Mekke döneminde inmiştir. 15 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “eş-Şems” kelimesinden almıştır. Şems, güneş demektir.


إِذِ انبَعَثَ أَشْقَاهَا ﴿١٢﴾


ŞEMS SURESİ 12. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

iz inbease eşkâ-hâ
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
iz olduğu zaman, olunca
inbease işe girişti, ortaya atıldı
eşkâ-hâ onun en çok şâkî olanı

Onun (o beldenin) en şâkîsi (deveyi kesmek için) ortaya atılınca.

ŞEMS SURESİ 12. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

Hani onların en bedbaht olanı (fesat çıkarmak için) ileri atılmıştı.

Diyanet İşleri

O zaman ki en bahtsızları atılmıştı da.

Abdulbaki Gölpınarlı

Onların en bedbahtı (deveyi kesmek için) atıldığında,

Adem Uğur

Onların en şakîsi harekete geçtiğinde,

Ahmed Hulusi

En azgınları, çete reisi ortaya atılıp çıktığı zaman Sâlih:
'Dokunmayın.'dedi.

Ahmet Tekin

En bahtsızları ortaya atılınca.

Ahmet Varol

En 'zorlu bedbahtları' ayaklandığında,

Ali Bulaç

O vakit (Semûd kavminin) en azılısı, (bir mucize olarak kayadan çıkarılan Allah’ın devesini öldürmek için) fırlayınca;

Ali Fikri Yavuz

(11-12) Semud milleti, iclerinden en azgini ileri atilinca, azginligi yuzunden peygamberleri yalanladi.

Bekir Sadak

En haydut bedbahtları ileri atılınca, (yalanlama daha da hız kazanmıştı).

Celal Yıldırım

(11-12) Semud milleti, içlerinden en azgını ileri atılınca, azgınlığı yüzünden peygamberleri yalanladı.

Diyanet İşleri (eski)

(11-15) Semûd kavmi azgınlığı yüzünden (Allah'ın elçisini) yalanladı. Onların en bedbahtı (deveyi kesmek için) atıldığında, Allah'ın Resûlü onlara: «Allah'ın devesine ve onun su hakkına dokunmayın!» dedi. Ama onlar, onu yalanladılar ve deveyi kestiler. Bunun üzerine Rableri günahları sebebiyle onlara büyük bir felâket gönderdi de hepsini helâk etti. (Allah, bu şekilde azap etmenin) âkıbetinden korkacak değil ya!

Diyanet Vakfi

En azgınları ayaklanmıştı.

Edip Yüksel

O en yaramazları fırladığı zaman

Elmalılı Hamdi Yazır

O en yaramazları fırladığı zaman,

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

En azgınları ileri atılınca,

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

İçinden azgını ileri atılınca

Seyyid Kutub

En 'zorlu bedbahtları' ayaklandığında,

Gültekin Onan

(O kavmin) en şakıysi ayaklandığı zaman.

Hasan Basri Çantay

(12-13) Hani onların en bedbahtı (deveyi kesmek için) ileri atılmıştı da Allah’ın peygamberi (Sâlih) onlara: 'Allah’ın devesi(ni kesmekten) ve onun su içmesi(ni engellemekten sakının)!' demişti.

Hayrat Neşriyat

En azgınları ileri tıldığında.

İbni Kesir

içlerinden en onulmaz azgınları, (zulüm yapmak için) ileri atılırken,

Muhammed Esed

(11-12) Semûd kavmi azgınlığı sebebiyle (Peygamberlerini) tekzîp etmişti. Onların en şâkisi ayaklandığı zaman.

Ömer Nasuhi Bilmen

Onların en azgını (deveyi kesmek için) ayaklanınca,

Ömer Öngüt

En azgınları ileri atılmıştı.

Şaban Piriş

Bir ara onların en azılı olanları öne atıldığında, bu yalanlamaları iyice şiddetlendi.

Suat Yıldırım

En haydutları ayaklandığı zaman,

Süleyman Ateş

En 'zorlu bedbahtları' ayaklandığında,

Tefhim-ul Kuran

Hani onların en bedbahtı baş kaldırmıştı.

Ümit Şimşek

En haydutları ortaya fırladığı zaman,

Yaşar Nuri Öztürk

İçlerinden en yozlaşmış azgınları deveyi öldürmek üzere ayaklandığında,

Abdullah Parlıyan

(12-13) En azgınları ileri atıldığında, Allah'ın peygamberi onlara, “Allah'ın devesini bırakınız, onun su içmesine engel olmaktan sakınınız” demişti.

Bayraktar Bayraklı

Hani onların en azgın olanı (fesat çıkarmak için) ileri atılmıştı.

Cemal Külünkoğlu

İçinden en azgını ayaklandığında.

Kadri Çelik

Nihayet, diğerlerinin kışkırtmasıyla içlerinde en azılı olanı öne atıldı.

Ali Ünal

Onların en sapkını ileri atıldığında,

Harun Yıldırım

hani kavmin en azgını kışkırtmayla zıvanadan çıktığında,

Mustafa İslamoğlu

Onların en azılısı (deveyi boğazlamak için) ortaya atıldığı zaman,

Sadık Türkmen

Onların kural tanımaz eşkıyaları (Elçinin getirdiği mesajlara karşı) ayaklandıkları zaman.

İlyas Yorulmaz

Onun (o beldenin) en şâkîsi (deveyi kesmek için) ortaya atılınca.

İmam İskender Ali Mihr