Medine döneminde inmiştir. 176 âyettir. Sûre, özellikle kadın haklarından, onların hukûkî ve sosyal konumlarından bahsettiği için bu adı almıştır. “Nisâ” kadınlar demektir.


وَقَوْلِهِمْ إِنَّا قَتَلْنَا الْمَسِيحَ عِيسَى ابْنَ مَرْيَمَ رَسُولَ اللّهِ وَمَا قَتَلُوهُ وَمَا صَلَبُوهُ وَلَكِن شُبِّهَ لَهُمْ وَإِنَّ الَّذِينَ اخْتَلَفُواْ فِيهِ لَفِي شَكٍّ مِّنْهُ مَا لَهُم بِهِ مِنْ عِلْمٍ إِلاَّ اتِّبَاعَ الظَّنِّ وَمَا قَتَلُوهُ يَقِينًا ﴿١٥٧﴾


NİSÂ SURESİ 157. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve kavli-him innâ katelnâ el mesîha îsâ ibne meryeme resûle allâhi ve mâ katelû-hu ve mâ salebû-hu ve lâkin şubbihe lehum ve inne ellezîne ıhtelefû fî-hi le fî şekkin min-hu mâ....(illâ) lehum bi-hî min ilmin (mâ)....illâ ittibâa ez zanni ve mâ katelû-hu yakînen
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve kavli-him ve onların sözleri
innâ muhakkak ki biz
katelnâ biz öldürdük
el mesîha Mesih (Hz. İsa)
îsâ ibne meryeme Meryem'in oğlu İsa
resûle resûl
allâhi Allah
ve ve
mâ katelû-hu onu öldürmediler
ve ve
mâ salebû-hu onu asmadılar
ve lâkin ve lâkin, fakat
şubbihe benzetildi, benzer olarak gösterildi
lehum onlara
ve inne ve muhakkak
ellezîne onlar, olanlar
ıhtelefû ihtilafa, anlaşmazlığa, ayrılığa düştüler
fî-hi onda. onun hakkında
le fî şekkin mutlaka şüphe içindeler
min-hu ondan
mâ....(illâ) ...'den başka olmadı
lehum onların
bi-hî onunla
min ilmin ilimden, bilgiden
(mâ)....illâ ...'den başka olmadı
ittibâa tâbî oldular, uydular
ez zanni zan
ve ve
mâ katelû-hu onu öldürmediler
yakînen kesinlikle

Ve onların, “Muhakkak ki, Allah’ın Resûl'ü Meryem’in oğlu İsa Mesih’i biz öldürdük.” sözleri (çok büyük iftiradır). Ve onu öldürmediler ve onu asmadılar. Fakat (öldürülen adam) onlara, (Meryem’in oğlu İsa Mesih’e) benzer olarak gösterildi. Ve muhakkak ki onun hakkında ihtilafa (anlaşmazlığa) düşenler, ondan (bu hususda) mutlaka şüphe içindeler. Onların, onunla ilgili olarak, zanna tâbî olmaktan başka bir ilimleri (bilgileri) yoktur. Ve onu kesinlikle öldürmediler (öldüremediler).

NİSÂ SURESİ 157. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

(156-157) Bir de inkârlarından ve Meryem’e büyük bir iftira atmalarından ve “Biz Allah’ın peygamberi Meryem oğlu İsa Mesih’i öldürdük” demelerinden dolayı kalplerini mühürledik. Oysa onu öldürmediler ve asmadılar. Fakat onlara öyle gibi gösterildi. Onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, bu konuda kesin bir şüphe içindedirler. O hususta hiçbir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Onu kesin olarak öldürmediler.

Diyanet İşleri

Ve biz Allah'ın peygamberi Meryemoğlu ve Mesîh İsa'yı öldürdük demeleri yüzünden cezalarını buldular. Onu öldüremediler de, asamadılar da, onlara öyle göründü. Zâten ihtilâfa düştükleri şeyde de onun hakkında zan içindedir onlar, ona ait bir bilgileri yoktur da ancak şüpheye kapılırlar. Gerçekten de apaçık onu öldüremediler.

Abdulbaki Gölpınarlı

Ve "Allah elçisi Meryem oğlu İsa'yı öldürdük" demeleri yüzünden (onları lânetledik). Halbuki onu ne öldürdüler, ne de astılar; fakat (öldürdükleri) onlara İsa gibi gösterildi. Onun hakkında ihtilâfa düşenler bundan dolayı tam bir kararsızlık içindedirler; bu hususta zanna uymak dışında hiçbir (sağlam) bilgileri yoktur ve kesin olarak onu öldürmediler.

Adem Uğur

"Biz, Allâh Rasûlü Mesih, Meryemoğlu İsa'yı katlettik" sözleri yüzünden. . . Gerçekte Onu ne katlettiler ne de haça astılar; sadece onlara öyle benzetildi (asılan). Onun hakkında tartışanlar bu konuda tam bir şüphe içindedirler; bu konuda kesin bilgileri yoktur, zanlarına göre konuşurlar. Kesin olan, İsa'nın katledilmediğidir!

Ahmed Hulusi

'Mesih’i, Meryem’in oğlu Îsâ’yı, Allah’ın Rasulünü biz öldürdük' demeleri sebebiyle kalplerini mühürledik.
Halbuki onlar onu öldürmediler, onu çarmıha da germediler. Fakat öldürdükleri onlara Îsâ’ya benzetilerek gösterildi.
Öldürdükleri ile ilgili ihtilâfa düşenler, ondan yana tam bir şüphe içindeydiler. Bu konuda bir bilgileri yoktu. Zan ile karar veriyorlardı. Kesinlikle onu öldürmediler.

Ahmet Tekin

Ve yine 'Biz Allah'ın peygamberi Meryem oğlu Mesih İsa'yı öldürdük' demelerinden dolayı. Gerçekte ise onlar onu ne öldürebilmiş ne de asabilmişlerdir. Ancak ona benzeyen biri kendilerine gösterildi. Onun hakkında aralarında ayrılığa düşenler ondan yana bir tereddüt içindedirler. Bu konuda onlar zanna dayanmaktan başka bir bilgiye sahip değildirler. Kesin olarak onu öldürmediler.

Ahmet Varol

Ve: "Biz, Allah'ın Resulü Meryem oğlu Mesih İsa'yı gerçekten öldürdük" demeleri nedeniyle de (onlara böyle bir ceza verdik.) Oysa onu öldürmediler ve onu asmadılar. Ama onlara (onun) benzeri gösterildi. Gerçekten onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, kesin bir şüphe içindedirler. Onların bir zanna uymaktan başka buna ilişkin hiç bir bilgileri yoktur. Onu kesin olarak öldürmediler.

Ali Bulaç

Ve: “-Biz, Allah’ın peygamberi olan Meryem’in oğlu İsa’yı öldürdük”, demeleri sebebiyle kendilerini lânetledik, rahmetimizden kovduk. Halbuki onlar İsa’yı öldürmediler ve asmadılar. Fakat kendilerine bir benzetme yapıldı. (onlardan biri İsa şeklinde kendilerine gösterildi ve bu adam öldürüldü). Esasen İsa’nın katli hakkında kendileri de ihtilâfa düşüp kesin bir şüphe içindedirler. Onların bu öldürme hâdisesine ait bir bilgileri yoktur. Ancak kuru bir zan peşindedirler. Onu gerçekten öldürememişlerdir.

Ali Fikri Yavuz

(156-15) 8 Bu, bir de inkarlarindan Meryem'e buyuk bir iftirada bulunmalarindan ve: «Meryem oglu Isa Mesih'i, Allah'in elcisi oldurduk» demelerinden oturudur. Oysa onu oldurmediler ve asmadilar, fakat onlara oyle gorundu. Ayriliga dustukleri seyde dogrusu suphededirler, bu husustaki bilgileri ancak saniya uymaktan ibarettir, kesin olarak onu oldurmediler, bilakis Allah onu kendi katina yukseltti. Allah Guclu'dur, Hakim'dir.

Bekir Sadak

(156-157-158) (Yahudiler, İsâ Peygamberi) inkârları, Meryem'e zina (gibi) büyük bir iftirada bulunmaları ve Allah'ın Peygamberi Meryem oğlu isa'yı gerçekten öldürdük, demeleri (sebebiyle Allah onları lanetleyip kalblerini mühürledi). Oysa onlar İsa'yı öldüremediler ve asamadılar; (öldürülen başkası idi). kendilerine (İsâ gibi) benzetildi. İsâ' nın öldürülmesi hakkında ihtilâfa düşenler elbette bu hususta şüphe içindedirler ; onların bu konuda zanna uymaktan başka bir, bilgileri yoktur. İsa'yı kesinlikle öldüremediler; bilâkis Allah onu kendi katına yükseltti. Allah yegâne üstündür, hikmet sahibidir.

Celal Yıldırım

(156-158) Bu, bir de inkarlarından, Meryem'e büyük bir iftirada bulunmalarından ve: 'Meryem oğlu İsa Mesih'i, Allah'ın elçisini öldürdük' demelerinden ötürüdür. Oysa onu öldürmediler ve asmadılar, fakat onlara öyle göründü. Ayrılığa düştükleri şeyde doğrusu şüphededirler, bu husustaki bilgileri ancak sanıya uymaktan ibarettir, kesin olarak onu öldürmediler, bilakis Allah onu kendi katına yükseltti. Allah Güçlü'dür, Hakim'dir.

Diyanet İşleri (eski)

Ve «Allah elçisi Meryem oğlu İsa'yı öldürdük» demeleri yüzünden (onları lânetledik). Halbuki onu ne öldürdüler, ne de astılar; fakat (öldürdükleri) onlara İsa gibi gösterildi. Onun hakkında ihtilâfa düşenler bundan dolayı tam bir kararsızlık içindedirler; bu hususta zanna uymak dışında hiçbir (sağlam) bilgileri yoktur ve kesin olarak onu öldürmediler.

Diyanet Vakfi

Ve ALLAH'ın elçisi 'Meryem oğlu İsa Mesih'i öldürdük,' demelerinden ötürü... Oysa onu öldürmediler ve onu asmadılar; fakat öyle yaptıklarını sandılar. Tüm mezhepler bu konuda kuşku içindedir. Onların bu konuda bir bilgisi yok; sadece zanna uyuyorlar. Kesin olarak onu öldürmediler.

Edip Yüksel

Ve «biz Allahın Resulü Mesih Isâ ibni Meryemi katlettik» demeleri sebebiyle, halbuki onu ne katlettiler ne salbettiler ve lâkin kendilerine bir benzetme yapıldı, ve filhakıka onda ıhtilâf edenler bundan dolayı şekk içindedirler, ona dair bir ilimleri yoktur ancak zann ardında giderler, halbuki onu yakînen katletmediler

Elmalılı Hamdi Yazır

ve: «Biz Allah'ın peygamberi Meryem oğlu İsa Mesih'i öldürdük.» demeleri yüzünden. Oysa onu ne öldürdüler, ne de astılar. Fakat kendilerine bir benzetme yapıldı. Onda anlaşmazlığa düşenler bundan dolayı şüphe içindedirler, o hususta tahmin peşinde gitmekten başka hiç bir bilgileri yoktur. Kesin olarak O'nu öldürmediler.

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

Bir de «Biz Allah'ın peygamberi Meryem oğlu İsa Mesih'i öldürdük» demeleridir. Oysa onu ne öldürdüler, ne de astılar. Fakat öldürdükleri kimse, onlara İsa gibi gösterildi. Onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, ondan yana tam bir kuşku içindedirler. O hususta bir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Onu kesinlikle öldürmediler.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

Ve 'Biz Allah'ın resulü Meryemoğlu İsa- Mesihi öldürdük' demelerinden ötürü. Oysa O'nu ne öldürdüler ne de çarmıha gerdiler. Fakat kendilerine öyle göründü. Onun hakkında anlaşmazlığa düşenler bu konuda tam bir kuşku içindedirler, bu konudaki bilgileri sadece sanıya uymaktan ibarettir. Yoksa onu kesinlikle öldürmediler.

Seyyid Kutub

Ve: "Biz, Tanrı'nın Resulü Meryem oğlu Mesih İsa'yı gerçekten öldürdük" demeleri nedeniyle de (onlara böyle bir ceza verdik). Oysa onu öldürmediler ve onu asmadılar. Ama onlara (onun) benzeri gösterildi. Gerçekten onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, kesin bir şüphe içindedirler. Onların bir zanna uymaktan başka buna ilişkin hiç bir bilgileri yoktur. Onu kesin olarak öldürmediler.

Gültekin Onan

Ve: «Biz Allahın peygamberi, Meryem oğlu Mesih Îsâyı öldürdük» demeleri sebebiyle (dir ki kendilerini rahmetimizden koğduk). Halbuki onlar onu öldürmediler, onu asmadılar da. Fakat (öldürülen ve asılan adam) kendilerine (Îsâ) gibi gösterildi. (Zâten ve) hakıykaten (îsâ ve onun katli) hakkında kendileri de ihtilâfa düşdüler. (Bu babda) kat'i bir şek ve şübhe içindedirler. Onların buna (onun katline) âid hiç bir bilgileri yokdur. Ancak (kupkuru bir) zanna uymak (dadırlar). Onu yakıynen öldürmemişlerdir.

Hasan Basri Çantay

(156-157) Bir de inkâr etmeleri ve (babasız çocuk doğurması üzerine) Meryem’e karşı büyük bir iftirâ söylemeleri ve: 'Doğrusu biz, Allah’ın elçisi Meryemoğlu Îsâ Mesîh’i öldürdük' demeleri sebebiyle (onlara lâ'net ettik). Hâlbuki onu ne öldürdüler, ne de onu astılar; fakat (öldürdükleri kişi) kendilerine, ona (Îsâ’ya) benzer gösterildi.

Hayrat Neşriyat

Ve Allah elçisi Meryem oğlu İsa Mesihi öldürdük, demelerinden. Oysa onu öldürmediler ve asmadılar. Ancak onlara (İsa'ya) benzer gösterildi. Onun hakkında ihtilafa düşerler. Ondan yana şüphe içindedirler. Bu husustaki bilgileri ancak zanna dayanmaktan ibarettir. Onu gerçekten öldürememişlerdir.

İbni Kesir

ve "Bakın, biz, Allahın Elçisi (olduğunu iddia eden) Meryemin oğlu İsa Mesihi öldürdük!" diye böbürlendikleri için. Aslında onu ne öldürdüler ne de çarmıha gerdiler, sadece onlara öyle (olmuş gibi) göründü ve o konuda farklı görüşler taşıyanlar da gerçekten şaşkındılar, onunla ilgili (gerçek) bir bilgileri yoktu ve sadece bir zanna uymuşlardı. Kesin olan şu ki onu öldürmediler.

Muhammed Esed

Ve «Muhakkak biz Meryem'in oğlu Allah'ın peygamberi İsâ'yı öldürdük,» demeleri sebebiyle (lânete hedef olmuşlardır). Halbuki, O'nu ne öldürdüler ve ne de asıverdiler. Fakat onlar için bir benzetilmiş oldu. Ve şüphe yok ki, onda ihtilâf edenler, ondan dolayı şekk içindedirler. Onlar için buna dair zanna uymaktan başka bir bilgi yoktur ve O'nu hakikaten katletmiş değildirler.

Ömer Nasuhi Bilmen

Ve “Allah'ın Resul'ü Meryem oğlu İsâ Mesih'i öldürdük!” demelerinden ötürü. Halbuki onu öldürmediler ve asmadılar. Fakat onlara, benzer gösterildi. Onun hakkında anlaşmazlığa düştüler, bundan dolayı tam bir kararsızlık içindedirler. Bu hususta bir bilgileri yoktur, sadece zanna uyuyorlar. Kesin olarak onu öldürmediler.

Ömer Öngüt

-Allah’ın Resulü Meryem oğlu İsa Mesih’i biz öldürdük, demeleri sebebiyledir. Oysa Onu öldürmediler, asmadılar da. fakat onlara öyle gösterildi. ihtilaf ettikleri konuda şüphe içindedirler. Onların zanna uymaktan başka bir bilgileri de yoktur. Kesinlikle Onu öldürmediler.

Şaban Piriş

(155-158) İşte sözleşmelerini bozmaları, Allah’ın âyetlerini inkâr etmeleri, peygamberleri haksız yere öldürmeleri ve "kalplerimiz perdelidir" demeleri -ki kalpleri perdeli yaratılmış olmayıp, Allah inkârcılıkları sebebiyle kalplerini mühürledi de artık onlar pek az inanırlar- yine inkârları ve Meryem aleyhinde müthiş bir iftira atmaları ve "Biz Allah’ın resulü(!) Meryem oğlu Mesih Îsâ’yı katlettik!" demeleri yüzünden, onların başlarına belalar vererek cezalandırdık, kalplerini mühürledik. Oysa onlar Îsâ’yı öldüremediler, asamadılar da; öldürülen başkası idi, lâkin kendilerine ona benzer gösterildi. Îsâ hakkında ihtilâfa düşenler de bu hususta şüphe içindedirler. Bu konuda kesin bilgileri yoktur, zanna tâbi olmaktan başka bir şeye dayanmazlar. Onu kesinlikle öldüremediler. Doğrusu Allah onu kendi katına yükseltti. Allah aziz ve hakimdir (mutlak galiptir, tam hüküm ve hikmet sahibidir).

Suat Yıldırım

"Biz Allâh'ın elçisi, Meryem oğlu Îsâ Mesih'i öldürdük!" demelerinden ötürü (belâlara uğradılar). Oysa onu öldürmediler ve asmadılar; fakat (bu iş) kendilerine, benzer gösterildi. Onun hakkında ayrılığa düşenler, ondan yana tam bir kuşku içindedirler. O hususta kesin bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Onu yakinen öldürmediler (onu öldürdüklerini kesin biçimde bilemediler).

Süleyman Ateş

Ve: «Biz, Allah'ın Resulü Meryem oğlu Mesih İsa'yı gerçekten öldürdük» demeleri nedeniyle de (onlara böyle bir ceza verdik.) Oysa onu öldürmediler ve onu asmadılar. Ama onlara (onun) benzeri gösterildi. Gerçekten onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, kesin bir şüphe içindedirler. Onların bir zanna uymaktan başka buna ilişkin hiç bir bilgileri yoktur. Onu kesin olarak öldürmediler.

Tefhim-ul Kuran

Bir de 'Allah'ın Resulü Meryem oğlu İsa'yı öldürdük' demeleri yüzündendir. Onu ne öldürdüler, ne de astılar; ancak şüpheye düşürüldüler. İsa hakkında anlaşmazlığa düşenler de bu konuda şüphe içindedirler. Onların bildiği birşey yoktur; sadece tahminlerinin peşine takılıyorlar. Onu kesin olarak öldüremediler.

Ümit Şimşek

"Biz, Allah'ın resulü Meryem oğlu İsa Mesih'i öldürdük" demeleri yüzünden. Oysaki onu öldürmediler, onu asmadılar da; sadece o onlara benzer gösterildi. Onun hakkında tartışmaya girenler, onunla ilgili olarak tam bir kuşku içindedirler. Onların, ona ilişkin bir bilgileri yoktur; sadece sanıya uymaktalar. Onu kesinlikle öldürmediler.

Yaşar Nuri Öztürk

Ve bakın “Biz, Allah'ın elçisi olduğunu iddia eden Meryem'in oğlu İsa Mesih'i öldürdük” diye böbürlendikleri için. Aslında O'nu ne öldürdüler, ne de çarmıha gerdiler, sadece öldürdükleri onlara İsa gibi gösterildi. Gerçekten onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, kesin bir şüphe içindedirler. O hususta hiçbir bilgileri yoktur, ancak zanna uyuyorlar. Kesin olarak O'nu öldürmediler.

Abdullah Parlıyan

(156-157) Bir de, inkâr etmeleri ve Meryem'e büyük bir iftira atmaları ve “Allah'ın peygamberi Meryem oğlu Îsa'yı öldürdük” demeleri yüzünden onları lânetledik. Halbuki onu ne öldürdüler ne de astılar; fakat sadece onlara öyle olmuş gibi göründü. Onun hakkında ihtilâfa düşenler, bundan dolayı tam bir kararsızlık içindedirler; bu hususta zanna uymak dışında hiçbir bilgileri yoktur ve kesin olarak onu öldürmediler.

Bayraktar Bayraklı

(Diğer bir sebebi ise:) “Bakın, biz, Allah'ın elçisi (olduğunu iddia eden) Meryem'in oğlu İsa Mesihi öldürdük!” diye böbürlenmeleridir. Aslında onu ne öldürdüler ne de çarmıha gerdiler, sadece onlara öyle göründü ve o konuda farklı görüşler taşıyanlar da gerçekten şaşkındılar, onunla ilgili (gerçek) bir bilgileri yoktu ve sadece bir zanna (kuruntuya/tahmine) uymuşlardı. Kesin olan şu ki onu öldürmediler.

Cemal Külünkoğlu

Ve (bir de), “Allah'ın elçisi Meryem oğlu İsa Mesih'i öldürdük” demelerinden ötürü (onlara çeşitli belalar verdik). Oysa onu öldürmediler ve asmadılar, fakat (öldürdükleri kişi) kendileri için (İsa'ya) benzetildi. Şüphesiz onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, bu konuda kesin bir şüphe içindedirler. Bu husustaki bilgileri ancak zanna uymaktan ibarettir ve onu kesin olarak öldürmediler.

Kadri Çelik

Yine, Allah’ın rasûlü Meryem oğlu İsa (hakkında övüne övüne, “Onu) katlettik!” diye iddia etmeleri yüzünden –oysa onlar, İsa’yı öldüremediler, onu asamadı ve çarmıha geremediler; fakat şüpheye düşürülüp (bir aldanışa ve karışıklığa sürüklendiler). İsa ve dünyadan nasıl ayrıldığı konusunda ihtilâfa düşenler, asla bir gerçeğe dayanmayıp, zaten kendileri de hep şüphe içindedirler. Herhangi kesin bir bilgiye sahip bulunmadıkları için, ancak zanna tâbi olup gitmektedirler. Gerçek şu ki, onlar İsa’yı asla öldüremediler.

Ali Ünal

Bir de onların: “Muhakkak biz Allah’ın rasulü Meryem oğlu İsa Mesih’i öldürdük!?” demeleri sebebiyledir. Halbuki onu ne öldürdüler ne de onu astılar fakat onlara benzer gösterildi. Muhakkak onun hakkında ihtilafa düşenler ondan şüphe içindedirler. Onların buna dair bir bilgileri yoktur, ancak zanna uymaktadırlar. Doğrusu onu kesin olarak öldürmediler.

Harun Yıldırım

ve "Allah'ın elçisi (olduğunu söyleyen) Meryem'ın oğlu İsa Mesih'i işte biz öldürdük!" demeleri nedeniyle... Aslında onu ne öldürdüler ne de çarmıha gerdiler, fakat (kafa karışıklığıyla) onlara öyle olmuş gibi geldi. Bu konuda farklı görüşler ileri sürenler ise, ondan dolayı gerçekten şaşkınlık içerisindedirler; onunla ilgili bir bilgileri yoktu ve yalnızca zanna dayanıyorlardı. Sonuç olarak kesinlikle onu öldürmediler:

Mustafa İslamoğlu

Ve “Biz Allah’ın Rasûlü, Meryem’in oğlu Mesih’i öldürdük” demeleri sebebiyle lânetlendiler (Allah’ın rahmetinden kovuldular). Oysa onu ne öldürdüler, ne de astılar, sadece (İsa’ya) benzettikleri birini öldürdüler. Onda ihtilaf edenler, bundan dolayı kuşku içindedirler, ona dair bir ilimleri yoktur, ancak zanlarının peşinden giderler. Halbuki onu kesin olarak (onlar) öldürmediler.

Sadık Türkmen

Yine onlar Meryem'in oğlu İsa'yı öldürdük demelerinden dolayı (azap ettik). Hâlbuki onlar İsa'yı ne öldürdüler, nede astılar. Yalnızca onlara öyle gösterildi. Zaten kendi aralarında (onu öldürüp öldürmedikleri hususunda) şüpheye düşüp, ihtilaf ettiler. Bu konuda (sonrakilerin) hiçbir bilgileri yok, yalnızca zanna uyuyorlar. Kesinlikle İsa'yı öldürmediler.

İlyas Yorulmaz

Ve onların, “Muhakkak ki, Allah’ın Resûl'ü Meryem’in oğlu İsa Mesih’i biz öldürdük.” sözleri (çok büyük iftiradır). Ve onu öldürmediler ve onu asmadılar. Fakat (öldürülen adam) onlara, (Meryem’in oğlu İsa Mesih’e) benzer olarak gösterildi. Ve muhakkak ki onun hakkında ihtilafa (anlaşmazlığa) düşenler, ondan (bu hususda) mutlaka şüphe içindeler. Onların, onunla ilgili olarak, zanna tâbî olmaktan başka bir ilimleri (bilgileri) yoktur. Ve onu kesinlikle öldürmediler (öldüremediler).

İmam İskender Ali Mihr