KÂRİA SURESİ Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Mekke döneminde inmiştir. 11 âyettir. “Kâri’a”, vuran, çarpan, kapıyı çalan, yürekleri hoplatan şey demektir. Burada, kıyamet gününü ifade etmektedir.
الْقَارِعَةُ ﴿١﴾
101/KÂRİA SURESİ-1. AYET (Meâlleri Kıyasla): El kâriatu.
O şiddetli bir gürültüyle gelip çatacak, yürekleri koparacak felâket.
مَا الْقَارِعَةُ ﴿٢﴾
101/KÂRİA SURESİ-2. AYET (Meâlleri Kıyasla): Mâl kâriatu.
Nedir o şiddetli bir gürültüyle gelip çatacak, yürekleri kopacak felâket?
وَمَا أَدْرَاكَ مَا الْقَارِعَةُ ﴿٣﴾
101/KÂRİA SURESİ-3. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve mâ edrâke mâl kâriatu.
Ve ne bildirdi sana, nedir o şiddetli bir gürültüyle gelip çatacak, yürekleri koparacak felâket?
يَوْمَ يَكُونُ النَّاسُ كَالْفَرَاشِ الْمَبْثُوثِ ﴿٤﴾
101/KÂRİA SURESİ-4. AYET (Meâlleri Kıyasla): Yevme yekûnun nâsu kel ferâşil mebsûs(mebsûsi).
O gün, insanlar, kendilerini ateşlere atan, dağılıp uçuşan pervanelere benzerler.
وَتَكُونُ الْجِبَالُ كَالْعِهْنِ الْمَنفُوشِ ﴿٥﴾
101/KÂRİA SURESİ-5. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve tekûnul cibâlu kel ıhnil menfûş(menfuşi).
Ve dağlar, atılmış renkli pamuklara döner.
فَأَمَّا مَن ثَقُلَتْ مَوَازِينُهُ ﴿٦﴾
101/KÂRİA SURESİ-6. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fe emmâ men sekulet mevâzînuhu.
Artık kimin ki terâzilerindeki tartısı ağır gelir.
فَهُوَ فِي عِيشَةٍ رَّاضِيَةٍ ﴿٧﴾
101/KÂRİA SURESİ-7. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fe huve fî îşetin râdiyetin.
O, hoşnut, râzı bir geçimdedir.
وَأَمَّا مَنْ خَفَّتْ مَوَازِينُهُ ﴿٨﴾
101/KÂRİA SURESİ-8. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve emmâ men haffet mevâzînuhu.
Ve fakat kimin ki terâzilerdeki tartısı hafif gelir.
فَأُمُّهُ هَاوِيَةٌ ﴿٩﴾
101/KÂRİA SURESİ-9. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fe ummuhu hâviyetun.
Onun, ana kucağı gibi sığınacak yeri, ana yurdu, cehennem uçurumudur.
وَمَا أَدْرَاكَ مَا هِيَهْ ﴿١٠﴾
101/KÂRİA SURESİ-10. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve mâ edrâke mâ hiyeh.
Ve ne bildirdi sana, nedir cehennem uçurumu?
نَارٌ حَامِيَةٌ ﴿١١﴾
101/KÂRİA SURESİ-11. AYET (Meâlleri Kıyasla): Nârun hâmiyetun.
O, pek kızgın bir ateştir.