Mekke döneminde inmiştir. 99 âyettir. Sûre, adını 80. âyette geçen “Hicr” kelimesinden almıştır. Hicr, Medine’nin kuzeyinde vaktiyle Semûd kavminin yaşadığı bir yerin adıdır.


فَأَخَذَتْهُمُ الصَّيْحَةُ مُشْرِقِينَ ﴿٧٣﴾


HİCR SURESİ 73. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

fe ehazethum es sayhatu muşrikîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
fe böylece
ehazethum onları aldı, yakaladı
es sayhatu bir sayha (korkunç ses dalgası)
muşrikîne müşrikler

Böylece, müşrikleri (güneş doğduğu vakit orada bulunanları) bir sayha (korkunç bir ses dalgası) aldı, yakaladı.

HİCR SURESİ 73. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

Derken güneşin doğuşu sırasında, o korkunç uğultulu ses onları yakalayıverdi.

Diyanet İşleri

Güneş doğduktan sonra onları bir bağırış, helâk ediverdi.

Abdulbaki Gölpınarlı

Güneş doğarken onları o korkunç ses yakaladı.

Adem Uğur

Güneş doğarken, o korkunç titreşimli ses onları yakaladı.

Ahmed Hulusi

Güneş doğarken, şiddetli bir gürleme halinde âni bir darbe onların işini bitirdi.

Ahmet Tekin

Derken güneşin doğma vaktine girmeleriyle birlikte onları o çığlık alıverdi.

Ahmet Varol

Derken, tan yerinin ağarma vaktine girdiklerinde onları (o korkunç ve dayanılmaz) çığlık yakalayıverdi.

Ali Bulaç

Nihayet onları, güneşin doğma vaktinde korkunç gürültü yakalayıverdi.

Ali Fikri Yavuz

Tanyeri agarirken, ciglik onlari yakalayiverdi.

Bekir Sadak

Güneş doğarken bir ses, bir uğultu onları yakalayıverdi.

Celal Yıldırım

Tanyeri ağarırken, çığlık onları yakalayıverdi.

Diyanet İşleri (eski)

Güneş doğarken onları o korkunç ses yakaladı.

Diyanet Vakfi

Tan ağarırken onları felaketli bir gürültü yakaladı.

Edip Yüksel

Derken işrak vaktine girdikleri sırada bunları o sayha tutuverdi

Elmalılı Hamdi Yazır

Derken, güneş doğmaya başlarken onları, o sayha, korkunç ses tutuverdi.

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

Güneş doğarken o korkunç çığlık onları yakaladı.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

Tanyeri ağarırken korkunç bir gürültüye tutuldular.

Seyyid Kutub

Derken, tan yerinin ağarma vaktine girdiklerinde onları (o korkunç ve dayanılmaz) çığlık yakalayıverdi.

Gültekin Onan

Derken onları, işrak vakfına girdikleri sırada, o (korkunç) ses yakalayıverdi.

Hasan Basri Çantay

Nihâyet gündoğumuna ulaşan kimseler iken o (korkunç) ses onları yakaladı.

Hayrat Neşriyat

Tan yeri ağarırken çığlık onları yakalayıverdi.

İbni Kesir

Ve derken, tan yeri ağarırken, (hak ettikleri azabın) gürültüsü apansız yakaladı onları

Muhammed Esed

Artık onları işrak vaktine girdikleri sırada, o sayha tutuverdi.

Ömer Nasuhi Bilmen

Tanyeri ağarırken o korkunç çığlık onları yakalayıverdi.

Ömer Öngüt

Güneşin doğuşuyla birlikte onları bir çığlık yakaladı.

Şaban Piriş

Güneş doğarken o korkunç ses bastırıverdi onları!

Suat Yıldırım

Güneşin doğma zamanına girerlerken korkunç ses onları yakaladı.

Süleyman Ateş

Derken, tan yerinin ağarma vaktine girdiklerinde onları (o korkunç ve dayanılmaz) çığlık yakalayıverdi.

Tefhim-ul Kuran

Gün doğarken o korkunç ses onları yakaladı.

Ümit Şimşek

Nihayet o korkunç titreşimli ses, onları güneş doğarken yakaladı.

Yaşar Nuri Öztürk

Ve tan yeri ağarırken, hak ettikleri azabın gürültüsü, apansız yakaladı onları.

Abdullah Parlıyan

Güneş doğarken onları o korkunç ses yakaladı.

Bayraktar Bayraklı

Ve derken güneşin doğuşu sırasında, onları korkunç bir ses yakalayıverdi.

Cemal Külünkoğlu

Derken, tan yeri ağarırken onları (o korkunç ve dayanılmaz) çığlık yakalayıverdi.

Kadri Çelik

Nihayet, güneş doğarken o korkunç çığlık kendilerini kıskıvrak yakalayıverdi.

Ali Ünal

Güneş doğarken onları o korkunç ses yakaladı.

Harun Yıldırım

Ve şafak ağarırken, onları (dehşetli) sayha kıskıvrak yakalayıverdi;

Mustafa İslamoğlu

Sonra korkunç ses onları yakaladı; güneşin doğuş zamanına/ışrak vaktine girerlerken!

Sadık Türkmen

Sabah güneş doğarken, yok edici (yüksek frekanslı) bir ses onları yakaladı.

İlyas Yorulmaz

Böylece, müşrikleri (güneş doğduğu vakit orada bulunanları) bir sayha (korkunç bir ses dalgası) aldı, yakaladı.

İmam İskender Ali Mihr