Mekke döneminde inmiştir. 96 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “el-vâkı’a” kelimesinden almıştır. Vâkı’a, gerçekleşen, meydana gelen olay demektir.


وَأَنتُمْ حِينَئِذٍ تَنظُرُونَ ﴿٨٤﴾


VÂKIA SURESİ 84. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve entum hîne izin tenzurûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve ve
entum siz
hîne izin o zaman, o anda
tenzurûne bakarsınız

Ve siz, o anda (ona öylece, bir yardım yapamayarak sadece) bakarsınız.

VÂKIA SURESİ 84. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

Oysa siz o zaman bakıp durursunuz.

Diyanet İşleri

Siz de o sırada bakar durursunuz.

Abdulbaki Gölpınarlı

O vakit siz bakar durursunuz.

Adem Uğur

O zaman siz (çaresiz) bakakalırsınız!

Ahmed Hulusi

O zaman acz içinde bakar durursunuz.

Ahmet Tekin

O vakit siz (can çekişene) bakar durursunuz.

Ahmet Varol

Ki o sırada siz (sadece) bakıp durursunuz,

Ali Bulaç

O vakit (ölünün etrafında bulunan sizler), bakar durursunuz. (Elinizden bir şey gelmez, canınızın çıkmasını beklersiniz).

Ali Fikri Yavuz

(83-85) Kisinin cani bogaza dayaninca ve siz o zaman bakip kalirken, Biz o kisiye sizden daha yakinizdir, ama gormezsiniz.

Bekir Sadak

Siz de bakıp dururken,

Celal Yıldırım

(83-85) Kişinin canı boğaza dayanınca ve siz o zaman bakıp kalırken, Biz o kişiye sizden daha yakınızdır, ama görmezsiniz.

Diyanet İşleri (eski)

O vakit siz bakar durursunuz.

Diyanet Vakfi

O anda siz bakınmaktasınız.

Edip Yüksel

ki siz o vakıt bakar durursunuz

Elmalılı Hamdi Yazır

ki o zaman bakar durursunuz,

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

Ki o zaman siz (ölmek üzere olana) bakar durursunuz.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

O sırada sizler gözlerinizi o can çekişen adama dikersiniz.

Seyyid Kutub

Ki o sırada siz (sadece) bakıp durursunuz,

Gültekin Onan

o vakit siz görürsünüz!

Hasan Basri Çantay

(83-84) Öyle ise, değil mi ki (can) boğaza geldiğinde, artık siz, o sırada (can çekişen o kimseye çâresizlikle) bakar durursunuz.

Hayrat Neşriyat

O vakit görürsünüz siz.

İbni Kesir

siz de (çaresiz bir şekilde) durup seyrederken,

Muhammed Esed

(83-84) Artık değil mi ki, (can) boğaza geldiği vakit. Ve siz o zaman bakar durursunuz.

Ömer Nasuhi Bilmen

Siz (o can çekişen kimseye) bakar durursunuz.

Ömer Öngüt

Siz, o zaman bakıp kalırsınız

Şaban Piriş

O vakit can çekişenin yanında bulunan sizler bakar durursunuz.

Suat Yıldırım

Ki siz de o zaman (can çekişen kimseye) bakıp durursunuz.

Süleyman Ateş

Ki o sırada siz (sadece) bakıp durursunuz,

Tefhim-ul Kuran

O vakit siz bakar, durursunuz.

Ümit Şimşek

İşte o zaman siz bakakalırsınız!

Yaşar Nuri Öztürk

siz de çaresiz bir şekilde durup seyrederken

Abdullah Parlıyan

(83-85) Hele can boğaza dayandığı zaman. Siz o zaman, bakıp duracaksınız. O anda biz, ona sizden daha yakınız, ama göremezsiniz.[605]

Bayraktar Bayraklı

(83-84) Ya o can boğaza gelip dayandığı zaman, o vakit siz sadece bakıp durursunuz.

Cemal Külünkoğlu

O sırada siz (sadece) bakıp durursunuz.

Kadri Çelik

Ki o anda can çekişenin yanında bulunan sizler, çaresizlik içinde sadece seyredersiniz.

Ali Ünal

Ki siz o sırada bakıpdurursunuz.

Harun Yıldırım

Ve siz o zaman dehşetle bakakalacaksınız.

Mustafa İslamoğlu

O zaman siz sadece bakıp durursunuz!

Sadık Türkmen

O zaman bakınıp durursunuz.

İlyas Yorulmaz

Ve siz, o anda (ona öylece, bir yardım yapamayarak sadece) bakarsınız.

İmam İskender Ali Mihr