KEHF SURESİ 97. Ayeti
Mekke döneminde inmiştir. 28. âyetin Medine döneminde indiği de rivayet edilmiştir. 110 âyettir. Sûre, adını; ilk defa dokuzuncu âyette olmak üzere, birkaç yerde geçen “kehf” kelimesinden almıştır. Kehf, mağara demektir.
فَمَا اسْطَاعُوا أَن يَظْهَرُوهُ وَمَا اسْتَطَاعُوا لَهُ نَقْبًا ﴿٩٧﴾
KEHF SURESİ 97. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
femâstâû (fe mâ istâû) | böylece, artık güçleri yetmez |
en yazherû-hu | ona zahir olmaya (üstün gelmeye), onu aşmaya |
ve mâstetâû (mâ istetâû) | ve muktedir olamazlar, güçleri yetmez |
lehu | onu |
nakben | delmek |
Artık ona zahir olmaya (onu aşmaya) güçleri yetmez ve onu delmeye muktedir olamazlar.
KEHF SURESİ 97. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri
Artık onu ne aşabildiler, ne de delebildiler.
Diyanet İşleri
Artık bu seti aşmaya da güçleri yetmez, delmeye de güçleri yetmez.
Abdulbaki Gölpınarlı
Bu sebeple onu ne aşmaya muktedir oldular ne de onu delebildiler.
Adem Uğur
Artık onu, ne aşmaya muktedir olabildiler ve ne de delebildiler!
Ahmed Hulusi
Artık Ye’cüc ve Me’cüc bu seti ne aşabildiler, ne de delebildiler.
Ahmet Tekin
Böylece onlar (Ye'cuc ve Me'cuc) ne onu aşmaya ne de delmeye güç yetirebildiler.
Ahmet Varol
Böylelikle, ne onu aşabildiler, ne onu delmeye güç yetirebildiler.
Ali Bulaç
Artık onu (seddi), ne aşabildiler, ne de delebildiler.
Ali Fikri Yavuz
Artik Yecuc ve Mecuc onu ne asabildiler ve ne de delip gecebildiler.
Bekir Sadak
Artık o Ye'cûc - Me'cûc ne onu aşabildiler, ne de bir gedik açmaya güç getirebildiler.
Celal Yıldırım
Artık Yecüc ve Mecüc onu ne aşabildiler ve ne de delip geçebildiler.
Diyanet İşleri (eski)
Bu sebeple onu ne aşmaya muktedir oldular ne de onu delebildiler.
Diyanet Vakfi
Artık onu ne aşabildiler, ne de delebildiler.
Edip Yüksel
Artık onu ne aşabilirler ne de delebilirler
Elmalılı Hamdi Yazır
Artık ne onu aşabildiler, ne de delebildiler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Artık Ye'cuc ve Me'cuc bu seti ne aşabildiler ne de delebildiler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Ye'cuc ile Me'cuc, bu setin ne üzerinden aşabildiler ve ne de bir yerinde delik açabildiler.
Seyyid Kutub
Böylelikle, ne onu aşabildiler, ne onu delmeye güç yetirebildiler.
Gültekin Onan
Artık onu aşmıya da güc yetiremediler, onu delmiye de muktedir olamadılar.
Hasan Basri Çantay
Artık (Ye’cüc ve Me’cüc) onu ne aşmaya güç yetirebildiler! Ne de onu delmeye tâkatleri yetti!
Hayrat Neşriyat
Onlar; artık onu, ne aşabildiler, ne de delip geçebildiler.
İbni Kesir
Ve böylece (set inşa edilmiş oldu, öyle ki) artık onların düşmanları ne onu aşabilirlerdi ne de onda gedik açabilirlerdi.
Muhammed Esed
Artık ne onun üstüne çıkmaya kâdir oldular ve ne de onun için delik açmaya güçleri yetti.
Ömer Nasuhi Bilmen
Artık onu ne aşabildiler, ne de delip geçebildiler.
Ömer Öngüt
Artık, seddi aşmaya güçleri yetmedi ve delip geçmediler.
Şaban Piriş
Artık o Ye’cüc ve Me’cüc’ün, ne seddi aşmaya, ne de onda delik açmaya güçleri yetmedi.
Suat Yıldırım
Artık (Ye'cûc Me'cûc) onu ne aşabildiler, ne de delebildiler.
Süleyman Ateş
Böylelikle, ne onu aşabildiler, ne de onu delmeye güç yetirebildiler.
Tefhim-ul Kuran
Ondan sonra ne seddi aşabildiler, ne de onda bir delik açabildiler.
Ümit Şimşek
Artık onu ne aşabildiler ne delebildiler.
Yaşar Nuri Öztürk
Ve böylece set inşa edilmiş oldu. Öyle ki, artık onların düşmanları, ne onu aşabildiler, ne de onda gedik açabildiler.
Abdullah Parlıyan
Ye'cüc ve Me'cüc onu ne aşmaya ne de onda bir delik açmaya güç yetirebildiler.
Bayraktar Bayraklı
Ve böylece (set inşa edilmiş oldu, öyle ki) artık onların düşmanları (Ye'cüc ve Me'cüc) ne onu aşabilirlerdi ne de onda gedik açabilirlerdi.
Cemal Külünkoğlu
Böylelikle ne onu aşabildiler, ne de onu delmeye güç yetirebildiler.
Kadri Çelik
Artık Ye’cuc ve Me’cuc ne o setti aşabildi, ne de onda bir delik açabildi.
Ali Ünal
Bu sebeple onu ne aşmaya muktedir oldular ne de onu delebildiler.
Harun Yıldırım
Evet, artık onların (düşmanları) ne onu aşabilirlerdi, ne de onda bir delik ve gedik açabilirlerdi.
Mustafa İslamoğlu
Böylelikle onu aşmayı başaramadılar, delmeye (de) güç yetiremediler.
Sadık Türkmen
“Bundan sonra onlar ne bu settin üzerini aşmaya, nede o set üzerinde bir delik açmaya güçleri yetmez” dedi.
İlyas Yorulmaz
Artık ona zahir olmaya (onu aşmaya) güçleri yetmez ve onu delmeye muktedir olamazlar.
İmam İskender Ali Mihr