SÂFFÂT SURESİ 145. Ayeti
Mekke döneminde inmiştir. 182 âyettir. Sûre, adını ilk âyette geçen “es-Sâffât” kelimesinden almıştır. Sâffât, sıra sıra dizilenler, saf saf duranlar demektir.
فَنَبَذْنَاهُ بِالْعَرَاء وَهُوَ سَقِيمٌ ﴿١٤٥﴾
SÂFFÂT SURESİ 145. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe | artık, sonunda, bunun üzerine |
nebeznâ-hu | onu attık |
bi el arâi | boş bir alan |
ve huve | ve o |
sakîmun | hasta, bitkin |
Bunun üzerine onu, bitkin (hasta) bir halde boş bir alana (sahile) attık.
SÂFFÂT SURESİ 145. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri
Derken biz onu hasta bir hâlde sahile attık.
Diyanet İşleri
Derken onu ıssız bir yere çıkardık ve o, hastaydı da.
Abdulbaki Gölpınarlı
Halsiz bir vaziyette kendisini dışarı çıkardık.
Adem Uğur
Biz Onu hasta (yıpranmış - sağlıksız) olarak çıplak arazide (kuvvelerin bilinmediği bir ortamda) bıraktık.
Ahmed Hulusi
Biz onu hasta, halsiz bir halde, bir açık alana çıkardık.
Ahmet Tekin
Biz de onu, hasta bir halde çıplak boş bir alana attık.
Ahmet Varol
Sonunda o hasta bir durumdayken çıplak bir yere (sahile) attık.
Ali Bulaç
Hemen onu sahile attık, hasta idi.
Ali Fikri Yavuz
Halsiz bir halde iken kendisini sahile cikardik.
Bekir Sadak
Onu çıplak bir sahile attık, hasta idi.
Celal Yıldırım
Halsiz bir halde iken kendisini sahile çıkardık.
Diyanet İşleri (eski)
Halsiz bir vaziyette kendisini dışarı çıkardık.
Diyanet Vakfi
Onu çöl gibi bir sahile attık, yorgun ve bitkin...
Edip Yüksel
Hemen biz onu alana attık hasta idi
Elmalılı Hamdi Yazır
Hemen Biz onu hasta bir halde bir alana çıkardık,
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Biz onu hasta bir halde bir alana çıkardık.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Biz de onu halsiz bir durumda ağaçsız çıplak bir yere attık.
Seyyid Kutub
Sonunda o hasta bir durumdayken çıplak bir yere (sahile) attık.
Gültekin Onan
İşte biz onu, kendisi de hasta olarak, açık bir yere (çıkarıb) bırakdık.
Hasan Basri Çantay
Bunun üzerine kendisi hasta bir hâlde iken onu (ağaçsız bir) alana attık.
Hayrat Neşriyat
Rahatsız bir halde iken Biz, onu açıklık bir yere attık.
İbni Kesir
ama biz o'nu manevi çöküntü/iç huzursuzluğu içinde ıssız bir kıyıya çıkarttık,
Muhammed Esed
(145-146) Artık O'nu kendisi hasta olduğu halde bir açık yere atıverdik. Ve O'nun üzerine kabak nev'inden bir ağaç bitirdik.
Ömer Nasuhi Bilmen
Onu çıplak bir sahile attık, o hasta idi.
Ömer Öngüt
Ama biz onu bitkin (hasta) olduğu halde bir yere çıkardık.
Şaban Piriş
Derken Biz onu ağaçsız çıplak bir sahile attık, o bitkin bir halde idi.
Suat Yıldırım
(Ama balığın karnında bizi andı, tesbih etti, biz de) Onu hasta bir halde ağaçsız, çıplak bir yere attık.
Süleyman Ateş
Sonunda o hasta bir durumdayken onu çıplak bir yere (sahile) attık.
Tefhim-ul Kuran
Sonra onu hasta halde boş bir araziye attık.
Ümit Şimşek
Bir süre sonra onu, çıplak araziye attık. Hastalanmıştı.
Yaşar Nuri Öztürk
Ama balığın karnında bizi andı, tesbih etti biz de O'nu hasta bir halde, gölgesiz boş bir yere bıraktık.
Abdullah Parlıyan
Onu bitkin bir halde açık araziye attık.
Bayraktar Bayraklı
Derken biz onu hasta bir hâlde sahile çıkardık.
Cemal Külünkoğlu
Sonunda o hasta bir durumdayken onu çıplak bir yere (sahile) attık.
Kadri Çelik
Ama Biz O’nu ağaçsız, çıplak bir sahile attık; o anda bitkin bir haldeydi.
Ali Ünal
Halsiz bir vaziyette kendisini dışarı çıkardık.
Harun Yıldırım
Sonunda Biz onu bitkin bir halde ıssız ve çorak bir kıyıya çıkarttık;
Mustafa İslamoğlu
Biz onu çorak bir yere/sahile attık, hastabitkin bir halde iken!
Sadık Türkmen
Biz onu bitkin bir durumda boş bir sahile attık.
İlyas Yorulmaz
Bunun üzerine onu, bitkin (hasta) bir halde boş bir alana (sahile) attık.
İmam İskender Ali Mihr