na yaraşır biçimde cihâd edin. O, sizi seçti ve dinde size bir güçlük yüklemedi; babanız İbrâhim'in dini(ne uyun). O (Allâh) bu (Kur'â)ndan önce(ki Kitaplarda) da, bu(Kur'â)nda da size "müslümanlar" adını verdi ki, Elçi size şâhid olsun, siz de insanlara şâhid olasınız. Haydi namazı kılın, zekâtı verin ve Allah'a sarılın; sâhibiniz O'dur. Ne güzel sâhip ve ne güzel yardımcıdır (O)!

Süleyman Ateş

Allah adına gerektiği gibi cihad edin. O, sizleri seçmiş ve din konusunda size bir güçlük yüklememiştir, atanız İbrahim'in dini(nde olduğu gibi). O (Allah) bundan daha önce de, bunda (Kur'an'da) da sizi 'müslümanlar' olarak isimlendirdi; peygamber sizin üzerinize şahid olsun, siz de insanlar üzerine şahidler olasınız diye. Artık dosdoğru namazı kılın, zekâtı verin ve Allah'a sarılın, sizin Mevlanız O'dur. İşte ne güzel mevla ve ne güzel yardımcı.

Tefhim-ul Kuran

Allah uğrunda, Ona lâyık bir cihadla cihad edin. Sizi O seçti ve dinde size bir güçlük de yüklemedi. Atanız İbrahim'in dini üzere olun. Bundan önce de, bu kitapta da sizi Müslümanlar olarak adlandıran Odur-tâ ki Peygamber size şahit olsun, siz de insanlara şahit olun. Öyleyse namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve Allah'a sarılın. Sizin dostunuz Odur. Ve O ne güzel dost, ne güzel yardım edicidir.

Ümit Şimşek

Allah uğrunda O'na yaraşır bir gayretle didinin. O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır. Babanız İbrahim'in milletini esas alın. Allah sizi, önceden de şu Kitap'ta da "Müslümanlar/Allah'a teslim olanlar" diye adlandırdı ki, resul sizin üzerinize bir tanık olsun, siz de insanlar üzerine tanıklar olasınız. O halde namazı kılın, zekâtı verin ve Allah'a sarılın. O'dur sizin Mevlâ'nız. Ne güzel Mevlâ'dır O, ne güzel yardımcıdır O!

Yaşar Nuri Öztürk

Ve Allah'ın davası için, O'nun yolunda gösterilmesi gereken, en zorlu ve en üstün çabalara girişin. Mesajına muhatap ve taşıyıcı olarak, sizi seçen ve bu din konusunda üzerinize bir zorluk ve güçlük yüklemeyen O'dur. Sizin dininizi de, babanız İbrahim'in dini gibi, geniş kapsamlı yapıp güçlük yüklemedi. O Allah, bundan önceki kitaplarda da, bu Kur'ân'da da size müslümanlar adını verdi ki, peygamber size şahit ve örnek olsun, siz de insanlara, şahit ve güzel örnek olasınız. Öyleyse namazınıza devamlı ve duyarlı olun, arınmanız için verilmesi gereken zekatı verin ve Allah'a sımsıkı bağlanın. Sizin gerçek efendiniz O'dur. Ne güzel efendi ve ne güzel yardımcıdır O.

Abdullah Parlıyan

Allah yolunda, hakkını vererek cihad ediniz! Sizi O seçti. Din hususunda üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi; ceddiniz İbrâhim'in dininde de böyleydi. Peygamberin size şahit olması, sizin de insanlara şahit olmanız için, Allah gerek daha önce gelmiş kitaplarda, gerekse Kur'ân'da, size Müslümanlar adını verdi. Öyleyse namazı kılınız, zekâtı veriniz ve Allah'a sımsıkı sarılınız! O, sizin dostunuzdur. Ne güzel dosttur; ne güzel yardımcıdır![349]

Bayraktar Bayraklı

Allah uğrunda gereği gibi cihad edin. O, (cihad için) sizi seçti ve din konusunda da üzerinize hiçbir güçlük yüklemedi. Babanız İbrahim'in dinine uyun. Allah sizi hem daha önce(ki kitaplarda) hem de bu (Kur'an')da Müslüman diye isimlendirdi. (Bunu) peygamber size şahit/örnek olsun, siz de diğer insanlara şahit/örnek olasınız diye (yaptı). Artık namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve Allah'a (emirlerine) sımsıkı tutunun. O sizin koruyucunuzdur. (Allah) ne güzel koruyucu ve ne güzel yardımcıdır!

Cemal Külünkoğlu

Allah adına gerektiği gibi cihad edin. O sizi seçmiş, babanız İbrahim'in de dini olan bu dinde sizin için bir zorluk kılmamıştır. Daha önce ve Kur'an'da, peygamberin size şahit olması, sizin de insanlara şahit olmanız için size Müslüman adını veren O'dur. Artık namaz kılın, zekât verin ve Allah'a sarılın. O sizin mevlanızdır. Öyle ya, O pek de güzel bir mevla ve pek de güzel bir yardımcıdır!

Kadri Çelik

Allah yolunda, hakkını vererek ve bütün imkânlarınızla cihad edin. İnsanlar içinde O sizi, (bilhassa bu misyon için) seçti ve Din’i yaşama konusunda üzerinize hiçbir güçlük yüklemedi. Bu, babanız İbrahim’in yoludur. Allah, bundan önce de ve bu Kitap’ta da sizi Müslümanlar olarak adlandırdı ki, (risaletin en büyük temsilcisi o yüce) Rasûl, (İslâm’a bağlılığınız konusunda) size şahit olsun; siz de bütün insanlar hakkında şahitler olasınız. Öyleyse, bütün şartlarına riayet ederek, vaktinde ve aksatmadan namazı kılın, zekâtı tastamam verin ve Allah’a sımsıkı sarılın. O, sizin Mevlânızdır, (sahibinizdir, efendinizdir). Ne güzel Mevlâ’dır O, ne güzel Yardımcı’dır.

Ali Ünal

Allah adına gerektiği gibi cihad edin. O, sizleri seçmiş ve din konusunda size bir güçlük yüklememiştir. Atanız İbrahim’in milletine. Bundan daha önce de, bunda da sizi müslümanlar olarak adlandırdı. Ta ki rasul size şahid olsun, siz de insanlara karşı şahidlik edesiniz. Artık namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve Allah’a sarılın. Mevlanız O’dur. İşte, ne güzel mevla ve ne güzel yardımcı.

Harun Yıldırım

Ve Allah uğrunda üstün çaba sarf ederek gereği gibi mücadele edin: O (mesajını hayata taşımak için) sizi seçti; ve O din konusunda sizi zora koşmadı. (Sizden tek istediği) atanız İbrahim'in inanç sistemine (tabi olmanız). O sizleri bundan önce de bu vahyin (gelişinden) sonra da müslüman olarak isimlendirdi ki, elçi sizin için iyi bir model ve tanık olsun, siz de insanlık için iyi bir model ve tanıklar olasınız. Şu halde, artık namazı hakkını vererek kılın ve zekatı içten gelerek verin; bir de Allah'a sımsıkı bağlanın: O'dur sizin tek efendiniz; O ne güzel koruyup kurtarıcı, ve O ne güzel yardımcıdır!

Mustafa İslamoğlu

Allah izin verdiği için size savaş açanlarla siz de savaşın. O sizi seçti ve dinde üzerinize hiçbir güçlük yüklemedi. Babanız İbrahim’in dinine tabi olun/uyun! Allah sizi; hem daha önce, hem de bu Kur’an’da “Müslüman” diye isimlendirdi ki; Peygamber size şahit (ve örnek) olsun, siz de insanlara şahit (ve örnek) olun. Öyleyse namazı gereği gibi kılın, zekatı (çalışıp üreterek) verin ve (yalnızca) Allah’a bağlanın. Sizin sahibiniz/yardımcınız/dostunuz yalnız O’dur. O ne güzel dost/sahip ve ne güzel yardımcıdır!

Sadık Türkmen

Gerçekte Allah için ne kadar çalışabilirseniz, o kadar çalışın. O sizi kulluk etmeniz için seçti ve sizin uymanız gereken, koyduğu kurallarda (dinde) zorluk koymadı. O din ki, atanız İbrahim'in dini. Daha önceden size müslümanlar ismini koyan da Allah dır. Müslüman olmanız konusunda elçi size ilk örnek olsun ve sizde müslüman olmakta, insanlara ilk örnekler olun. Namazı kılın, zekâtı verin ve Allah'a sım sıkı sarılın. Zira sizin sığınacağınız tek sığınılacak merci O dur. Allah, ne güzel sığınılacak yer ve ne güzel yardım edendir.

İlyas Yorulmaz

Ve Allah'da hakkıyla cihad edin. O, sizi seçti. Dînde sizin için bir zorluk kılmadı ki; o, babanız İbrâhîm (A.S)’ın dînidir. O, sizi daha önce de “müslümanlar” (Allah’a teslim olanlar) olarak isimlendirdi. Bunda da (Kur’ân-ı Kerim’de de), resûl size şahit olsun ve siz de insanlara şahitler olasınız diye. Öyleyse namazı ikame edin (kılın), zekâtı verin, Allah’a sarılın (Allah’ın Zat’ında yok olun). O, sizin Mevlâ’nız. (O), ne güzel Mevlâ (dost) ve ne güzel yardımcı.

İmam İskender Ali Mihr