Medine döneminde inmiştir. 200 âyettir. Sûre, adını 33. âyette geçen “Âl-i İmrân” tamlamasından almıştır. Âl-i İmrân, İmrân ailesi demektir.


وَلاَ تُؤْمِنُواْ إِلاَّ لِمَن تَبِعَ دِينَكُمْ قُلْ إِنَّ الْهُدَى هُدَى اللّهِ أَن يُؤْتَى أَحَدٌ مِّثْلَ مَا أُوتِيتُمْ أَوْ يُحَآجُّوكُمْ عِندَ رَبِّكُمْ قُلْ إِنَّ الْفَضْلَ بِيَدِ اللّهِ يُؤْتِيهِ مَن يَشَاء وَاللّهُ وَاسِعٌ عَلِيمٌ ﴿٧٣﴾


ÂLİ İMRÂN SURESİ 73. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali

ve lâ tu'minû illâ li men tebia dîne-kum kul inne el hudâ hudâ allâhi en yu'tâ ehadun misle mâ ûtîtum ev yuhâccû-kum inde rabbi-kum kul inne el fadla bi yedi allâhi yu'tî-hi men yeşâu ve allâhu vâsiun alîmun
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime Türkçe karşılığı
ve lâ tu'minû inanmayın, îmân etmeyin
illâ li men o kimseden başka
tebia dîne-kum sizin dîninize tâbî oldu, uydu
kul de, söyle
inne el hudâ muhakkak ki hidayet (Allah'a ulaşmak)
hudâ allâhi Allah'ın hidayetidir (Allah'ın Kendisine ulaştırmasıdır)
en yu'tâ verilmesi
ehadun bir kimse, bir başkası
misle benzer
mâ ûtîtum size verilen şey
ev yuhâccû-kum yoksa onlar sizinle çekişiyorlar mı
inde rabbi-kum Rabbiniz'in huzurunda
kul de, söyle
inne el fadla muhakkak ki fazilet
bi yedi allâhi Allah'ın elinde
yu'tî-hi onu verir
men yeşâu dilediği kimseye, dilediğine
ve allâhu vâsiun ve Allah Vâsi'dir (ilmi geniştir, herşeyi kapsar)
alîmun en iyi bilendir

Ve (Ehli Kitap): “Sizin dîninize tâbî olandan başkasına inanmayın.” (dediler). (Habibim onlara) De ki: “Muhakkak ki hidayet Allah'a ulaşmaktır. (İnsanın ruhunun ölmeden önce Allah’a ulaşmasıdır.) Size verilenin bir benzerinin, bir başkasına verilmesidir.” Yoksa onlar, Rabbiniz'in huzurunda, sizinle çekişiyorlar mı? (Onlara) De ki: “Muhakkak ki fazl Allah’ın elindedir. Onu dilediğine verir.” Ve Allah, Vâsi’dir (ilmi geniştir, herşeyi kapsar), Alîm'dir (en iyi bilendir).

ÂLİ İMRÂN SURESİ 73. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri

“Sizin dininize uyandan başkasına inanmayın” (dediler). De ki: “Şüphesiz hidayet, Allah’ın hidayetidir. Birine, size verilenin benzerinin verilmesinden veya Rabbinizin huzurunda aleyhinize deliller getireceklerinden ötürü mü (böyle söylüyorsunuz)?” De ki: “Lütuf Allah’ın elindedir. Onu dilediğine verir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.”

Diyanet İşleri

Ve dininize uyan kişiden başkasına inanmayın. De ki: Doğru yol, ancak Allah yoludur. Size verilenin başkalarına da verildiğine ve onların, Rabbiniz katında deliller göstererek sizinle tartışacaklarına inanmayın dediler mi de, de ki: Lütuf ve ihsân ancak Allah'ın elindedir, dilediğine lütfeder ve Allah'ın lütfü boldur ve her şeyi bilir o.

Abdulbaki Gölpınarlı

Sizin dininize uyanlardan başka hiçbir kimseye inanmayın. " (Resûlüm!) De ki: Doğru yol ancak Allah'ın yoludur. Yine (onlar, kendi aralarında şöyle dediler:) "Size verilenin benzerinin başka herhangi bir kimseye verildiğine, yahut Rabbinizin huzurunda onların size karşı deliller getireceklerine de (inanmayın)." De ki: Lütuf ve ihsan Allah'ın elindedir. Onu dilediğine verir. Allah'ın rahmeti geniştir ve O her şeyi hakkıyla bilir.

Adem Uğur

"Dininize tâbi olmayana inanmayın!" De ki: "Hidâyet, Allâh hidâyetidir (hakikatiniz olan Allâh Esmâ'sının hidâyeti esastır). Size verilenin bir benzeri de başka birine veriliyor diye ya da (verilenle) Rabbinizin huzurunda size galip gelecekler diye mi muhalefetiniz?" De ki: "Muhakkak ki fazl Allâh elindedir, onu dilediğine verir. Allâh Vasi'dir, Aliym'dir. "

Ahmed Hulusi

'Sizin dininize, medeniyetinize tâbi olandan başkasına güvenmeyin, boyun eğmeyin' dediler. Sen de:
'Tek doğru ve hak din, Allah’tan gelen, Allah’ın hidayet rehberiyle öğrettiği dindir.
Ey ehl-i kitap, size verilenin benzeri herhangi bir kimseye, Muhammed’e veriliyor diye mi karşı çıkıyorsunuz yahut müslümanlar Rabbinizin huzurunda size karşı deliller getirecek diye mi böyle davranıyorsunuz?' de. Yine sen:
'Lütuf ve ihsan Allah’ın elindedir, O’nun kudretindedir. O lütfunu, sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimselere verir.' de.

Ahmet Tekin

'Sizin dininize uyandan başkasına inanmayın.' De ki: 'Gerçek hidayet Allah'ın hidayetidir. Bir kimseye size verilmiş olanın benzerinin verilmesinden dolayı ve onların Rabbinizin katında aleyhinize deliller getireceği endişesiyle mi (böyle yollara başvurma gereği duyuyorsunuz)!' De ki: 'Lütuf Allah'ın elindedir. Onu dilediğine verir. Allah geniş lütfu olandır ve ilim sahibidir.'

Ahmet Varol

"Ve sizin dininize uyanlardan başkasına inanıp güvenmeyin." De ki: "Şüphesiz doğru yol Allah'ın dosdoğru yoludur. Size verilenin bir benzeri birine (İslam peygamberine) veriliyor ya da Rabbinizin katında onlar (müslümanlar) size karşı deliller getiriyorlar, diye mi (bu telaşınız?) De ki: "Şüphesiz 'lutuf ve ihsan (fazl)' Allah'ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah (rahmeti) geniş olandır, bilendir."

Ali Bulaç

Ve kendi dininize bağlı olanlardan başkasına inanmayın: (Ey Rasûlüm onlara) de ki, doğru yol Allah’ın yoludur, İslâm dinidir; -ve size verilen kitabın benzeri, hiç kimseye verilmediğine, yahut müminlerin Rabbiniz huzurunda size üstün geleceklerine iman etmeyin.” De ki: Doğrusu fazilet ve ihsan Allah’ın elindedir. Onu dilediği kimseye verir ve Allah rahmeti bol olandır, her şeyi hakkıyla bilendir.

Ali Fikri Yavuz

(72-73) Kitab ehlinden bir takimi soyle dedi: «Inananlara indirilene gunun basinda inanin, sonunda inkar edin ki, belki donerler ve dininize uyanlardan baskasina inanmayin". De ki: «Dogru yol Allah'in yoludur". Ve yine baskasina da verildigine veya Rabbinizin katinda Muslumanlarin karsi delil getirip sizi alt edecegine inanmayin» derler. De ki: «Dogrusu bol nimet Allah'in elindedir, onu diledigine verir. Allah'in fazli her seyi kaplar, O her seyi bilir".

Bekir Sadak

Ve bir de kendi dininize uyandan başkasına (sakın ha) inanmayın. De ki: Elbette doğru yol, hakkın beyânı Allah yoludur. Ve (yine onlar dediler ki): «Size verilenin bir benzeri başka birine verildiğine veya (Muhammed'e inananların) size Rabblniz katından delil getirip (üstünlük) sağlayacağına inanmayın. (Çünkü siz Allah'ın has kulları ve yegâne sevgililerisiniz).» De ki: Üstünlük, şerefli kılmak, fazilete eriştirmek Allah'ın elindedir; onu dilediğine verir. Allah geniş ölçüde veren ve her şeyi yeterince bilendir.

Celal Yıldırım

(72-73) Kitap ehlinden bir takımı şöyle dedi: 'İnananlara indirilene günün başında inanın, sonunda inkar edin ki, belki dönerler ve dininize uyanlardan başkasına inanmayın'. De ki: 'Doğru yol Allah'ın yoludur'. Ve yine başkasına da verildiğine veya Rabbinizin katında Müslümanların karşı delil getirip sizi alt edeceğine inanmayın, derler. De ki: 'Doğrusu bol nimet Allah'ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah'ın fazlı her şeyi kaplar, O her şeyi bilir'.

Diyanet İşleri (eski)

Sizin dininize uyanlardan başka hiçbir kimseye inanmayın.» (Resûlüm!) De ki: Doğru yol ancak Allah'ın yoludur. Yine (onlar, kendi aralarında şöyle dediler:) «Size verilenin benzerinin başka herhangi bir kimseye verildiğine, yahut Rabbinizin huzurunda onların size karşı deliller getireceklerine de (inanmayın).» De ki: Lütuf ve ihsan Allah'ın elindedir. Onu dilediğine verir. Allah'ın rahmeti geniştir ve O her şeyi hakkıyla bilir.

Diyanet Vakfi

'Sizin dininize uyandan başkasına uymayın.' Sen de onlara, 'Hidayet ALLAH'ın hidayetidir,' de. 'Size verilenin benzerininin bir başkasına verildiğine de inanmayın; yoksa Rabbiniz hakkında sizinle tartışma hakkı kazanırlar,' derlerse, 'Lütuf ALLAH'ın elindedir, dilediğine verir,' de. ALLAH Cömerttir, Bilendir.

Edip Yüksel

Ve kendi dininize tabi' olanlardan başkasına eman vermeyin. De ki: Her halde hidayet Allah hidayeti, size verilen gibisi birine veriliyor veya rabbınızın huzurunda size galebe edecekler diye mi bu? De ki: Doğrusu fazıl Allahın elindedir, onu dilediğine verir, ve Allah vâsi'dir, alîmdir

Elmalılı Hamdi Yazır

Ve kendi dininize uyanlardan başkasına aman vermeyin.» De ki: «Muhakkak doğru yol, Allah'ın yoludur, size verilen gibisi başka birine veriliyor veya Rabbinizin katında size üstün gelecek diye midir bu?» De ki: «Doğrusu nimet Allah'ın elindedir, onu dilediğine verir ve Allah, nimeti bol olan, herşeyi bilendir.»

Elmalılı (sadeleştirilmiş)

«Ve kendi dininize uyanlardan başkasına inanmayın» (dediler). De ki: «Şüphesiz doğru yol, Allah'ın yoludur». (Onlar kendi aralarında): «Size verilenin benzerinin hiçbir kimseye verilmiş olduğuna, yahut Rabbinizin huzurunda sizin aleyhinize deliller getireceklerine» (de inanmayın dediler). De ki: «Lütuf Allah'ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah, rahmeti bol olan, her şeyi hakkıyla bilendir».

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)

Aslında kendi dininize uyanlardan başkasına sakın inanmayınız: De ki; 'Doğru yol yalnız Allah'ın gösterdiği yoldur: Onlar birbirlerine 'Size verilen mesajın benzeri bir başkasına (peygambere) verildiği için ya da söyleyeceklerinizi, Rabbiniz katında size karşı delil olarak kullanırlar diye müslümanların dinlerine inanmayın' derler. De ki; 'Lütuf, Allah'ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah'ın lütfu geniştir ve O her şeyi bilir.'

Seyyid Kutub

"Ve sizin dininize uyanlardan başkasına güvenmeyin / inanmayın (la tüminu)." De ki: "Şüphesiz doğru yol Tanrı'nın dosdoğru yoludur. Size verilenin bir benzeri birine (islam peygamberine) veriliyor ya da rabbinizin katında onlar (müslümanlar) size karşı deliller getiriyorlar diye mi (bu telaşınız?) De ki: "Şüphesiz fazl Tanrı'nın elindedir, onu dilediğine verir. Tanrı (rahmeti) geniş olandır, bilendir".

Gültekin Onan

«Ve dîninize tâbi olandan başkasına aman vermeyin» (Habîbim onlara) de ki: «Şübhesiz doğru yol Allahın yoludur» (O güruh aralarında da şöyle derler:) «Size verilenin benzeri hiç bir kimseye verilmiş olduğuna, yahud onların (müslümanların) Rabbiniz indinde size karşı deliller, hüccetler getireceklerine (inanmayın)». De ki: «Lûtf-ü inayet muhakkak Allahın elindedir. Onu kime dilerse ona verir. Allah, rahmeti bol olan, her şey'i hakkıyle bilendir».

Hasan Basri Çantay

Fakat dîninize tâbi' olandan başkasına inanmayın!' (dediler). (Ey Resûlüm!) De ki: 'Şübhesiz hidâyet, Allah’ın hidâyetidir. Size verilenin benzeri, (başka) birine (de) veriliyor veya (kıyâmet günü) Rabbinizin huzûrunda (mü’minler) size karşı delil getirecekler (de galipgelecekler) diye mi (böyle söylüyorsunuz)?' De ki: 'Şübhesiz lütuf, Allah’ın elindedir. Onu dilediğine verir!' Allah ise, Vâsi' (lütfu geniş olan)dır, Alîm (hakkıyla bilen)dir.

Hayrat Neşriyat

Kendi dininize uyanlardan başkasına inanmayın. De ki: Doğru yol, Allah'ın yoludur. Derler ki: Size verilen bir benzerinin de birine verildiğini veya Rabbınızın katında size delil gösterecekleri bir şeyi açıklamayın. De ki: Doğrusu lütuf Allah'ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah Vasi'dir, Alim'dir.

İbni Kesir

ama sizin inancınıza uymayan hiç kimseye (gerçekten) inanmayın." De ki: "Tek (gerçek) rehberlik, Allah'ın rehberliğidir; size verilen (vahy)in benzerinin başka birine de verilmesi şeklinde ifa edilen (bir rehberlik)". Yoksa onlar, Rabbiniz'in huzurunda size muhalefet mi edeceklerdi? De ki: "Lütuf ve ihsan, Allah'ın elindedir; onu dilediğine bağışlar: çünkü Allah (rahmet ve cömertliğinde) sınırsızdır, her şeyi bilendir,

Muhammed Esed

«Sizin dininize tâbi olandan başkasına inanmayınız.» De ki: «Şüphe yok hidâyet, Allah'ın hidâyetidir. Size verilen şeyin benzerinin başka bir kimseye verildiğine veya Rabbinizin nezdinde aleyhinize hüccet getireceklerine inanmayın.» De ki: «Fazl, şüphesiz Allah Teâlâ'nın elindedir. Onu dilediğine verir. Ve Allah Teâlâ, vâsidir, alîmdir.»

Ömer Nasuhi Bilmen

“Sizin dininize uyanlardan başka hiçbir kimseye inanmayın. ” De ki: “Gerçek hidayet Allah'ın hidayetidir. ” (Onlar kendi aralarında şöyle dediler): “Size verilenin benzerinin bir başkasına verildiğine, veya Rabbinizin katında size karşı onların delil getireceklerine de inanmayın. ” De ki: “Lütuf ve ihsan Allah'ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah'ın lütfu geniştir, O her şeyi bilir. ”

Ömer Öngüt

Dininize uyanlardan başkasına inanmayın, dediler. De ki: -Doğru yol, sadece Allah'ın gösterdiği yoldur. Size verilen bir başkasına da verildi veya Rabbiniz katında size üstün gelecekler diye mi (telaşlanıyorsunuz)? De ki: -Nimet ve ihsan Allah’ın elindedir. Onu dilediğine verir. Allah, ihsanı bol olan, her şeyi bilendir.

Şaban Piriş

(72-73) Ehl-i kitaptan bir güruh birbirlerine, şöyle dediler: "Şu Müslümanlara indirilen kitaba günün başlangıcında (zahiren) iman edin, sonunda da inkâr edin, olur ki onlar da şüpheye düşüp dinlerinden dönerler. Ve bir de kendi dininize tâbi olandan başkasına sakın ha güvenmeyin!" Ey Resulüm, de ki: "Doğru yol, Allah’ın yoludur," Yine onlar kendi aralarında: "Size verilen vahyin, başkalarına da verildiğine veya Rabbinizin huzurunda Müslümanların karşı delil getirip sizi mağlup edeceklerine inanmayın!" derler. De ki: "Lütuf Allah’ın elindedir, dilediğine ihsan eder. Allah vâsi ve alîmdir (lütfu boldur, her şeyi hakkıyla bilir).

Suat Yıldırım

"Sizin dininize uyandan başkasına güvenmeyin!" (dediler.) De ki: "Hidâyet Allâh'ın hidâyetidir. Birine, size verilenin benzerinin verilmesinden veya Rabbinizin huzûrunda aleyhinize deliller getireceklerinden ötürü mü (böyle söylüyorsunuz)?, De ki: "Lutuf Allâh'ın elindedir, onu dilediğine verir, Allâh(ın lutfu) geniştir, (O her şeyi) bilendir.

Süleyman Ateş

«Ve sizin dininize uyanlardan başkalarına inanıp güvenmeyin.» De ki: «Hiç tartışmasız doğru olan yol Allah'ın dosdoğru yoludur. Size verilenin bir benzeri birine (İslâm peygamberine) veriliyor ya da Rabbinizin katında onlar (müslümanlar) size karşı deliller getiriyorlar, diye mi (bu telaşınız?) De ki: «Şüphesiz 'lutuf ve ihsan (fazl) ' Allah'ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah (rahmetiyle) geniş olandır, bilendir.»

Tefhim-ul Kuran

'Sizin dininize uyanlardan başkasına da inanmayın.' Sen, 'Doğru yol Allah'ın gösterdiği yoldur' de. Onlar yine birbirlerine der ki: 'Size verilenin benzerinin başka birisine de verileceğine veya Rabbinizin huzurunda onların size karşı delil getireceklerine sakın inanmayın.' De ki: Lütuf Allah'ın elindedir; onu dilediğine bağışlar. Allah'ın lütfu çok geniştir; O herşeyi bilir.

Ümit Şimşek

Dininize uyandan başkasına inanmayın." Söyle onlara: "Hidâyet, Allah'ın kılavuzlamasıdır. Size verilenin benzeri bir başkasına veriliyor yahut Rabbinizin katında tartışarak size üstün gelecekler diye mi bütün bunlar?" De ki: "Lütuf Allah'ın elindedir; onu dilediğine verir. Allah Vâsî'dir, varlığı sürekli genişletir; Alîm'dir, herşeyi en iyi şekilde bilir."

Yaşar Nuri Öztürk

Dediler ki, “Sizin inancınıza uymayan hiç kimseye gerçekten inanmayın.” De ki: “Şüphesiz doğru yol Allah'ın yoludur. Siz size verilen vahyin aynısının başka birisine gelmesi veya Rabbinizin katında o müslümanlar size karşı deliller getirecekler diye mi telaşlanıyorsunuz?” De ki, peygamberlik dünya ve ahiret nimetlerinin tümü Allah'ın elindedir, onu dilediğine verir. Dikkat edin Allah'ın imkan ve bilgisi sınırsızdır.

Abdullah Parlıyan

“Sizin dininize uymayan hiç kimseye inanmayınız” dediler. De ki: “Doğru yol, Allah'ın yoludur. Birine size verilenin benzerinin verilmesinden veya Rabbinizin huzurunda deliller getireceklerinden dolayı mı böyle söylüyorsunuz?” De ki: “Lütuf Allah'ın kudretindedir, onu dilediğine verir. Allah'ın lütfu geniştir. O her şeyi bilendir.”

Bayraktar Bayraklı

(Ehl-i Kitab:) “Sizin dininize uyandan başkasına inanmayın!” (derler). (Ey Resulüm!) De ki: “Şüphesiz doğru yol, Allah'ın dosdoğru yoludur. Size verilenin bir benzeri birine (İslam peygamberine) veriliyor ya da Rabbinizin katında onlar (mü'minler) size karşı deliller getiriyorlar diye mi (böyle söylüyorsunuz)?” De ki: “Lütuf ve ihsan, Allah'ın elindedir. Onu dilediğine bağışlar. Çünkü Allah lütfu ve ihsanı bol olandır, her şeyi hakkıyla bilendir.”

Cemal Külünkoğlu

“Sizin dininize uyanlardan başka hiç kimseye inanmayın” (dediler). De ki: “Şüphesiz hidayet, ancak Allah'ın hidayetidir. (Hakeza onlar, kendi aralarında şöyle dediler:) “Size verilenin benzerinin başka herhangi bir kimseye verildiğine yahut Rabbinizin huzurunda onların size karşı deliller getireceklerine de (inanmayın).” De ki: “Lütuf ve ihsan Allah'ın elindedir. Onu dilediğine verir. Allah her şeyi kuşatandır, bilendir.”

Kadri Çelik

“Fakat siz siz olun, kendi dininize tâbi olandan başkasına inanmayın;” –(Ey Rasûlüm,) de ki: “Takip edilmesi gereken gerçek ve doğru yol, Allah’ın koyduğu yoldur.”– “(inanmayın ki,) size verilenin bir benzeri başkasına da verilmiş olmasın veya Rabbinizin katında aleyhinizde delil getirip sizi mağlûp etmesinler.” (Rasûlüm,) de ki: “Doğrusu, bütün lütuf Allah’ın elindedir; onu dilediğine verir.” Allah, rahmet ve lütfuyla her varlığı kucaklayan, merhametiyle kullarına genişlik gösterendir; (kimin neye niçin lâyık olduğunu ve olmadığını) hakkıyla bilendir.

Ali Ünal

“Sizin dininize uyanlardan başkasına inanmayın.” De ki: “Şüphesiz hidayet Allah’ın hidayetidir.” “Size verilenin benzeri bir kimseye veriliyor ya da Rabbiniz katında size karşı deliller getirirler diye.” De ki: “Şüphesiz lütuf Allah’ın elindedir, onu dilediğine verir. Şüphesiz Allah Vasi’dir, Alîm’dir.”

Harun Yıldırım

fakat sizin dininize uymayan kimseye asla (yürekten) inanmayın!" (Şu hakikati) ilan et: "Doğru rehberlik sadece Allah'ın rehberliğidir; size verilenin bir benzerinin başka birine de verilmesi (zorunuza mı gitti), yoksa Rabbinizin huzurunda aleyhinize delil getirirler diye mi (korkuyorsunuz)? (Şunu da) ekle: "Lütuf ve ihsan Allah'ın elindedir, onu dilediğine bahşeder; zira Allah (lutfunda) sınırsız olandır, her şeyi bilendir:

Mustafa İslamoğlu

“sizin dininize uyandan başkasına inanmayın” (dediler). De ki: “Şüphesiz hidayet (doğru hayat tarzı), Allah’ın hidayetidir/gösterdiği doğru hayat tarzıdır. Birine size verilenin benzerinin verilmesinden veya Rabbinizin huzurunda, aleyhinize deliller getireceklerinden ötürü mü (böyle söylüyorsunuz?)” De ki: “Lütuf (Zebur, Tevrat, İncil, Kur’an) Allah’ın elindedir. Onu dilediğine (seçtiği Rasûllerine) verir. Allah lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.”

Sadık Türkmen

“Yalnızca sizin dininize tabi olana inanın. ” Deki “Muhakkak ki doğru yol, Allah'ın gösterdiği yoldur. ” “Size verilenlerin benzerinin, bir başka kimseye verileceğine yahut Rabbinizin yanında (size üstünlük sağlamak için) sizinle çekişeceklerine inanmayın” dediler. Deki “Lütuf (bağış) Allah'ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah her şeyi kuşatan ve her şeyi bilendir.

İlyas Yorulmaz

Ve (Ehli Kitap): “Sizin dîninize tâbî olandan başkasına inanmayın.” (dediler). (Habibim onlara) De ki: “Muhakkak ki hidayet Allah'a ulaşmaktır. (İnsanın ruhunun ölmeden önce Allah’a ulaşmasıdır.) Size verilenin bir benzerinin, bir başkasına verilmesidir.” Yoksa onlar, Rabbiniz'in huzurunda, sizinle çekişiyorlar mı? (Onlara) De ki: “Muhakkak ki fazl Allah’ın elindedir. Onu dilediğine verir.” Ve Allah, Vâsi’dir (ilmi geniştir, herşeyi kapsar), Alîm'dir (en iyi bilendir).

İmam İskender Ali Mihr

"Ve dininize bağlı olanlardan başkasına inanmayınız." (Derler.) (Resûlüm onlara) De ki: "Doğru yol ancak Allah'ın yoludur. Size verilen kitabın benzeri, bir başkasına veriliyor, yahut mü'minler Rabbiniz huzurunda aleyhinize deliller getirirler diye mi (böyle düşündünüz ve yaptınız?" De ki: "Doğrusu, fazilet ve ihsan Allah'ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah, rahmeti bol olan, her şeyi hakkıyla bilendir."

Abdullah Aydın

Ve kendi dininize uyanlardan başkasına inanmayın. De ki: “Doğru yol Allah'ın yoludur.” Size verilenin misli birine veriliyor veya Rabbinizin huzurunda size galebe edecekler diye mi bu? De ki: “Fazilet Allah'ın elindedir; onu dilediğine verir. Allah rahmeti bol olandır; her şeyi bilendir.”

Ahmet Davudoğlu

(Ve devamla) Sakın dininize tâbî olan kimselerden başkasına inanmayın! (Ey Muhammmed) De ki: “Şüphesiz hidayet Allah'ın hidayetidir.”

Ali Arslan

"Ve kendi dininize uyanlardan başkasına inanmayın!" De ki: "Şüphesiz doğru yol, Allah'ın yoludur. Size verilenin misli birine veriliyor veya Rabbinizin huzurunda size galebe edecekler diye mi bu?" Deki: "Üstünlük, şerefli kılmak, fazilete eriştirmek, Allah'ın elindedir; onu dilediğine verir. Allah geniş ölçüde veren ve her şeyi yeterince bilendir."

Arif Pamuk

Ve kendi dininize tâbi olan kimseden başkasına inanmayın. De ki: “Her halde hidayet, Allah Teala'nın hidayetidir.” Size verilen şeylerin benzerinin (kudret helvası, bıldırcın kuşu gibi ni'metlerin ve mu'cizelerin) başkasına da verildiğine yahud onların (Müslümanların) Rabbiniz indinde size karşı deliller, hüccetler getireceklerine inanmayın. De ki: “İlim ve hikmet, fazilet, tevfik ve hidayet Allah Teala'nın kudret elindedir. Onu dilediğine verir. Allahü Azîmü'ş-şân Vasî^dir (ihsanı boldur), Alim'dir (her şeyi hakkıyla bilendir).”

Ayntabî Mehmet Efendi

Ve dininize uymayana inanmayın! Sen de ki: “Doğru (samimi olan) yol, Allah'ın yoludur.”

Bahaeddin Sağlam

Sizin dininize uyanlardan başka hiçbir kimseye inanmayın.(Resûlüm!) De ki:” Doğru yol ancak Allah'ın yoludur.”

Diyanet Vakfı (1993)

“Sizin dininize tâbi olanlardan başkasına da inanmayın.” derler. De ki: Şüphesiz doğru yol, Allah'ın yoludur (Engel olunmaz).

Hasan Tahsin Feyizli

Dinimize uyanlardan başkasına inanmayın. De ki: “Doğru yol Allah'ın yoludur”

Hüseyin Atay, Yaşar Kutluay

“Dininize uyan kimseden başkasına da inanmayın (Rasulüm): “Şüphesiz hidâyet. Allâh’ın hidâyetidir”de. Size verilen şey gibi birine verildiğine (inanmayın) veya Rabbiniz katında sizinle iddialaşmalarına da (inanmayın). (Ey Rasulüm): “Muhakkak fazl-u (Kerem) Allâh’ın elindedir. Dilediği kimseye verir” de. Hem de Allâh Vâsidir, Bilendir.”

Hüseyin Kaleli

Birde, "Sizin dininize uyanlardan başkasına iman etmeyin" dediler. Sen, "doğru yol Allah'ın gösterdiği yoldur" de. Onlar yine bir birlerine der ki: "size verilenlere benzer mucizelerin başkasına da verildigine veya onların kıyamet günü Rabbinizin huzurunda sizin aleyhinizde delil getireceklerine inanmayın." Sen de ki: Lütuf ve ihsan Allah'ın elindedir: onu diledigine verir. Allah'ın lütfu boldur ve o herşeyi hakkıyla bilir.

İsmail Mutlu, Şaban Döğen

Sizin dininize tâbi olanlardan başkasını tasdik etmeyin. (Ey Muhammed)! De ki: “Hidayet Allah'ın hidayetidir.”

Bir Heyet

Bir de “sizin dininize uyandan başkasını tasdik etmeyin” dediler. De ki: “Doğru yol ancak Allah’ın yoludur. Size verilenin benzeri, bir kimseye veriliyor veya Rabbinizin huzurunda size karşı delil getirip sizi susturacaklar diye mi böyle yapıyorsunuz? De ki: “Lütuf Allah’ın elindedir. Onu dilediğine verir. Allah’ın lütfu boldur, O herşeyi çok iyi bilir.

Nedim Yılmaz

Sakın siz kendi dininize mensup olandan başkasına inanmayın. (Ya Muhammed) De ki: Doğru yol (hidayet yolu) Allah yoludur. Size verilen ayetlerin benzeri başkasına veriliyor veya Rabbınızın nezdinde size karşı galebe çalıyor diye mi (böyle davranıyorsunuz)?” De ki: Her lütuf, her nimet Allah'ın elindedir. Allah onu dilediğine verir. Allah'ın rahmeti geniştir. Allah her şeyi bilicidir.

Ömer Rıza Doğrul

Dininize tâbî olandan başkasına inanmayın. (Ey Muhammmed) De ki: “Doğru yol ancak Allah'ın yoludur.”

Talat Koçyiğit

“Sizin dininize uyanlardan başkasına inanmayın.” dediler. De ki: “Hidayet, Allah'ın hidayetidir.”

Ziya Kazıcı, Necip Taylan

“Ve siz, dininize uyanlardan başka hiç kimseye inanmayın.” De ki: “ Doğru yol gerçekte Allah’ın yoludur: İsterse bu, size verildiği gibi, herhangi birine de verilmiş olsun.” 3_ Yoksa, 4 Rabb’iniz katında sizinle tartışacaklar!_ De ki: “Gerçekte kayra, Allah’ın elindedir; onu dilediğine verir. Ve Allah sonsuzdur, bilir.”

Prof. Dr. Muhammed Hamidullah

“Ve dininize uyanlardan başka hiçbir kimseye inanmayın,“ (dediler). De ki:” Gerçek hidayet Allah`ın hidayetidir. Size verilenin bir benzerinin başka birisine verilmesinden veya Rabbinizin huzurunda sizin aleyhinize delil gertimelerinden korkarak mı tasdik etmiyorsunuz?” De ki: “Şüphesiz lütuf Allah`ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah, genis lütuf sahibidir, O herseyi cok iyi bilendir."

Yard. Doc. Dr Nusrettin Boleli, Yard. Doc. Dr Niya

Kendi dininize uyanlardan başkasına inanmayın. de ki : "doğru yol, Allah'ın yoludur." derler ki : "size verilenin benzerinin bir başkasına da verildiğini veya Rabbinizin katında size karşı delil gösterecekleri bir şeyi (müslümanlara açıklamayın)". de ki : "doğrusu lütuf Allah'ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah vasi'dir. O herşeyi bilendir"

Şevket Gürel

kendi dininize tabi olan kimseden başkasına inanmayın. Onlara de ki "Yol Allah yoludur" "Size verilen şeylerin başka birine de verildiğine , yahut onlarin size karşı Rableri nezdinde huccet getireceklerine inanmayın." Onlara de ki "nimet ve inayet Allah'ın elindedir. Allah onu dilediğine verir. Allah vasi'dir, hakkiyle alimdir.

İsmail Hakki İzmirli

sizin dininize tabi olanlardan başkasına inanmayın. Deki: "muhakkak hidayet Allah’ın hidayetidir. Size verilenin misli başka birine veriliyor. Veya rabbinizin indinde sizinle mücadele ederek galip gelecek diye mi?" Deki "fazilet Allah’ın kudret elindedir, onu dilediğine verir. Allahın rahmeti geniş, her şeyi bilendir."

Hace Ahmet Didin

dininize uyanlardan başkasına inanmayın. (Resulüm!) deki : "asıl doğru yol Allah’ın yoludur." Onlar "Size verilenin benzeri bir başkasına da verildi diye veya rabbinizin katında size karşı delil getirirler diye iman etmeyin" diyorlar. Deki : "doğrusu nimet Allah’ın elindedir. Onu dilediğine verir." Allah’ın lütfu geniştir, o her şeyi bilir.

Hamdi Aktaş

birde "sizin dininize uyanlardan başkasına iman etmeyin" derler. Sen: "doğru yol Allah’ın gösterdiği yoldur" de. Onlar yine biri birlerine derler ki "size verilenlere benzer mucizelerin başkasına da verildiğine veya kıyamet günü rabbinizin huzurunda sizin aleyhinize delil getireceklerine inanmayın". Sen deki: "lütuf ve ihsan Allah’ın elindedir. Onu dilediğine verir. Allah’ın lütfu boldur ve o her şeyi hakkıyla bilir".

Şamil Döğen

Sizin dininize uyanlardan başka hiçbir kimseye inanmayın. (Resulüm!) De ki: Doğru yol ancak Allah’ın yoludur. Yine (onlar, kendi aralarında şöyle dediler:) Size verilenin benzerinin başka herhangi bir kimseye verildiğine, yahut Rabbinizin huzurunda onların size karşı deliller getireceklerine de (inanmayın). De ki: Lütuf ve ihsan Allah’ın elindedir. Onu dilediğine verir. Allah’ın rahmeti geniştir ve O her şeyi hakkıyla bilir.

Heyet (Prof. Dr. Ali Özek, Prof. Dr. Hayreddin Ka

(Ve kendi dininize tabi olan kimseden başkasına inanmayın.De ki; her halde hidayet Allahu Teala'nın hidayetidir.Size verilen şeylerin benzerinin (kudret helvası, bıldırcın kuşu, gibi nimetlerin ve mucizelerin) başkasına da verildiğine yahud onların (müslümanların) Rabbiniz indinde size karşı deliller,hüccetler getireceklerine inanmayın.De ki; ilim ve hikmet,fazilet,tevfik ve hidayet Allahu Teala'nın kudret elindedir.Onu dilediğine verir Allah-ü Azimüşşan vasidir. (ihsanı boldur. Her şeyi hakkıyla bilendir.)

İsmail Kurt

Ve "kendi dininize uyanlardan başka kimseye inanmayın!" dediler. De ki: Muhakkak doğru yol Allah'ın yoludur. Size verilenin benzeri baska birine veriliyor veya Rabbimiz katında size üstün gelecekler diye mi endişe ediyorsunuz? De ki (Nimet ve İhsan Muhakkak Allah'ın elindedir. Dilediğine verir Allah. İhsani bol olan herşeyi bilendir)

İbrahim Balcı

Yanlız dininize uyana inanın De ki: Kuşkusuz hidayet, Allah'ın hidayetidir. Size verilmiş olanın aynısının birisine verilmesi veya Rabbiniz katında size karşı delil gösterecekler (diye mi bütün bunlar) De ki kuşkusuz fazilet Allah'ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah vasi'dir, pek iyi bilendir.

Yard. Doç. Dr. Sıtkı Gülle

“Dininizden tabi olanlardan başkasına inanmayın.” De ki: “Doğru yol Allah’ın yoludur.” (Muhammed’e tabi olmayın) size verildiği gibi başkasına da vahiy verilmesine ya da Rabbinizin katında size karşı hüccet ileri sürüp sizi altedeceklerine inanmayın. De ki: “Doğrusu bol nimet Allah’ın elindedir. Onu dilediğine verir. Allah’ın fazlı her şeyi kaplar. O her şeyi bilir.

İmam Taberi (Tercüme: Mehmet Keskin)

Sizin dininize uyanlardan başka hiç bir kimseye inanmayın. (Resulüm!) De ki: "Doğru yol ancak Allah'ın yoludur." Yine (onlar,kendi aralarında şöyle dediler:) "Size verilenin benzerinin başka herhangi bir kimseye verildiğine, yahut Rabbinizin huzurunda onların size karşı deliller getireceklerine de (inanmayın)" De ki: Lütuf ve ihsan Allah'ın elindedir. Onu dilediğine verir. Allah'ın rahmeti geniştir ve O her şeyi hakkıyla bilir.

Türkiye Diyanet Vakfı (2009)