KÂRİA SURESİ Ali Ünal Meali
Mekke döneminde inmiştir. 11 âyettir. “Kâri’a”, vuran, çarpan, kapıyı çalan, yürekleri hoplatan şey demektir. Burada, kıyamet gününü ifade etmektedir.
الْقَارِعَةُ ﴿١﴾
101/KÂRİA SURESİ-1. AYET (Meâlleri Kıyasla): El kâriatu.
O kâria (kalblere ve kafalara çarpan o müthiş ses)!
وَمَا أَدْرَاكَ مَا الْقَارِعَةُ ﴿٣﴾
101/KÂRİA SURESİ-3. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve mâ edrâke mâl kâriatu.
Nedir o Kâria bilir misin, nerden bileceksin (Allah bildirmedikçe)?
يَوْمَ يَكُونُ النَّاسُ كَالْفَرَاشِ الْمَبْثُوثِ ﴿٤﴾
101/KÂRİA SURESİ-4. AYET (Meâlleri Kıyasla): Yevme yekûnun nâsu kel ferâşil mebsûs(mebsûsi).
Onun vuracağı gün insanlar, etrafa saçılıp kalmış pervaneler gibi olur.
وَتَكُونُ الْجِبَالُ كَالْعِهْنِ الْمَنفُوشِ ﴿٥﴾
101/KÂRİA SURESİ-5. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve tekûnul cibâlu kel ıhnil menfûş(menfuşi).
Dağlar ise atılmış lime lime renkli yünler gibi.
فَأَمَّا مَن ثَقُلَتْ مَوَازِينُهُ ﴿٦﴾
101/KÂRİA SURESİ-6. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fe emmâ men sekulet mevâzînuhu.
Derken, artık kimin tartıları (sevap olarak) ağır basarsa,
فَهُوَ فِي عِيشَةٍ رَّاضِيَةٍ ﴿٧﴾
101/KÂRİA SURESİ-7. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fe huve fî îşetin râdiyetin.
Neticede o kendini, tam manâsıyla memnun kalacağı bir hayatın içinde bulur.
وَأَمَّا مَنْ خَفَّتْ مَوَازِينُهُ ﴿٨﴾
101/KÂRİA SURESİ-8. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve emmâ men haffet mevâzînuhu.
Kimin de tartıları (iman ve makbul amelden yoksun olarak) hafif gelirse,
فَأُمُّهُ هَاوِيَةٌ ﴿٩﴾
101/KÂRİA SURESİ-9. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fe ummuhu hâviyetun.
Öylesinin barınağı, (baş aşağı atılacağı) haviyedir (Cehennem’in derin bir uçurumudur).
وَمَا أَدْرَاكَ مَا هِيَهْ ﴿١٠﴾
101/KÂRİA SURESİ-10. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve mâ edrâke mâ hiyeh.
Nasıldır bu dipsiz uçurum bilir misin?
نَارٌ حَامِيَةٌ ﴿١١﴾
101/KÂRİA SURESİ-11. AYET (Meâlleri Kıyasla): Nârun hâmiyetun.
Baştanbaşa kızgın mı kızgın bir ateş.