Mekke döneminde inmiştir. 227 âyettir. Sûre, adını 224. âyette geçen “eş-Şu’arâ” kelimesinden almıştır. “Şu’arâ” şairler demektir.


فَمَا لَنَا مِن شَافِعِينَ ﴿١٠٠﴾


ŞUARÂ SURESİ 100. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

fe lenâ min şâfiîne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
fe artık, öyleyse
yok
lenâ bize, bizim için
min şâfiîne şefaatçi

Artık bizim için bir şefaatçi yoktur.

ŞUARÂ SURESİ 100. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

“İşte bu yüzden bizim şefaatçilerimiz yok.”

Diyanet İşleri

Artık ne şefâatçilerden bir şefâatçi var bize.

Abdulbaki Gölpınarlı

''Şimdi artık bizim ne şefaatçilerimiz var''.

Adem Uğur

"Şefaatçimiz de yok. "

Ahmed Hulusi

'Bak, bizim şefaat edenlerimiz yok.'

Ahmet Tekin

Artık bizim şefaatçilerimiz yok.

Ahmet Varol

"Artık bizim için ne bir şefaatçi var,"

Ali Bulaç

Artık bizim için ne şefaatçılar var,

Ali Fikri Yavuz

(96-102) Orada putlariyla cekiserek: «Vallahi biz apacik bir sapiklikta idik; cunku biz sizi alemlerin Rabbine esit tutmustuk; bizi saptiranlar ancak suclulardir; simdi sefaatcimiz, yakin bir dostumuz yoktur; keski geriye bir donusumuz olsa da inananlardan olsak derler.

Bekir Sadak

(100-101) Artık (bugün için) ne şefaatçilerimiz vardır, ne de candan sıcak bir dostumuz...

Celal Yıldırım

(96-102) Orada putlarıyla çekişerek: 'Vallahi biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi Alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi şefaatçimiz, yakın bir dostumuz yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak' derler.

Diyanet İşleri (eski)

(100-101) Şimdi artık bizim ne şefaatçilerimiz var, ne de yakın bir dostumuz.

Diyanet Vakfi

'Şimdi bizim ne şefaatçımız var.'

Edip Yüksel

Bak şimdi bizim için ne şefaatciler var

Elmalılı Hamdi Yazır

Bak şimdi bizim için ne şefaatçiler var,

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

«Bak bizim için ne şefaatçiler var,»

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

Şimdi bizim bir şefaatçimiz yok.

Seyyid Kutub

"Artık bizim için ne bir şefaatçi var."

Gültekin Onan

Artık bizim için ne şefaatçiler (den bir kimse),

Hasan Basri Çantay

(100-101) 'Şimdi artık bizim, ne şefâatçilerimiz, ne de yakın bir dostumuz vardır!'

Hayrat Neşriyat

Şimdi bize şefaat eden kimse yoktur.

İbni Kesir

Ama şimdi ne bir arka çıkanımız var,

Muhammed Esed

(100-101) «Artık bize ne şefaat edicilerden var. Ne de yakın bir dost var.»

Ömer Nasuhi Bilmen

“Şimdi artık bizim şefaatçilerimiz yoktur. ”

Ömer Öngüt

Şimdi, bir şefaatçimiz de yok..

Şaban Piriş

(96-102) Orada putlarıyla çekişirken şöyle derler "Vallahi de, tallahi de biz besbelli bir sapıklık içinde imişiz!" "Çünkü biz sizi Rabbülâlemin ile bir tutuyorduk. Ama bizi saptıranlar da, o mücrimler oldu." "Şimdi artık ne şefaatçimiz var bizim, ne candan bir dostumuz!" "Ah! Ne olurdu, imkân olsa da dünyaya bir dönsek ve müminlerden olsaydık!"

Suat Yıldırım

"Şimdi artık bizim ne şefâ'atçilerimiz var",

Süleyman Ateş

«Artık bizim için ne bir şefaatçi var,»

Tefhim-ul Kuran

'Şimdi ne bir şefaatçimiz var bizim,

Ümit Şimşek

"Artık ne şefaatçilerimiz var,

Yaşar Nuri Öztürk

Ama şimdi, ne bir arka çıkanımız var,

Abdullah Parlıyan

(96-102) Cehennemde putlarıyla çekişerek şöyle derler: “Vallahi, biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi âlemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; biz apaçık bir sapıklık içindeymişiz. Şimdi ne şefaatçimiz ne de bir dostumuz vardır. Keşke geriye dönüşümüz olsa da inananlardan olsak.”

Bayraktar Bayraklı

(100-101) “İşte bu yüzden artık bizim için ne şefaatçiler var, ne de yakın bir dost.”

Cemal Külünkoğlu

“Artık bizim için ne bir şefaatçi var…”

Kadri Çelik

“Gayri bir şefaatçimiz de yok;

Ali Ünal

“Artık bizim için ne bir şefatçi var.”

Harun Yıldırım

gel gör ki, şimdi bize arka çıkan ne bir kimse var

Mustafa İslamoğlu

Artık bizim şefaatçilerimiz yoktur.

Sadık Türkmen

“Artık şu an bize yardım (şefaat) edebilecek kimse yok. ”

İlyas Yorulmaz

Artık bizim için bir şefaatçi yoktur.

İmam İskender Ali Mihr