Medine döneminde inmiştir. 176 âyettir. Sûre, özellikle kadın haklarından, onların hukûkî ve sosyal konumlarından bahsettiği için bu adı almıştır. “Nisâ” kadınlar demektir.


وَلْيَخْشَ الَّذِينَ لَوْ تَرَكُواْ مِنْ خَلْفِهِمْ ذُرِّيَّةً ضِعَافًا خَافُواْ عَلَيْهِمْ فَلْيَتَّقُوا اللّهَ وَلْيَقُولُواْ قَوْلاً سَدِيدًا ﴿٩﴾


NİSÂ SURESİ 9. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

velyahşa (ve li yahşa) ellezîne lev terakû min halfi-him zurriyyeten dıâfen hâfû aleyhim felyettekû (fe li yettekû ) allâhe velyekûlû (ve li yekûlû ) kavlen sedîdan
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
velyahşa (ve li yahşa) ve sakınsınlar, korksunlar, çekinsinler
ellezîne onlar, ... olanlar
lev terakû eğer bırakmış olsalardı
min halfi-him arkalarından
zurriyyeten zürriyet, nesil, çocuklar
dıâfen zayıf, kuvvetsiz
hâfû korktular
aleyhim onlara, onların üzerine, onlar için
felyettekû (fe li yettekû ) artık Allah'a karşı takva sahibi olsunlar
allâhe Allah
velyekûlû (ve li yekûlû ) ve söylesinler
kavlen söz
sedîdan doğru, dürüst, adaletli

Ve onlar sakınsınlar ki, eğer arkalarında güçsüz olmalarından korktukları çocuklar bıraksalardı, onlar için (onlara haksızlık yapılmasından) korkarlardı. Artık Allah’a karşı takva sahibi olsunlar. Ve adaletli (dürüst) söz söylesinler.

NİSÂ SURESİ 9. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

Kendileri, geriye zayıf çocuklar bıraktıkları takdirde, onlar hakkında endişeye kapılanlar, (yetimler hakkında da) ürperip korksunlar. Allah’a karşı gelmekten sakınsınlar ve doğru söz söylesinler.

Diyanet İşleri

Artlarında âciz ve küçük soy-sop bırakacağını düşünerek onlar için nasıl korkup üzüntüye düşerler; yetimler için de Allah'tan korksunlar da sözün doğrusunu söylesinler.

Abdulbaki Gölpınarlı

Geriye eli ermez, gücü yetmez çocuklar bıraktıkları takdirde (halleri ne olur) diye korkacak olanlar (yetimlere haksızlık etmekten) korkup titresinler; Allah'tan sakınsınlar ve doğru söz söylesinler.

Adem Uğur

Arkalarında, kendilerini koruyamayacak çocuklar bıraktıkları takdirde, onlar için nasıl endişelenecek olurlarsa, öylece endişe duysunlar Allâh'tan. Allâh'tan korksunlar ve mertçe doğruyu konuşsunlar.

Ahmed Hulusi

Geride, çaresiz, güçsüz çocuklar bıraktıkları takdirde, onların geleceğinden endişe duyanlar, yetimler, dullar ve yoksullarla ilgili de aynı endişeyi duysunlar. Allah’a sığınsınlar, emirlerine yapışsınlar, günahlardan arınıp, azaptan korunsunlar ve doğru, yol gösterici, aydınlatıcı, güven telkin edici söz söylesinler.

Ahmet Tekin

Arkalarında güçsüz çocuklar bıraktıklarında onlar için endişeye kapılanlar (başkaları için de öylece) korksunlar. Allah'tan korksun ve doğru söz söylesinler.

Ahmet Varol

Arkalarında bıraktıkları zayıf çocuklardan dolayı korku duyanların, (vasiyetleri altında olanlar için de) içleri ürpertiyle titresin. Allah'tan korksunlar ve onlara doğru söz söylesinler.

Ali Bulaç

Öldükten sonra geride, âciz ve küçük çocuklar bıraktıkları takdirde, gadra ve zulme uğrayacaklar diye endişe edenler, himayeleri altındaki yetimler hakkında da aynı korkuyu taşısınlar. Böylece Allah’dan sakınıp kendi evlâdları yerinde olan yetimler hakkında da gerçek ve doğru söz söylesinler.

Ali Fikri Yavuz

Arkalarinda ciliz cocuklar biraktiklari takdirde, bundan endise edecek olanlar, haksizlik yapmaktan korksunlar; durust soz soylesinler.

Bekir Sadak

Arkalarında elleri ermez, güçleri yetmez çocuklarını bırakacak olsalardı, onlar hakkında endişe duyanlar, (vasilik ettikleri yetimler hakkında da) aynı endişeyi duysunlar (ve bu hususta da) Allah'a karşı gelmekten sakınsınlar, sağlam ve doğru söz söylesinler.

Celal Yıldırım

Arkalarında cılız çocuklar bıraktıkları takdirde, bundan endişe edecek olanlar, haksızlık yapmaktan korksunlar; dürüst söz söylesinler.

Diyanet İşleri (eski)

Geriye eli ermez, gücü yetmez çocuklar bıraktıkları takdirde (halleri ne olur) diye korkacak olanlar (yetimlere haksızlık etmekten) korkup titresinler; Allah'tan sakınsınlar ve doğru söz söylesinler.

Diyanet Vakfi

Geriye zayıf çocuklar bırakan ve onların durumlarından endişe duyanlar dikkat etsinler! ALLAH'ı düşünsünler ve uygun kararlar versinler.

Edip Yüksel

hem titresin o kimseler ki arkalarına elleri ermez, güçleri yetmez bir zürriyyet bırakacak olsalardı onlara karşı korkacaklardı, o halde Allahdan korksunlar ve sağlam söz söylesinler

Elmalılı Hamdi Yazır

Titresin o kimseler ki, arkalarında elleri ermez, güçleri yetmez çocuklar bırakacak olsalardı onlar için endişe duyacaklardı. O halde Allah'tan korksunlar ve sağlam söz söylesinler.

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

Kendileri, geriye zayıf çocuklar bıraktıkları takdirde, onların geleceğinden endişe duyacak olanlar, (yetimler hakkında da aynı) endişeyi duysunlar, Allah'dan sakınsınlar ve doğru söz söylesinler.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

Arkalarında güçsüz çocuklar bırakıp ölecek olsalar çocuklarının hali nice olur diye kaygı duyanlar yetimlere haksızlık etmekten korksunlar, Allah'tan sakınsınlar ve doğru konuşsunlar.

Seyyid Kutub

Arkalarında bıraktıkları zayıf çocuklarından dolayı korku duyanların, (vasiyetleri altında olanlar için de ) içleri ürpertiyle titresin. Tanrı'dan korksunlar ve onlara doğru söz söylesinler.

Gültekin Onan

Arkalarında âciz ve küçük evlâdlar bırakdıkları takdirde onlara karşı (halleri ne olacak diye düşünüb) endîşe edenler, (himayeleri altındaki yetîmler ve diğer mirasçılar hakkında da aynı hissi taşımamakdan) saygı ile korksun (lar), Allahdan sakınsınlar, (gerek vasıyler, gerek onların nezdinde bulunanlar hatıra gönüle bakmayarak) sözü dosdoğru söylesinler.

Hasan Basri Çantay

Hem (yetimler hakkında) korksun o kimseler ki, eğer kendileri arkalarında güçsüz(ve küçük) evlâdlar bırakacak olsalardı, onlar hakkında endişe edeceklerdi. Öyle ise (diğer yetimler hakkında da) Allah’dan sakınsınlar ve doğru söz söylesinler!

Hayrat Neşriyat

Arkalarında küçük ve aciz çocuklar bıraktıkları takdirde, onlar için endişe edecek olanlar, haksızlıktan çekinsinler, Allah'tan sakınsınlar ve sözü de dosdoğru söylesinler.

İbni Kesir

Ve onlar, (o kanuni mirasçılar) (Allah'tan) korksunlar; eğer kendileri arkalarında kendi haklarını koruyamayacak durumda olan çocuklar bıraksalardı onlar için mutlaka endişe duyarlardı; işte böyleleri, Allah'a karşı sorumluluklarının bilincinde olsunlar ve (yoksulların hakları konusunda) dürüst ve insaflı olan neyse onu dile getirsinler.

Muhammed Esed

Ve korksunlar o kimseler ki, arkalarından küçük, zayıf çocuklar bırakacak olsalardı, onların üzerine korkup endişede bulunacaklardı. O halde Allah Teâlâ'dan sakınsınlar ve dürüst söz söylesinler.

Ömer Nasuhi Bilmen

Arkalarında küçük ve âciz çocuklar bırakıp da, onlara bir kötülük gelmesinden korkanlar (başkaları için de öylece) korksunlar. Allah'tan korksunlar ve doğru söz söylesinler.

Ömer Öngüt

Arkalarında cılız çocuklar bırakacak olsalar korku ve endişe duyacak olanlar, (haksızlıktan) korksunlar ve Allah’tan sakınsınlar da (yetimlere) doğru söz söylesinler.

Şaban Piriş

Arkalarında eli ermez, gücü yetmez küçük çocuklar bıraktıkları takdirde, onların halleri nice olur diye endişe edenler, yetimlere haksızlık etmekten de öylece korksunlar da Allah’ın cezalandırmasından sakınsınlar ve doğru söz söylesinler.

Suat Yıldırım

Kendileri, geriye zayıf çocuklar bıraktıkları takdirde onların durumundan endişe edecek olanlar, (öksüzlerin hakkına dokunmaktan) çekinsinler. Allah'tan korksunlar ve doğru söz söylesinler.

Süleyman Ateş

Arkalarında bıraktıkları zayıf çocuklardan dolayı korku duyanlar, (vasiyetleri altında olanlar için de) içleri ürpertiyle titresin. Allah'tan sakınsınlar ve onlara doğru söz söylesinler.

Tefhim-ul Kuran

Mirasçılar, arkalarında güçsüz ve korunmasız çocuklar bıraktıkları takdirde onlar hakkında nasıl endişelenirlerse, öylece korksunlar ve Allah'tan sakınıp sözün doğrusunu söylesinler.

Ümit Şimşek

Ürperip titresin o kimseler ki, kendi arkalarında zayıf ve çaresiz aile fertleri bırakmış olsalardı, onlar için korku ve endişe duyacaklardı. O halde, Allah'tan korksunlar ve haksızlığı önleyici sağlam bir söz söylesinler.

Yaşar Nuri Öztürk

Geriye eli ermez, gücü yetmez çocuklar bıraktıkları takdirde, halleri ne olur diye endişe edenler, yetimlere de haksızlık etmekten korkup titresinler. Yollarını Allah'ın kitabıyla bulmaya çalışsınlar, her zaman olduğu gibi yoksulların hakları konusunda da, dürüst ve insaflı olan neyse, onu dile getirsinler.

Abdullah Parlıyan

Geriye zayıf çocuklar bırakmaktan endişe etsinler ve onlar üzerinde titresinler. Allah'tan sakınıp doğru söz söylesinler.

Bayraktar Bayraklı

Arkalarında kendi haklarını koruyamayacak kadar küçük ve aciz çocuklar bıraktıkları takdirde, onlar için (durumları ne olacak diye) endişe edecek olanlar, haksızlık yapmaktan korksunlar. Allah'ın emirlerine uygun davransınlar, (haklarını korumada) doğru söz söylesinler.

Cemal Külünkoğlu

Arkalarında bıraktıkları zayıf çocuklardan dolayı korku duyanlar, (vasiyetleri altında olanlar için de) içleri ürpertiyle titresin. Allah'tan sakınsınlar ve onlara doğru söz söylesinler.

Kadri Çelik

Arkalarında eli ermez, gücü yetmez küçük çocuklar bıraktıkları takdirde onların hali nice olur diye endişe edenler, yetimlerin hukuku hususunda da öylece korkup ürpersinler. Ürpersinler de, Allah’ın (bu konudaki emirlerine karşı gelerek O’nun cezasına maruz kalmaktan) sakınsınlar ve (gerek miras paylaşımında, gerekse yetimlere muamelelerinde) sözün güzelini ve doğrusunu söylesinler.

Ali Ünal

Arkalarında kendileri hakkında endişe edecekleri zayıf çocuklar bırakacak olanlar korksunlar. Allah’tan sakınsınlar da doğru söz söylesinler.

Harun Yıldırım

Artık korksun onlar ki; eğer kendileri, arkalarında korunmaya muhtaç cocuklar bıraksalardı, onlar için endişelenirlerdi. Allah'a karşı sorumluluk bilincini kuşansınlar da doğru dürüst konuşsunlar.

Mustafa İslamoğlu

Kendileri geriye zayıf çocuklar bıraktıkları takdirde, onlar hakkında endişeye kapılanlar, (yetimler hakkında da) ürperip korksunlar. Allah’a karşı gelmekten sakınsınlar ve doğru söz söylesinler.

Sadık Türkmen

Arkalarında zayıf bir zürriyet (küçük çocuklar) bırakanlar nasıl ki (mirastaki paylarını alamayacaklar diye) onlar için korkuyorlarsa, o çocuklar üzerine (mirası dağıtanda adaletsiz dağıtımdan) korksun. Allah dan sakınsın ve dağıtımda sözün en doğrusunu söylesin.

İlyas Yorulmaz

Ve onlar sakınsınlar ki, eğer arkalarında güçsüz olmalarından korktukları çocuklar bıraksalardı, onlar için (onlara haksızlık yapılmasından) korkarlardı. Artık Allah’a karşı takva sahibi olsunlar. Ve adaletli (dürüst) söz söylesinler.

İmam İskender Ali Mihr