KEHF SURESİ 92. Ayeti
Mekke döneminde inmiştir. 28. âyetin Medine döneminde indiği de rivayet edilmiştir. 110 âyettir. Sûre, adını; ilk defa dokuzuncu âyette olmak üzere, birkaç yerde geçen “kehf” kelimesinden almıştır. Kehf, mağara demektir.
ثُمَّ أَتْبَعَ سَبَبًا ﴿٩٢﴾
KEHF SURESİ 92. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
summe | sonra |
etbea | tâbî oldu |
sebeben | sebep, vesile |
Sonra (başka) bir sebebe tâbî oldu (yola koyuldu).
KEHF SURESİ 92. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri
Sonra yine bir yol tuttu.
Diyanet İşleri
Sonra gene bir yol tuttu.
Abdulbaki Gölpınarlı
Sonra yine bir yol tuttu.
Adem Uğur
Sonra (Zül-Karneyn) bir yolu daha kullandı.
Ahmed Hulusi
Sonra yine doğru sebep ve vesilelere, meşrû araçlara başvurarak bir hedefe daha yöneldi.
Ahmet Tekin
Sonra yine bir yol tuttu.
Ahmet Varol
Sonra bir yol (daha) tuttu.
Ali Bulaç
Sonra da (güneyden kuzeye doğru üçüncü) bir yol tuttu.
Ali Fikri Yavuz
Sonra yine bir yol tuttu.
Bekir Sadak
Sonra o başka bir yol tuttu.
Celal Yıldırım
Sonra yine bir yol tuttu.
Diyanet İşleri (eski)
Sonra yine bir yol tuttu.
Diyanet Vakfi
Sonra yine bir yol tuttu.
Edip Yüksel
Sonra da diğer bir sebebi ta'kıb etti
Elmalılı Hamdi Yazır
Sonra da başka bir sebebi takip etti.
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Sonra yine bir yol tuttu.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Arkasından yine bir sebebe sarılarak yola koyuldu.
Seyyid Kutub
Sonra bir yol (daha) tuttu.
Gültekin Onan
Sonra yine bir yol tutdu.
Hasan Basri Çantay
Sonra bir sebeb (bir yol daha) tuttu.
Hayrat Neşriyat
Sonra da bir yol tuttu.
İbni Kesir
Ve o (böylece, doğru bir amaca ulaşmak için) bir kere daha, doğru aracı seçmiş oldu.
Muhammed Esed
Sonra diğer bir yolu takibe başladı.
Ömer Nasuhi Bilmen
Sonra yine bir yol tutup gitti.
Ömer Öngüt
Sonra yoluna devam etti.
Şaban Piriş
Sonra o başka bir yol tuttu.
Suat Yıldırım
Sonra yine bir yol tuttu.
Süleyman Ateş
(92-93) Sonra (yine) bir yol tuttu. Nihayet iki dağ arasına ulaştığı zaman orada hiç söz anlamayan bir kavim buldu.
Tefhim-ul Kuran
Sonra yine bir sebebi izledi.
Ümit Şimşek
Sonra yine bir sebebi izledi.
Yaşar Nuri Öztürk
Zülkarneyn yine bir yol daha tuttu.
Abdullah Parlıyan
Sonra yine bir yol tutup gitti.
Bayraktar Bayraklı
(92-93) Arkasından yine bir sebebe sarılarak yola koyuldu. Sonunda iki dağ arasına varınca setlerin eteğinde neredeyse hiç söz anlamayan (dil bilmeyen) bir topluluk buldu.
Cemal Külünkoğlu
Sonra (yine) bir yol tuttu.
Kadri Çelik
Zülkarneyn, bunun da ardından, gerekli imkânlarla donanmış olarak yeni bir sefere çıktı.
Ali Ünal
Sonra yine bir yol tuttu.
Harun Yıldırım
Yeniden kendisini (amacına) ulaştıracak bir araca başvurdu.
Mustafa İslamoğlu
Sonra yine bir yol tuttu.
Sadık Türkmen
Sonra yine bir sebepten dolayı yola çıktı.
İlyas Yorulmaz
Sonra (başka) bir sebebe tâbî oldu (yola koyuldu).
İmam İskender Ali Mihr