Mekke döneminde inmiştir. 118 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “el-Mü’minûn” kelimesinden almıştır. “el-Mü’minûn”, mü’minler demektir.


حَتَّى إِذَا فَتَحْنَا عَلَيْهِم بَابًا ذَا عَذَابٍ شَدِيدٍ إِذَا هُمْ فِيهِ مُبْلِسُونَ ﴿٧٧﴾


MU'MİNÛN SURESİ 77. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

hattâ izâ fetahnâ aleyhim bâben zâ azâbin şedîdin izâ hum fîhi mublisûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
hattâ hatta, nihayet
izâ fetahnâ açtığımız zaman
aleyhim onlara, onların üzerine
bâben kapı
zâ azâbin azap sahibi
şedîdin şiddetli
izâ o zaman
hum onlar
fîhi içinde
mublisûne ümitsizliğe düşenler, umutlarını kaybedenler

Nihayet onların üzerine şiddetli azap kapısını açınca, o zaman onlar ümitsizlik içinde (ümitsizliğe düşenler) oldular.

MU'MİNÛN SURESİ 77. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

Sonunda onlara şiddetli bir azap kapısı açtığımızda bir de bakarsın onun içinde ümitsizliğe düşüvereceklerdir.

Diyanet İşleri

Sonunda, onlara çetin bir azap kapısı açmıştık da o zaman her şeyden ümitlerini kesmişlerdi.

Abdulbaki Gölpınarlı

En nihayet üzerlerine, azabı çok şiddetli bir kapı açtığımız zaman, bir de bakarsın ki onlar orada şaşkın ve ümitsiz kalmışlardır!

Adem Uğur

Nihayet üzerlerine şiddetli bir azap sahibi bir kapı açtığımızda, birdenbire o azabın içinde ümitsiz kalıverirler.

Ahmed Hulusi

Nihayet, üzerlerine, dehşetli bir azap kapısı açtığımızda, ânında şaşkına dönerler, ümitsizliğe düşerler.

Ahmet Tekin

Sonunda üzerlerine azabı şiddetli olan bir kapı açtığımızda onun içinde ümitsiz kalırlar.

Ahmet Varol

Sonunda, üzerlerine azabı şiddetli olan bir kapı açtığımızda, onlar bunun içinde şaşkına dönüp umutlarını kaybettiler.

Ali Bulaç

Nihayet üzerlerine çok şiddetli bir azab kapısı açtığımız zaman da, onun içinde ümitsizliğe düşeceklerdir.

Ali Fikri Yavuz

Sonunda onlara siddetli bir azap kapisi actigimiz zaman umitsiz kaliverdiler.*

Bekir Sadak

Sonunda üzerlerine şiddetli bir azâb kapısı açtığımızda, ansızın şaşırıverdiler de ümitsizliğe kapıldılar.

Celal Yıldırım

Sonunda onlara şiddetli bir azap kapısı açtığımız zaman ümitsiz kalıverdiler.

Diyanet İşleri (eski)

En nihayet üzerlerine, azabı çok şiddetli bir kapı açtığımız zaman, bir de bakarsın ki onlar orada şaşkın ve ümitsiz kalmışlardır!

Diyanet Vakfi

Kendilerine çetin bir azabın kapısını açtığımız zaman şaşırıp şoke oldular.

Edip Yüksel

Nihayet üzerlerine şedid azâblı bir kapı açtığımız vakıt da onun içinde ye'se düşüvereceklerdir

Elmalılı Hamdi Yazır

Sonunda üzerlerine çetin azaplı bir kapı açtığımızda birden onun içinde ümitsizliğe düşeceklerdir.

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

Nihayet üzerlerine, azabı çok şiddetli bir kapı açtığımız zaman, bir de bakarsın ki onlar orada şaşkın ve ümitsiz kalmışlardır!

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

Ama ağır bir azabın kapısını yüzlerine açtığımızda kurtuluş ümitlerini yitirerek ne yapacaklarını şaşırırlar.

Seyyid Kutub

Sonunda, üzerlerine azabı şiddetli olan bir kapı açtığımızda, onlar bunun içinde şaşkına dönüp umutlarını kaybettiler.

Gültekin Onan

Nihayet üzerlerine azâbı çetin bir kapı açdığımız vakit (görürsün ki) onlar bunun içinde ümidsizlikle dönüb kalmışlardır.

Hasan Basri Çantay

Nihâyet onlara şiddetli bir azab kapısı açtığımızda, bir de bakarsın ki onlar bunun içinde ümidsizliğe düşmüş kimselerdir.

Hayrat Neşriyat

Sonunda onlara şiddetli bir azab kapısı açtığımızda şaşkına dönüp ümitsiz kalıverdiler

İbni Kesir

ta ki, Biz onların önünde (ceza gününe has) zorlu bir azabın kapısını açıncaya kadar; işte ancak o zaman bütün ümitlerini kaybediverirler.

Muhammed Esed

Nihâyet onların üzerine bir şiddetli azapkarîn kapı açtığımız vakit de onlar onun içinde ye'se düşmüş mütehayyir kimselerdir.

Ömer Nasuhi Bilmen

Nihayet üzerlerine şiddetli bir azap kapısı açtığımızda, birden ümitsizliğe kapıldılar.

Ömer Öngüt

Onların üzerine şiddetli bir azap kapısı açana kadar... İşte o zaman ümitsizliğe düşüverirler.

Şaban Piriş

Ama ne zaman onların önüne ceza gününe mahsus zorlu bir azap kapısını açarsak, işte o zaman birden bütün ümitlerini yitiriverirler.

Suat Yıldırım

Nihâyet üzerlerine şiddetli bir azâb kapısı açtığımız zaman, derhal O'nun içinde şaşkın ve umutsuz kalırlar.

Süleyman Ateş

Sonunda, üzerlerine azabı şiddetli olan bir kapı açtığımızda, onlar bunun içinde şaşkına dönüp umutlarını kaybettiler.

Tefhim-ul Kuran

Nihayet üzerlerine şiddetli bir azabın kapısını açarız; işte o zaman bütün ümitlerini yitirmiş halde kalıverirler.

Ümit Şimşek

Nihayet, üzerlerine şiddetli bir azabın kapısını açtığımızda hemencecik ümitsizliğe düşüverecekler.

Yaşar Nuri Öztürk

Nihayet üzerlerine şiddetli azap kapısı açtığımız zaman, birde bakarsın ki, onlar orada şaşkın ve ümitsizlik içinde donup kalmışlardır.

Abdullah Parlıyan

Sonunda onlara şiddetli bir azap kapısı açtığımız zaman, ümitsiz kalıverdiler.

Bayraktar Bayraklı

Sonunda, üzerlerine azabı şiddetli olan bir kapı açtığımızda, onlar bunun içinde şaşkına dönüp umutlarını kaybettiler.

Cemal Külünkoğlu

Sonunda üzerlerine azabı şiddetli olan bir kapı açtığımızda, onlar bunun içinde şaşkına dönüp umutlarını kaybettiler.

Kadri Çelik

Ama ne zaman kendilerine arkasında çetin bir azap bulunan bir kapı açarız, işte o zaman ümitsiz kalakalırlar.

Ali Ünal

En nihayet üzerlerine, azabı çok şiddetli bir kapı açtığımız zaman, bir de bakarsın ki onlar orada şaşkın ve ümitsiz kalmışlardır!

Harun Yıldırım

Ta ki vakti gelip de onlar aleyhine bir azap kapısı açıncaya dek: o zaman da onlar, orada, umutlarının tamamını yitiriverecekler.

Mustafa İslamoğlu

Nihayet, üzerlerine şiddetli bir azap geldiği zaman, birden onun içinde şaşkın ve umutsuz kalırlar!

Sadık Türkmen

Taki, üzerlerine çok şiddetli azabın kapılarını açtığımızda, ümitsizliğe düşüverdiler.

İlyas Yorulmaz

Nihayet onların üzerine şiddetli azap kapısını açınca, o zaman onlar ümitsizlik içinde (ümitsizliğe düşenler) oldular.

İmam İskender Ali Mihr