Mekke döneminde inmiştir. 96 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “el-vâkı’a” kelimesinden almıştır. Vâkı’a, gerçekleşen, meydana gelen olay demektir.


وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنكُمْ وَلَكِن لَّا تُبْصِرُونَ ﴿٨٥﴾


VÂKIA SURESİ 85. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve nahnu akrabu ileyhi min-kum ve lâkin lâ tubsirûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve ve
nahnu biz
akrabu daha yakın
ileyhi ona
min-kum sizden
ve lâkin fakat, ama, lâkin
lâ tubsirûne siz görmezsiniz

Ve Biz, ona sizden daha yakınız fakat siz görmezsiniz.

VÂKIA SURESİ 85. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

Biz ise ona sizden daha yakınız. Fakat siz göremezsiniz.

Diyanet İşleri

Ve biz, ona sizden daha yakınız ve fakat göremezsiniz.

Abdulbaki Gölpınarlı

(O anda) biz ona sizden daha yakınız, ama göremezsiniz.

Adem Uğur

Biz ona sizden daha yakınızdır, fakat görmezsiniz.

Ahmed Hulusi

O anda, biz ona sizden daha yakınız, ama göremezsiniz.

Ahmet Tekin

Biz ona sizden daha yakınız fakat siz göremezsiniz.

Ahmet Varol

Biz ona sizden daha yakınız; ancak görmezsiniz.

Ali Bulaç

Biz ise, ona, ilim ve kudretimizle sizden çok yakınız; fakat siz, (yapılmakta olan işleri ) görmezsiniz, anlıyamazsınız.

Ali Fikri Yavuz

(83-85) Kisinin cani bogaza dayaninca ve siz o zaman bakip kalirken, Biz o kisiye sizden daha yakinizdir, ama gormezsiniz.

Bekir Sadak

Biz ona sizden daha yakınızdır, ama siz göremezsiniz.

Celal Yıldırım

(83-85) Kişinin canı boğaza dayanınca ve siz o zaman bakıp kalırken, Biz o kişiye sizden daha yakınızdır, ama görmezsiniz.

Diyanet İşleri (eski)

(O anda) biz ona sizden daha yakınız, ama göremezsiniz.

Diyanet Vakfi

Biz ona (can çekişene) sizden daha yakınız; ancak siz göremezsiniz.

Edip Yüksel

Biz ise ona sizden yakınızdır ve lâkin görmezsiniz

Elmalılı Hamdi Yazır

Biz ise ona sizden daha yakınızdır, fakat siz göremezsiniz!

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

Biz ona sizden daha yakınız, fakat siz görmezsiniz.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

Biz ona sizden daha yakınız, ama siz göremezsiniz.

Seyyid Kutub

Biz ona sizden daha yakınız; ancak görmezsiniz.

Gültekin Onan

Biz ona sizden yakınız. Fakat görmezsiniz.

Hasan Basri Çantay

Hâlbuki biz, ona sizden daha yakınız; fakat (siz) görmezsiniz.

Hayrat Neşriyat

Biz ona sizden daha yakınız, ama görmezsiniz.

İbni Kesir

ve (Bizi) görmediğiniz halde, Biz ona sizden daha yakınken:

Muhammed Esed

Ve biz (O can çekiştirene) sizden daha yakınız. Velâkin siz göremezsiniz.

Ömer Nasuhi Bilmen

Biz ona sizden yakınız, fakat siz görmezsiniz.

Ömer Öngüt

Biz, ona sizden daha yakınız. Ama göremezsiniz.

Şaban Piriş

Biz ise, ona sizden daha yakınız, ama siz göremezsiniz.

Suat Yıldırım

Biz ona sizden daha yakınız, fakat siz görmezsiniz.

Süleyman Ateş

Biz ona sizden daha yakınız; ancak siz görmezsiniz.

Tefhim-ul Kuran

Biz ise ona sizden daha yakınızdır; ama siz görmezsiniz.

Ümit Şimşek

Biz ona sizden daha yakınız, ama siz görmezsiniz.

Yaşar Nuri Öztürk

ve bizi görmediğiniz halde, biz ona sizden daha yakınken,

Abdullah Parlıyan

(83-85) Hele can boğaza dayandığı zaman. Siz o zaman, bakıp duracaksınız. O anda biz, ona sizden daha yakınız, ama göremezsiniz.[605]

Bayraktar Bayraklı

(O anda) biz ona sizden daha yakınız. Fakat siz (bizi) göremezsiniz.

Cemal Külünkoğlu

Biz ona sizden daha yakınız; ancak siz görmezsiniz.

Kadri Çelik

Biz ona sizden daha yakınızdır, ama siz görmezsiniz.

Ali Ünal

Biz ona sizden daha yakınız; ancak görmezsiniz.

Harun Yıldırım

Ve Biz ona sizden çok daha yakınızdır, fakat siz görmeyeceksiniz.

Mustafa İslamoğlu

O anda, Biz ona (çıkacak can’a) sizden daha yakınız, fakat siz (Bizi) görmezsiniz.

Sadık Türkmen

O durumda, o nefse biz sizden daha yakınız. Ancak siz görmüyorsunuz.

İlyas Yorulmaz

Ve Biz, ona sizden daha yakınız fakat siz görmezsiniz.

İmam İskender Ali Mihr