Mekke döneminde inmiştir. 89 âyettir. Sûre, adını 35. âyette geçen “Zuhruf” kelimesinden almaktadır. Zuhruf; yaldız, mücevher, dünya hayatının geçici menfaati anlamlarına gelir.


فَلَمَّا جَاءهُم بِآيَاتِنَا إِذَا هُم مِّنْهَا يَضْحَكُونَ ﴿٤٧﴾


ZUHRÛF SURESİ 47. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

fe lemmâ câe-hum bi âyâtinâ izâ-hum min-hâ yadhakûne
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
fe fakat
lemmâ ... olduğu zaman
câe-hum onlara geldi
bi âyâtinâ âyetlerimizle
izâ-hum o zaman onlar
min-hâ ondan, onlara
yadhakûne gülüyorlar, alay ediyorlar

Fakat (Musa A.S), onlara âyetlerimizle (mucizelerimizle) gelince, onlar o zaman onlara (mucizelere) gülüyorlardı (alay ediyorlardı).

ZUHRÛF SURESİ 47. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

(Mûsâ) mucizelerimizi kendilerine getirince, bir de bakmışsın, o mucizelere gülüyorlar!

Diyanet İşleri

Onlara delillerimizle gelince o delillere gülmeye başladılar.

Abdulbaki Gölpınarlı

Onlara âyetlerimizi getirince, bunlara gülüvermişlerdi.

Adem Uğur

Onlara işaretlerimizle geldiğinde, onlar hemen bunlara güldüler!

Ahmed Hulusi

Mûsâ onlara âyetlerimizi, mûcizelerimizi getirince, o sırada mûcizelerle alay ederek güldüler.

Ahmet Tekin

Fakat, onlara ayetlerimizi getirince bir de ne görsün: Onlarla alay ediyorlar.

Ahmet Varol

Fakat onlara ayetlerimizle geldiği zaman, bir de ne görsün, onlar bunlara (alay edip) gülüyorlar.

Ali Bulaç

Fakat onlara böyle mucizelerimizle varınca, hemen onlar bunlara gülüverdiler.

Ali Fikri Yavuz

Onlara mucizelerimizi getirdigi zaman, bunlara guluvermislerdi.

Bekir Sadak

Ne vakit ki onlara mu'cizelerimizle geldi, onlar birdenbire (işi alaya alıp) buna gülüverdiler.

Celal Yıldırım

Onlara mucizelerimizi getirdiği zaman, bunlara gülüvermişlerdi.

Diyanet İşleri (eski)

Onlara âyetlerimizi getirince, bunlara gülüvermişlerdi.

Diyanet Vakfi

Mucizelerimizi kendilerine götürdüğü zaman, o mucizelere gülmüşlerdi.

Edip Yüksel

Vaktâ ki onlara böyle âyetlerimizle vardı, birdenbire onlar bunlara gülüverdiler

Elmalılı Hamdi Yazır

Onlara böyle mucizelerimizle vardığında, onlar hemen bu mucizelere gülüverdiler.

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

Musa onlara mucizelerimizi getirince onlar hemen bu mucizelere gülüverdiler.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

Onlara ayetlerimizi getirince, birden bire onlarla alay etmeye koyuldular.

Seyyid Kutub

Fakat onlara ayetlerimizle geldiği zaman bir de ne görsün, onlar bunlara (alay edip) gülüyorlar.

Gültekin Onan

Fakat onlara âyetlerimiz gelince bir de ne görsünler, onlar bu (âyetlere) gülüyorlar!

Hasan Basri Çantay

Fakat onlara mu'cizelerimizi getirdiğinde, o vakit onlar bunlara gülüverdiler.

Hayrat Neşriyat

Onlara ayetlerimizle varınca, onlar bunlara gülüvermişlerdi.

İbni Kesir

Ama önlerine (mucizevi) işaretlerimizi getirince, hemen onları alaya aldılar,

Muhammed Esed

(46-47) Andolsun ki, Mûsa'yı âyetlerimizle Fir'avun'a ve onun cemaatine gönderdik. Binaenaleyh dedi ki: «Ben şüphe yok âlemlerin Rabbinin bir Resûlüyüm.» Vaktâ ki onlara Bizim âyetlerimizle geldi, onlar o zaman, bunlardan gülüşür oldular.

Ömer Nasuhi Bilmen

Onlara âyetlerimizle varınca, bunlara gülüvermişlerdi.

Ömer Öngüt

Onlara ayetlerle geldiği zaman onlar, ona gülüp geçmişlerdi.

Şaban Piriş

O, delillerimizle onlara gidince onlar alay edip gülmeye koyuldular.

Suat Yıldırım

Onlara âyetlerimizi getirince onlar o âyetlerle alay edip gülmeğe başladılar.

Süleyman Ateş

Fakat onlara ayetlerimizle geldiği zaman, bir de ne görsün, onlar bunlara (alay edip) gülüyorlar.

Tefhim-ul Kuran

Onlara âyetlerimizi getirdiğinde, onlar buna güldüler.

Ümit Şimşek

Mûsa onlara ayetlerimizi getirdiğinde onlar bu ayetlere gülüyorlardı.

Yaşar Nuri Öztürk

Musa onlara delillerimizle gelince, onlar birdenbire işi alaya alıp, gülmeye başladılar.

Abdullah Parlıyan

Onlara mucizelerimizi getirince mucizelere gülüvermişlerdi.

Bayraktar Bayraklı

Musa onlara ayetlerimizi getirdiğinde onlar bu ayetlere gülüyorlardı.

Cemal Külünkoğlu

Fakat onlara ayetlerimizle geldiği zaman, birdenbire onlar bunlara gülüverdiler.

Kadri Çelik

Önlerinde delillerimizi sergileyiverince, gülüp o delillerle alay ettiler.

Ali Ünal

Fakat onlara ayetlerimizle geldiği zaman, bir de ne görsün onlar bunlara gülüyorlar.

Harun Yıldırım

Fakat ardından, onların önüne mucizevi ayetlerimizi sürünce, onlar hemen alay etmeye başladılar.

Mustafa İslamoğlu

Fakat ayetlerimizle onlara gelince, onlar o zama, onlarla alay ederek gülüyorlar!

Sadık Türkmen

Musa onlara açık ayetleri getirip gösterdiğinde, birden bire onlar, o ayetlere gülüp alay ettiler.

İlyas Yorulmaz

Fakat (Musa A.S), onlara âyetlerimizle (mucizelerimizle) gelince, onlar o zaman onlara (mucizelere) gülüyorlardı (alay ediyorlardı).

İmam İskender Ali Mihr