Mekke döneminde inmiştir. 99 âyettir. Sûre, adını 80. âyette geçen “Hicr” kelimesinden almıştır. Hicr, Medine’nin kuzeyinde vaktiyle Semûd kavminin yaşadığı bir yerin adıdır.

الَرَ تِلْكَ آيَاتُ الْكِتَابِ وَقُرْآنٍ مُّبِينٍ ﴿١﴾

15/HİCR SURESİ-1. AYET (Meâlleri Kıyasla): Elif lâm râ tilke âyâtul kitâbi ve kur’ânin mubîn(mubînin).

Elif, Lam, Ra. Bunlar işte sana Kitabın ve gerçekleri açıklayan bir Kur'an'ın ayetleridir.

رُّبَمَا يَوَدُّ الَّذِينَ كَفَرُواْ لَوْ كَانُواْ مُسْلِمِينَ ﴿٢﴾

15/HİCR SURESİ-2. AYET (Meâlleri Kıyasla): Rubemâ yeveddullezîne keferû lev kânû muslimîn(muslimîne).

Bir zaman gelecek, küfredenler, müslüman olsaydılar diye arzu çekecekler.

ذَرْهُمْ يَأْكُلُواْ وَيَتَمَتَّعُواْ وَيُلْهِهِمُ الأَمَلُ فَسَوْفَ يَعْلَمُونَ ﴿٣﴾

15/HİCR SURESİ-3. AYET (Meâlleri Kıyasla): Zerhum ye’kulû ve yetemetteû ve yulhihimul emelu fe sevfe ya’lemûn(ya’lemûne).

Bırak onları, yesinler, içsinler, keyif sürsünler ve emel kendilerini oyalasın; sonra bilecekler!

وَمَا أَهْلَكْنَا مِن قَرْيَةٍ إِلاَّ وَلَهَا كِتَابٌ مَّعْلُومٌ ﴿٤﴾

15/HİCR SURESİ-4. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve mâ ehleknâ min karyetin illâ ve lehâ kitâbun ma’lûm(ma’lûmun).

Biz, hiçbir memleketi herhalde bilinen bir yazısı olmaksızın helak etmedik.

مَّا تَسْبِقُ مِنْ أُمَّةٍ أَجَلَهَا وَمَا يَسْتَأْخِرُونَ ﴿٥﴾

15/HİCR SURESİ-5. AYET (Meâlleri Kıyasla): Mâ tesbiku min ummetin ecelehâ ve mâ yeste’hırûn(yeste’hırune).

Hiçbir ümmet, ecelini ne öne alabilir, ne de erteleyebilir.

وَقَالُواْ يَا أَيُّهَا الَّذِي نُزِّلَ عَلَيْهِ الذِّكْرُ إِنَّكَ لَمَجْنُونٌ ﴿٦﴾

15/HİCR SURESİ-6. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve kâlû yâ eyyuhâllezî nuzzile aleyhiz zikru, inneke le mecnûn(mecnûnun).

Bir de Onlar: «Ey kendisine kitap indirilmiş olan, sen mutlaka delisin!

لَّوْ مَا تَأْتِينَا بِالْمَلائِكَةِ إِن كُنتَ مِنَ الصَّادِقِينَ ﴿٧﴾

15/HİCR SURESİ-7. AYET (Meâlleri Kıyasla): Lev mâ te’tînâ bil melâiketi in kunte minas sâdıkîn(sâdıkîne).

Eğer doğru söyleyenlerden isen, getirsene o melekleri bize!» dediler.

مَا نُنَزِّلُ الْمَلائِكَةَ إِلاَّ بِالحَقِّ وَمَا كَانُواْ إِذًا مُّنظَرِينَ ﴿٨﴾

15/HİCR SURESİ-8. AYET (Meâlleri Kıyasla): Mâ nunezzilul melâikete illâ bil hakkı ve mâ kânû izen munzarîn(munzarîne).

Biz, o melekleri ancak hak ile indiririz ve o zaman, onlara göz açtırılmaz.

إِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَإِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ ﴿٩﴾

15/HİCR SURESİ-9. AYET (Meâlleri Kıyasla): İnnâ nahnu nezzelnâz zikre ve innâ lehu le hâfizûn(hâfizûne).

Şüphe yok ki, o Kur'an'ı Biz indirdik. Biz; her halde onu muhafaza da edeceğiz!

وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا مِن قَبْلِكَ فِي شِيَعِ الأَوَّلِينَ ﴿١٠﴾

15/HİCR SURESİ-10. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve lekad erselnâ min kablike fî şiyaıl evvelîn(evvelîne).

Yüceliğime andolsun ki, senden önce, geçmiş topluluklar içinden de peygamberler gönderdik.

وَمَا يَأْتِيهِم مِّن رَّسُولٍ إِلاَّ كَانُواْ بِهِ يَسْتَهْزِؤُونَ ﴿١١﴾

15/HİCR SURESİ-11. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve mâ ye’tîhim min resûlin illâ kânû bihî yestehziûn(yestehziûne).

Ve onlara hiçbir peygamber gelmiyordu ki, onunla alay ediyor olmasınlar.

كَذَلِكَ نَسْلُكُهُ فِي قُلُوبِ الْمُجْرِمِينَ ﴿١٢﴾

15/HİCR SURESİ-12. AYET (Meâlleri Kıyasla): Kezâlike neslukuhu fî kulûbil mucrimîn(mucrimîne).

Biz böylece suçluların kalplerine sokarız onu.

لاَ يُؤْمِنُونَ بِهِ وَقَدْ خَلَتْ سُنَّةُ الأَوَّلِينَ ﴿١٣﴾

15/HİCR SURESİ-13. AYET (Meâlleri Kıyasla): Lâ yu’minûne bihî ve kad halet sunnetul evvelîn(evvelîne).

Geçmiş milletlerin başına gelenler önlerinde geçmişken yine de ona iman etmezler.

وَلَوْ فَتَحْنَا عَلَيْهِم بَابًا مِّنَ السَّمَاء فَظَلُّواْ فِيهِ يَعْرُجُونَ ﴿١٤﴾

15/HİCR SURESİ-14. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve lev fetahnâ aleyhim bâben mines semâi fe zallû fîhi ya’rucûn(ya’rucûne).

(14-15) Onlara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalardı: «Herhalde gözlerimiz döndürüldü; belki de biz büyüye tutulmuş bir topluluğuz.» diyeceklerdi.

لَقَالُواْ إِنَّمَا سُكِّرَتْ أَبْصَارُنَا بَلْ نَحْنُ قَوْمٌ مَّسْحُورُونَ ﴿١٥﴾

15/HİCR SURESİ-15. AYET (Meâlleri Kıyasla): Le kâlû innemâ sukkiret ebsârunâ bel nahnu kavmun meshûrûn(meshûrûne).

(14-15) Onlara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalardı: «Herhalde gözlerimiz döndürüldü; belki de biz büyüye tutulmuş bir topluluğuz.» diyeceklerdi.

وَلَقَدْ جَعَلْنَا فِي السَّمَاء بُرُوجًا وَزَيَّنَّاهَا لِلنَّاظِرِينَ ﴿١٦﴾

15/HİCR SURESİ-16. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve lekad cealnâ fîs semâi burûcen ve zeyyennâhâ lin nâzırîn(nâzırîne).

Şanım hakkı için biz, gökte burçlar yaptık ve onu seyredenler için süsledik.

وَحَفِظْنَاهَا مِن كُلِّ شَيْطَانٍ رَّجِيمٍ ﴿١٧﴾

15/HİCR SURESİ-17. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve hafıznâhâ min kulli şeytânin racîm(racîmin).

Bir de onu lanetlenmiş her şeytandan koruduk.

إِلاَّ مَنِ اسْتَرَقَ السَّمْعَ فَأَتْبَعَهُ شِهَابٌ مُّبِينٌ ﴿١٨﴾

15/HİCR SURESİ-18. AYET (Meâlleri Kıyasla): İllâ menisterakas sem’a fe etbeahu şihâbun mubîn(mubînun).

Ancak kulak hırsızlığı yapan olursa, onu da parlak bir alev takip etmektedir.

وَالأَرْضَ مَدَدْنَاهَا وَأَلْقَيْنَا فِيهَا رَوَاسِيَ وَأَنبَتْنَا فِيهَا مِن كُلِّ شَيْءٍ مَّوْزُونٍ ﴿١٩﴾

15/HİCR SURESİ-19. AYET (Meâlleri Kıyasla): Vel arda medednâhâ ve elkaynâ fîhâ ravâsiye ve enbetnâ fîhâ min kulli şey’in mevzûn(mevzûnin).

Yeri de döşeyip yaydık, ona ağır baskılar bıraktık ve onda ölçülü herşeyden bitirdik.

وَجَعَلْنَا لَكُمْ فِيهَا مَعَايِشَ وَمَن لَّسْتُمْ لَهُ بِرَازِقِينَ ﴿٢٠﴾

15/HİCR SURESİ-20. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve cealnâ lekum fîhâ meâyişe ve men lestum lehu bi râzıkîn(râzıkîne).

Orada size ve sizin rızıklarını vermediğiniz kimselere geçim yolları sağladık.

وَإِن مِّن شَيْءٍ إِلاَّ عِندَنَا خَزَائِنُهُ وَمَا نُنَزِّلُهُ إِلاَّ بِقَدَرٍ مَّعْلُومٍ ﴿٢١﴾

15/HİCR SURESİ-21. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve in min şey’in illâ indenâ hazâinuhu ve mâ nunezziluhû illâ bi kaderin ma’lûm(ma’lûmin).

Hazineleri, Bizim yanımızda olmayan hiçbir şey yoktur. Fakat Biz onu, ancak belirli bir ölçü ile indiririz.

وَأَرْسَلْنَا الرِّيَاحَ لَوَاقِحَ فَأَنزَلْنَا مِنَ السَّمَاء مَاء فَأَسْقَيْنَاكُمُوهُ وَمَا أَنتُمْ لَهُ بِخَازِنِينَ ﴿٢٢﴾

15/HİCR SURESİ-22. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve erselnâr riyâha levâkıha fe enzelnâ mines semâi mâen fe eskaynâkumûhu, ve mâ entum lehu bi hâzinîn(hâzinîne).

Bir de aşılayıcı rüzgarlar gönderdik de gökten bir su indirip sizi onunla suladık. Onu depolarda tutan da siz değilsiniz.

وَإنَّا لَنَحْنُ نُحْيِي وَنُمِيتُ وَنَحْنُ الْوَارِثُونَ ﴿٢٣﴾

15/HİCR SURESİ-23. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve innâ le nahnu nuhyî ve numîtu ve nahnul vârisûn(vârisûne).

Her halde Biz, kesinlikle hem hayat verir, hem öldürürüz. Hepsine varis de Biziz.

وَلَقَدْ عَلِمْنَا الْمُسْتَقْدِمِينَ مِنكُمْ وَلَقَدْ عَلِمْنَا الْمُسْتَأْخِرِينَ ﴿٢٤﴾

15/HİCR SURESİ-24. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve lekad alimnâl mustakdimîne minkum ve lekad alimnâl muste’hırîn(muste’hırîne).

Andolsun ki içinizden öne geçmek isteyenleri de geri kalmak isteyenleri de bilmekteyiz.

وَإِنَّ رَبَّكَ هُوَ يَحْشُرُهُمْ إِنَّهُ حَكِيمٌ عَلِيمٌ ﴿٢٥﴾

15/HİCR SURESİ-25. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve inne rabbeke huve yahşuruhum, innehu hakîmun alîm(alîmun).

Muhakkak Rabbin onları hep toplayacaktır. Gerçekten O, hikmet sahibidir, herşeyi bilendir.

وَلَقَدْ خَلَقْنَا الإِنسَانَ مِن صَلْصَالٍ مِّنْ حَمَإٍ مَّسْنُونٍ ﴿٢٦﴾

15/HİCR SURESİ-26. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve lekad halaknâl insâne min salsâlin min hamein mesnûn(mesnûnin).

Gerçekten Biz, insanı kuru bir çamurdan, biçimlendirilmiş bir balçıktan yarattık.

وَالْجَآنَّ خَلَقْنَاهُ مِن قَبْلُ مِن نَّارِ السَّمُومِ ﴿٢٧﴾

15/HİCR SURESİ-27. AYET (Meâlleri Kıyasla): Vel cânne halaknâhu min kablu min nâris semûm(semûmi).

Cini ise, daha önce zehirleyici şiddetli ateşten yaratmıştık.

وَإِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلاَئِكَةِ إِنِّي خَالِقٌ بَشَرًا مِّن صَلْصَالٍ مِّنْ حَمَإٍ مَّسْنُونٍ ﴿٢٨﴾

15/HİCR SURESİ-28. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve iz kâle rabbuke lil melâiketi innî hâlikun beşeren min salsâlin min hamein mesnûn(mesnûnin).

Ve düşün o vakti ki, Rabbin meleklere: «Ben, kuru bir çamurdan biçimlendirilmiş bir balçıktan bir beşer yaratacağım.

فَإِذَا سَوَّيْتُهُ وَنَفَخْتُ فِيهِ مِن رُّوحِي فَقَعُواْ لَهُ سَاجِدِينَ ﴿٢٩﴾

15/HİCR SURESİ-29. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fe izâ sevveytuhu ve nefahtu fîhi min rûhî fe kaû lehu sâcidîn(sâcidîne).

Bunun için, Ben onu muntazam bir insan kıvamına getirip içine ruhumdan üflediğim zaman, derhal onun için secdeye kapanın!»

فَسَجَدَ الْمَلآئِكَةُ كُلُّهُمْ أَجْمَعُونَ ﴿٣٠﴾

15/HİCR SURESİ-30. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fe secedel melâiketu kulluhum ecmaûn(ecmaûne).

Bunun üzerine bütün melekler hep birden secde ettiler.

إِلاَّ إِبْلِيسَ أَبَى أَن يَكُونَ مَعَ السَّاجِدِينَ ﴿٣١﴾

15/HİCR SURESİ-31. AYET (Meâlleri Kıyasla): İllâ iblîs(iblîse), ebâ en yekûne meas sâcidîn(sâcidîne).

Ancak iblis, secde edenlerle beraber olmaktan kaçındı.

قَالَ يَا إِبْلِيسُ مَا لَكَ أَلاَّ تَكُونَ مَعَ السَّاجِدِينَ ﴿٣٢﴾

15/HİCR SURESİ-32. AYET (Meâlleri Kıyasla): Kâle yâ iblîsu mâ leke ellâ tekûne meas sâcidîn(sâcidîne).

Allah: «Ey iblis, sen neden secde edenlerle beraber olmadın?» dedi.

قَالَ لَمْ أَكُن لِّأَسْجُدَ لِبَشَرٍ خَلَقْتَهُ مِن صَلْصَالٍ مِّنْ حَمَإٍ مَّسْنُونٍ ﴿٣٣﴾

15/HİCR SURESİ-33. AYET (Meâlleri Kıyasla): Kâle lem ekun li escude li beşerin halaktehu min salsâlin min hamein mesnûn(mesnûnin).

İblis: «Benim, kuru bir çamurdan, biçimlendirilmiş bir balçıktan yarattığın bir insana secde etmem olacak şey değildir!» dedi.

قَالَ فَاخْرُجْ مِنْهَا فَإِنَّكَ رَجِيمٌ ﴿٣٤﴾

15/HİCR SURESİ-34. AYET (Meâlleri Kıyasla): Kâle fahruc minhâ fe inneke recîm(recîmun).

Allah: «O halde çık oradan; çünkü sen, artık kovulmuşsundur!

وَإِنَّ عَلَيْكَ اللَّعْنَةَ إِلَى يَوْمِ الدِّينِ ﴿٣٥﴾

15/HİCR SURESİ-35. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve inne aleykel lâ’nete ilâ yevmid dîn(dîni).

Ve bu lanet ceza gününe kadar üzerindedir.» dedi.

قَالَ رَبِّ فَأَنظِرْنِي إِلَى يَوْمِ يُبْعَثُونَ ﴿٣٦﴾

15/HİCR SURESİ-36. AYET (Meâlleri Kıyasla): Kâle rabbi fe enzırnî ilâ yevmi yub’asûn(yub’asûne).

İblis: «Ey Rabbim, öyle ise, bana onların kabirlerinden kaldırılacakları güne kadar mühlet ver!» dedi.

قَالَ فَإِنَّكَ مِنَ الْمُنظَرِينَ ﴿٣٧﴾

15/HİCR SURESİ-37. AYET (Meâlleri Kıyasla): Kâle fe inneke minel munzarîn(munzarîne).

(37-38) Allah: «Haydi, sen bilinen zamanın gününe kadar mühlet verilenlerdensin!» dedi.

إِلَى يَومِ الْوَقْتِ الْمَعْلُومِ ﴿٣٨﴾

15/HİCR SURESİ-38. AYET (Meâlleri Kıyasla): İlâ yevmil vaktil ma’lûm(ma’lûmi).

(37-38) Allah: «Haydi, sen bilinen zamanın gününe kadar mühlet verilenlerdensin!» dedi.

قَالَ رَبِّ بِمَآ أَغْوَيْتَنِي لأُزَيِّنَنَّ لَهُمْ فِي الأَرْضِ وَلأُغْوِيَنَّهُمْ أَجْمَعِينَ ﴿٣٩﴾

15/HİCR SURESİ-39. AYET (Meâlleri Kıyasla): Kâle rabbi bi mâ agveytenî le uzeyyinenne lehum fîl ardı ve le ugviyennehum ecmeîn(ecmeîne).

Allah: «Ey Rabbim, beni azdırmana karşılık yemin ederim ki, kesinlikle ben yeryüzünde onlar için tezyinat yapacağım ve hepsini azdıracağım!

إِلاَّ عِبَادَكَ مِنْهُمُ الْمُخْلَصِينَ ﴿٤٠﴾

15/HİCR SURESİ-40. AYET (Meâlleri Kıyasla): İllâ ıbâdeke minhumul muhlasîn(muhlasîne).

Ancak içlerinden ihlasa erdirilen kulların hariç!» dedi.

قَالَ هَذَا صِرَاطٌ عَلَيَّ مُسْتَقِيمٌ ﴿٤١﴾

15/HİCR SURESİ-41. AYET (Meâlleri Kıyasla): Kâle hâzâ sırâtun aleyye mustekîm(mustekîmun).

Allah: «Bu, 'Garanti ederim.' dosdoğru bir cadde.» dedi.

إِنَّ عِبَادِي لَيْسَ لَكَ عَلَيْهِمْ سُلْطَانٌ إِلاَّ مَنِ اتَّبَعَكَ مِنَ الْغَاوِينَ ﴿٤٢﴾

15/HİCR SURESİ-42. AYET (Meâlleri Kıyasla): İnne ıbâdî leyse leke aleyhim sultânun illâ menittebeake minel gâvîn(gâvîne).

Gerçekten senin, benim o kullarım üzerinde hiçbir hakimiyetin yoktur; ancak, azgınlardan sana uyanlar bunların dışındadır.

وَإِنَّ جَهَنَّمَ لَمَوْعِدُهُمْ أَجْمَعِينَ ﴿٤٣﴾

15/HİCR SURESİ-43. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve inne cehenneme le mev’ıduhum ecmaîn(ecmeîne).

Kesinlikle bunların topuna va'dedilen yer, cehennemdir.

لَهَا سَبْعَةُ أَبْوَابٍ لِّكُلِّ بَابٍ مِّنْهُمْ جُزْءٌ مَّقْسُومٌ ﴿٤٤﴾

15/HİCR SURESİ-44. AYET (Meâlleri Kıyasla): Lehâ seb’atu ebvâb(ebvâbin), li kulli bâbin minhum cuz’un maksûm(maksûmun).

Onun yedi kapısı vardır. Her kapıya, onlardan bir grup ayrılmıştır.

إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي جَنَّاتٍ وَعُيُونٍ ﴿٤٥﴾

15/HİCR SURESİ-45. AYET (Meâlleri Kıyasla): İnnel muttekîne fî cennâtin ve uyûn(uyûnin).

Elbette takva sahipleri, cennetlerde ve pınarlar içinde olacaklardır.

ادْخُلُوهَا بِسَلاَمٍ آمِنِينَ ﴿٤٦﴾

15/HİCR SURESİ-46. AYET (Meâlleri Kıyasla): Udhulûhâ bi selâmin âminîn(âminîne).

«Rahatlık ve güvenlik içinde girin onlara!»

وَنَزَعْنَا مَا فِي صُدُورِهِم مِّنْ غِلٍّ إِخْوَانًا عَلَى سُرُرٍ مُّتَقَابِلِينَ ﴿٤٧﴾

15/HİCR SURESİ-47. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve neza’nâ mâ fî sudûrihim min gıllin ıhvânen alâ sururin mutekâbilîn(mutekâbilîne).

Sinelerindeki kinleri soymuşuzdur, köşkler üzerinde kardeşler olarak karşı karşıya oturacaklardır.

لاَ يَمَسُّهُمْ فِيهَا نَصَبٌ وَمَا هُم مِّنْهَا بِمُخْرَجِينَ ﴿٤٨﴾

15/HİCR SURESİ-48. AYET (Meâlleri Kıyasla): Lâ yemessuhum fîhâ nasabun ve mâ hum minhâ bi muhracîn(muhracîne).

Orada kendilerine hiçbir zahmet dokunmaz; onlar, oradan çıkarılacak da değillerdir.

نَبِّئْ عِبَادِي أَنِّي أَنَا الْغَفُورُ الرَّحِيمُ ﴿٤٩﴾

15/HİCR SURESİ-49. AYET (Meâlleri Kıyasla): Nebbi’ ibâdî ennî enel gafûrur rahîm(rahîmu).

Kullarıma haber ver, benim gerçekten çok bağışlayan ve merhamet eden olduğumu;

وَ أَنَّ عَذَابِي هُوَ الْعَذَابُ الأَلِيمَ ﴿٥٠﴾

15/HİCR SURESİ-50. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve enne azâbî huvel azâbul elîm(elîmu).

bununla birlikte azabım da acı bir azaptır.

وَنَبِّئْهُمْ عَن ضَيْفِ إِ بْراَهِيمَ ﴿٥١﴾

15/HİCR SURESİ-51. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve nebbi’hum an dayfi ibrâhîm(ibrâhîme).

Bir de onlara, İbrahim'in misafirlerinden sözet!

إِذْ دَخَلُواْ عَلَيْهِ فَقَالُواْ سَلامًا قَالَ إِنَّا مِنكُمْ وَجِلُونَ ﴿٥٢﴾

15/HİCR SURESİ-52. AYET (Meâlleri Kıyasla): İz dehalû aleyhi fe kâlû selâmâ(selâmen), kâle innâ minkum vecilûn(vecilûne).

Onlar, onun yanına girdiklerinde «Selam!» dediler. İbrahim: «Biz gerçekten sizden korkuyoruz!» dedi.

قَالُواْ لاَ تَوْجَلْ إِنَّا نُبَشِّرُكَ بِغُلامٍ عَلِيمٍ ﴿٥٣﴾

15/HİCR SURESİ-53. AYET (Meâlleri Kıyasla): Kâlû lâ tevcel innâ nubeşşiruke bi gulâmin alîm(alîmin).

Onlar: «Korkma, sana ilim sahibi bir oğul müjdeliyoruz.» dediler.

قَالَ أَبَشَّرْتُمُونِي عَلَى أَن مَّسَّنِيَ الْكِبَرُ فَبِمَ تُبَشِّرُونَ ﴿٥٤﴾

15/HİCR SURESİ-54. AYET (Meâlleri Kıyasla): Kâle e beşşertumûnî alâ en messeniyel kiberu fe bime tubeşşirûn(tubeşşirûne).

İbrahim: «Beni mi müjdelediniz, bana ihtiyarlık gelip çatmışken artık beni neye dayanarak müjdeliyorsunuz?» dedi.

قَالُواْ بَشَّرْنَاكَ بِالْحَقِّ فَلاَ تَكُن مِّنَ الْقَانِطِينَ ﴿٥٥﴾

15/HİCR SURESİ-55. AYET (Meâlleri Kıyasla): Kâlû beşşernâke bil hakkı fe lâ tekun minel kânıtîn(kânıtîne).

Onlar: «Biz seni gerçek şeyle müjdeledik; onun için ümidini kesenlerden olma!» dedi.

قَالَ وَمَن يَقْنَطُ مِن رَّحْمَةِ رَبِّهِ إِلاَّ الضَّآلُّونَ ﴿٥٦﴾

15/HİCR SURESİ-56. AYET (Meâlleri Kıyasla): Kâle ve men yaknetu min rahmeti rabbihî illâd dâllûn(dâllûne).

İbrahim: «Rabbimin rahmetinden sapıklığa düşenlerden başka kim ümidini keser?» dedi.

قَالَ فَمَا خَطْبُكُمْ أَيُّهَا الْمُرْسَلُونَ ﴿٥٧﴾

15/HİCR SURESİ-57. AYET (Meâlleri Kıyasla): Kâle fe mâ hatbukum eyyuhâl murselûn(murselûne).

Ey elçiler, bunun ardından göreviniz nedir? diye sordu.

قَالُواْ إِنَّا أُرْسِلْنَا إِلَى قَوْمٍ مُّجْرِمِينَ ﴿٥٨﴾

15/HİCR SURESİ-58. AYET (Meâlleri Kıyasla): Kâlû innâ ursilnâ ilâ kavmin mucrimîn(mucrimîne).

Onlar: «Haberin olsun, biz suçlu bir topluluğa gönderildik.

إِلاَّ آلَ لُوطٍ إِنَّا لَمُنَجُّوهُمْ أَجْمَعِينَ ﴿٥٩﴾

15/HİCR SURESİ-59. AYET (Meâlleri Kıyasla): İllâ âle lût(lûtın), innâ le muneccûhum ecmaîn(ecmaîne).

Ancak, Lut ailesi başka; biz onların hepsini kesinlikle kurtaracağız.

إِلاَّ امْرَأَتَهُ قَدَّرْنَا إِنَّهَا لَمِنَ الْغَابِرِينَ ﴿٦٠﴾

15/HİCR SURESİ-60. AYET (Meâlleri Kıyasla): İllâmraetehu kaddernâ innehâ le minel gâbirîn(gâbirîne).

Yalnız karısı hakkında karar verdik; O, muhakkak kalacaklardandır.

فَلَمَّا جَاء آلَ لُوطٍ الْمُرْسَلُونَ ﴿٦١﴾

15/HİCR SURESİ-61. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fe lemmâ câe âle lûtınil murselûn(murselûne).

Elçiler Lut ailesine geldikleri zaman,

قَالَ إِنَّكُمْ قَوْمٌ مُّنكَرُونَ ﴿٦٢﴾

15/HİCR SURESİ-62. AYET (Meâlleri Kıyasla): Kâle innekum kavmun munkerûn(munkerûne).

Lut: «Siz, gerçekten ürkülecek bir topluluksunuz.» dedi.

قَالُواْ بَلْ جِئْنَاكَ بِمَا كَانُواْ فِيهِ يَمْتَرُونَ ﴿٦٣﴾

15/HİCR SURESİ-63. AYET (Meâlleri Kıyasla): Kâlû bel ci’nâke bi mâ kânû fîhi yemterûn(yemterûne).

Onlar: «Hayır, biz sana onların şüphe edip durduklarını getirdik.

وَأَتَيْنَاكَ بَالْحَقِّ وَإِنَّا لَصَادِقُونَ ﴿٦٤﴾

15/HİCR SURESİ-64. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve eteynâke bil hakkı ve innâ le sâdikûn(sâdikûne).

Sana gerçekle geldik, emin ol biz doğru söyleyenleriz.

فَأَسْرِ بِأَهْلِكَ بِقِطْعٍ مِّنَ اللَّيْلِ وَاتَّبِعْ أَدْبَارَهُمْ وَلاَ يَلْتَفِتْ مِنكُمْ أَحَدٌ وَامْضُواْ حَيْثُ تُؤْمَرُونَ ﴿٦٥﴾

15/HİCR SURESİ-65. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fe esri bi ehlike bi kıt’ın minel leyli vettebı’ edbârahum ve lâ yeltefit minkum ehadun vamdû haysu tu’merûn(tu’merûne).

Hemen gecenin bir bölümünde aileni yola çıkar, sen de arkalarından git, içinizden hiçbir kimse arkasına bakmasın ve emrolunduğunuz yere geçin gidin!»

وَقَضَيْنَا إِلَيْهِ ذَلِكَ الأَمْرَ أَنَّ دَابِرَ هَؤُلاء مَقْطُوعٌ مُّصْبِحِينَ ﴿٦٦﴾

15/HİCR SURESİ-66. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve kadaynâ ileyhi zâlikel emre enne dâbira hâulâi maktûun musbihîn(musbihîne).

Ona kesin olarak şu emri vahyettik: «Sabaha çıkarken şunların arkaları katiyyen kesilecek.»

وَجَاء أَهْلُ الْمَدِينَةِ يَسْتَبْشِرُونَ ﴿٦٧﴾

15/HİCR SURESİ-67. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve câe ehlul medîneti yestebşirûn(yestebşirûne).

Şehir halkı da haber alıp keyifle gelmişlerdi.

قَالَ إِنَّ هَؤُلاء ضَيْفِي فَلاَ تَفْضَحُونِ ﴿٦٨﴾

15/HİCR SURESİ-68. AYET (Meâlleri Kıyasla): Kâle inne hâulâi dayfî fe lâ tefdahûni.

Lut onlara: «Aman ha, onlar benim konuklarımdır; artık beni rezil etmeyin.

وَاتَّقُوا اللّهَ وَلاَ تُخْزُونِ ﴿٦٩﴾

15/HİCR SURESİ-69. AYET (Meâlleri Kıyasla): Vettekullâhe ve lâ tuhzûni.

Allah'tan korkun, beni utandırmayım» dedi.

قَالُوا أَوَلَمْ نَنْهَكَ عَنِ الْعَالَمِينَ ﴿٧٠﴾

15/HİCR SURESİ-70. AYET (Meâlleri Kıyasla): Kâlû e ve lem nenheke anil âlemîn(âlemîne).

Onlar: «Biz sana aleme karışmayı yasaklamadık mı?» dediler.

قَالَ هَؤُلاء بَنَاتِي إِن كُنتُمْ فَاعِلِينَ ﴿٧١﴾

15/HİCR SURESİ-71. AYET (Meâlleri Kıyasla): Kâle hâulâi benâtî in kuntum fâilîn(fâilîne).

Lut: «İşte şunlar kızlarım, eğer yapacaksanız!» dedi,

لَعَمْرُكَ إِنَّهُمْ لَفِي سَكْرَتِهِمْ يَعْمَهُونَ ﴿٧٢﴾

15/HİCR SURESİ-72. AYET (Meâlleri Kıyasla): Le amruke innehum le fî sekretihim ya’mehûn(ya’mehûne).

Resulüm, ömrüne yemin ederim ki, gerçekten onlar, sarhoşlukları içinde ne halt ettiklerini bilmiyorlardı.

فَأَخَذَتْهُمُ الصَّيْحَةُ مُشْرِقِينَ ﴿٧٣﴾

15/HİCR SURESİ-73. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fe ehazethumus sayhatu muşrikîn(muşrikîne).

Derken, güneş doğmaya başlarken onları, o sayha, korkunç ses tutuverdi.

فَجَعَلْنَا عَالِيَهَا سَافِلَهَا وَأَمْطَرْنَا عَلَيْهِمْ حِجَارَةً مِّن سِجِّيلٍ ﴿٧٤﴾

15/HİCR SURESİ-74. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fe cealnâ âliyehâ sâfilehâ ve emternâ aleyhim hıcâraten min siccîl(siccîlin).

Derhal şehirlerinin üstünü altına getirdik ve balçıktan pişirilmiş taşlar yağdırdık üzerlerine.

إِنَّ فِي ذَلِكَ لآيَاتٍ لِّلْمُتَوَسِّمِينَ ﴿٧٥﴾

15/HİCR SURESİ-75. AYET (Meâlleri Kıyasla): İnne fî zâlike le âyâtin lil mutevessimîn (mutevessimîne).

Elbette bunda düşünce ve anlayışı olanlara deliller vardır.

وَإِنَّهَا لَبِسَبِيلٍ مُّقيمٍ ﴿٧٦﴾

15/HİCR SURESİ-76. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve innehâ le bi sebîlin mukîm(mukîmîn).

Ve o harabe yol üstünde duruyor.

إِنَّ فِي ذَلِكَ لآيَةً لِّلْمُؤمِنِينَ ﴿٧٧﴾

15/HİCR SURESİ-77. AYET (Meâlleri Kıyasla): İnne fî zâlike le âyeten lil mu’minîn(mu’minîne).

Kesinlikle bunda imanı olanlar için bir ibret vardır.

وَإِن كَانَ أَصْحَابُ الأَيْكَةِ لَظَالِمِينَ ﴿٧٨﴾

15/HİCR SURESİ-78. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve in kâne ashâbul eyketi le zâlimîn (zâlimîne).

Gerçekten Eyke halkı da zalim kimselerdi.

فَانتَقَمْنَا مِنْهُمْ وَإِنَّهُمَا لَبِإِمَامٍ مُّبِينٍ ﴿٧٩﴾

15/HİCR SURESİ-79. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fentekamnâ minhum, ve innehumâ le bi imâmin mubîn(mubînin).

Onlardan da intikam aldık, ikisi de apaçık önde bulunuyorlar.

وَلَقَدْ كَذَّبَ أَصْحَابُ الحِجْرِ الْمُرْسَلِينَ ﴿٨٠﴾

15/HİCR SURESİ-80. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve lekad kezzebe ashâbul hicril murselîn(murselîne).

Gerçekten Hicr halkı da peygamberleri yalanladılar

وَآتَيْنَاهُمْ آيَاتِنَا فَكَانُواْ عَنْهَا مُعْرِضِينَ ﴿٨١﴾

15/HİCR SURESİ-81. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve âteynâhum âyâtinâ fe kânû anhâ mu’rıdîn(mu’rıdîne).

Biz onlara ayetlerimizi vermiştik, fakat onlardan yüz çeviriyorlardı.

وَكَانُواْ يَنْحِتُونَ مِنَ الْجِبَالِ بُيُوتًا آمِنِينَ ﴿٨٢﴾

15/HİCR SURESİ-82. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve kânû yanhıtûne minel cibâli buyûten âminîn(âminîne).

Dağlardan emniyetli emniyetli evler yontuyorlardı.

فَأَخَذَتْهُمُ الصَّيْحَةُ مُصْبِحِينَ ﴿٨٣﴾

15/HİCR SURESİ-83. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fe ehazethumus sayhatu musbıhîn(musbıhîne).

Bunları da sabahleyin korkunç ses tutuverdi.

فَمَا أَغْنَى عَنْهُم مَّا كَانُواْ يَكْسِبُونَ ﴿٨٤﴾

15/HİCR SURESİ-84. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fe mâ agnâ anhum mâ kânû yeksibûn(yeksibûne).

Kazanmakta oldukları şeylerin kendilerine hiç faydası olmadı.

وَمَا خَلَقْنَا السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا إِلاَّ بِالْحَقِّ وَإِنَّ السَّاعَةَ لآتِيَةٌ فَاصْفَحِ الصَّفْحَ الْجَمِيلَ ﴿٨٥﴾

15/HİCR SURESİ-85. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve mâ halaknâs semâvâti vel arda ve mâ beynehumâ illâ bil hakk(hakkı), ve innes sâate le âtiyetun fasfehıs safhal cemîl(cemîle).

Öyle ya, Biz gökleri, yeri ve aralarındakileri, ancak hak ve hikmete uygun olarak yarattık ve şüphesiz o saat mutlaka gelecektir. Şimdilik onlara iyi davran.

إِنَّ رَبَّكَ هُوَ الْخَلاَّقُ الْعَلِيمُ ﴿٨٦﴾

15/HİCR SURESİ-86. AYET (Meâlleri Kıyasla): İnne rabbeke huvel hallâkul alîm(alîmu).

Çünkü senin Rabbin, herşeyi yaratan, herşeyi bilendir.

وَلَقَدْ آتَيْنَاكَ سَبْعًا مِّنَ الْمَثَانِي وَالْقُرْآنَ الْعَظِيمَ ﴿٨٧﴾

15/HİCR SURESİ-87. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve lekad âteynâke seb’an minel mesânî vel kur’ânel azîm(azîme).

Andolsun ki, sana namazlarda tekrarlanan yedi ayeti (Fatiha'yı) ve Yüce Kur'an'ı verdik.

لاَ تَمُدَّنَّ عَيْنَيْكَ إِلَى مَا مَتَّعْنَا بِهِ أَزْوَاجًا مِّنْهُمْ وَلاَ تَحْزَنْ عَلَيْهِمْ وَاخْفِضْ جَنَاحَكَ لِلْمُؤْمِنِينَ ﴿٨٨﴾

15/HİCR SURESİ-88. AYET (Meâlleri Kıyasla): Lâ temuddenne ayneyke ilâ mâ metta’nâ bihî ezvâcen minhum ve lâ tahzen aleyhim vahfıd cenâhake lil mu’minîn(mu’minîne).

Sakın, o kafirlerden bir takımlarını zevkyab ettiğimiz şeylere göz atma, onlara karşı üzülme ve müminlere kanadını indir.

وَقُلْ إِنِّي أَنَا النَّذِيرُ الْمُبِينُ ﴿٨٩﴾

15/HİCR SURESİ-89. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve kul innî enen nezîrul mubîn(mubînu).

Ve de ki: «Benim o apaçık uyarıcı ben!»

كَمَا أَنزَلْنَا عَلَى المُقْتَسِمِينَ ﴿٩٠﴾

15/HİCR SURESİ-90. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ke mâ enzelnâ alâl muktesimîn(muktesimîne).

Tıpkı o taksim edenlere indirdiğimiz gibi.

الَّذِينَ جَعَلُوا الْقُرْآنَ عِضِينَ ﴿٩١﴾

15/HİCR SURESİ-91. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ellezîne cealûl kur’âne ıdîn(ıdîne).

O Kur'an'ı kısım kısım ayıranlara.

فَوَرَبِّكَ لَنَسْأَلَنَّهُمْ أَجْمَعِيْنَ ﴿٩٢﴾

15/HİCR SURESİ-92. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fe ve rabbike le nes’elennehum ecmaîn(ecmaîne).

(92-93) Rabbin hakkı için, Biz onların hepsine mutlaka ve muhakkak bütün yaptıklarını soracağız.

عَمَّا كَانُوا يَعْمَلُونَ ﴿٩٣﴾

15/HİCR SURESİ-93. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ammâ kânû ya’melûn(ya’melûne).

(92-93) Rabbin hakkı için, Biz onların hepsine mutlaka ve muhakkak bütün yaptıklarını soracağız.

فَاصْدَعْ بِمَا تُؤْمَرُ وَأَعْرِضْ عَنِ الْمُشْرِكِينَ ﴿٩٤﴾

15/HİCR SURESİ-94. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fasda’ bi mâ tu’meru ve a’rıd anil muşrikîn(muşrikîne).

Şimdi sen ne ile emrolunduysan, kafalarına çatlat ve Allah 'a ortak koşanlara aldırma!

إِنَّا كَفَيْنَاكَ الْمُسْتَهْزِئِينَ ﴿٩٥﴾

15/HİCR SURESİ-95. AYET (Meâlleri Kıyasla): İnnâ kefeynâkel mustehziîn(mustehziîne).

Herhalde Biz, o alay edenlerin hakkından gelmek için sana yeteriz.

الَّذِينَ يَجْعَلُونَ مَعَ اللّهِ إِلهًا آخَرَ فَسَوْفَ يَعْمَلُونَ ﴿٩٦﴾

15/HİCR SURESİ-96. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ellezîne yec’alûne meallâhi ilâhen âhar(âhara), fe sevfe ya’lemûn(ya’lemûne).

Allah ile birlikte başka bir ilah edinen o herifler bilirler geleceği.

وَلَقَدْ نَعْلَمُ أَنَّكَ يَضِيقُ صَدْرُكَ بِمَا يَقُولُونَ ﴿٩٧﴾

15/HİCR SURESİ-97. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve lekad na’lemu enneke yadîku sadruke bi mâ yekûlûn(yekûlûne).

Andolsun ki, onların sözlerine gerçekten içinin sıkıldığını biliyoruz.

فَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ وَكُن مِّنَ السَّاجِدِينَ ﴿٩٨﴾

15/HİCR SURESİ-98. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fe sebbih bi hamdi rabbike ve kun mines sâcidîn(sâcidîne).

O halde Rabbine hamd ile tesbih et ve secde edenlerden ol!

وَاعْبُدْ رَبَّكَ حَتَّى يَأْتِيَكَ الْيَقِينُ ﴿٩٩﴾

15/HİCR SURESİ-99. AYET (Meâlleri Kıyasla): Va’bud rabbeke hattâ ye’tiyekel yakîn(yakînu).

Ve sana ölüm gelinceye kadar Rabbine kulluk et!