MULK SURESİ 27. Ayeti
Mekke döneminde inmiştir. 30 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “el-Mülk” kelimesinden almıştır.
فَلَمَّا رَأَوْهُ زُلْفَةً سِيئَتْ وُجُوهُ الَّذِينَ كَفَرُوا وَقِيلَ هَذَا الَّذِي كُنتُم بِهِ تَدَّعُونَ ﴿٢٧﴾
MULK SURESİ 27. Ayetinin Transkripsiyonu ve Sade Meali
söz öbeklerinin üzerine farenizi sürükleyerek çevirilerini görebilirsiniz. Çevirileri tablo halinde görmek için buraya tıklayın
Kelime | Türkçe karşılığı |
---|---|
fe | fakat |
lemmâ | ... olduğu zaman |
raev-hu | onu gördüler |
zulfeten | yakın olarak |
sîet | karardı |
vucûhu | vechler, yüzler |
ellezîne | onlar, ... olanlar |
keferû | inkâr ettiler |
ve kîle | ve denildi |
hâzâ | bu |
ellezî | o ki |
kuntum | siz ... oldunuz |
bi-hî | onu, kendisini |
teddeûne | davet ettiğiniz, acele istediğiniz |
Fakat onu (azabı), yakın olarak gördükleri zaman inkâr edenlerin yüzleri karardı. Ve onlara: “Bu sizin kendisini davet ettiğiniz (ne zaman diye sorduğunuz) azaptır.” denildi.
MULK SURESİ 27. Ayeti Karşılaştırmalı Mealleri
Onu (azabı) yakından gördükleri zaman inkâr edenlerin yüzleri kötüleşir ve onlara, “İşte bu, (alaylı bir biçimde) isteyip durduğunuz şeydir” denir.
Diyanet İşleri
Azâbın yaklaştığını gördüler mi kâfir olanların yüzleri kararır ve işte denir, bu, isteyip durduğunuz şey.
Abdulbaki Gölpınarlı
Ama onu (azabı) yakından gördükleri zaman, inkâr edenlerin yüzleri kararacak ve (kendilerine): İşte sizin isteyip durduğunuz budur! denecektir.
Adem Uğur
Onu (ölümü) yaklaşmış gördüklerinde, o hakikat bilgisini inkâr edenlerin yüzleri kötü oldu (karardı)! "İşte bu, kendisini bir an önce yaşamayı temenni ettiğinizdir!" denildi.
Ahmed Hulusi
Azâbı yakından gördükleri zaman, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlerin, kâfirlerin yüzleri fenalaşacak. Kendilerine:
Ahmet Tekin
'İşte, inkârlarınız ve alaylarınızla isteyip durduğunuz azap budur.' denecek.
Nihayet onu yakında gördüklerinde inkâr edenlerin yüzleri kötüleşir ve: 'İşte bu, (gerçekleşmeyeceğini) ileri sürüp durduğunuz şeydir' denir.
Ahmet Varol
Nihayet onu pek yakında gördüklerinde, o inkâr edenlerin yüzleri kötüleşip karardı. Ve: "İşte bu, sizin (gerçekleşmeyecek diye) öne sürüp durduğunuz şeydir" denildi.
Ali Bulaç
Nihayet vakti gelip de o (vaad olunan) azabı yakından gördüklerinde o kâfir olanların yüzleri kötüleşivermiştir ve onlara şöyle denilmiş olacaktır: “- İşte sizin istediğiniz (ve vuku bulmaz dediğiniz) azap budur!...
Ali Fikri Yavuz
Azabi yaklasirken gordukleri zaman, inkar edenlerin yuzleri cirkinlesip kararir; onlara: «Sizin arayip durdugunuz iste budur» denir.
Bekir Sadak
Va'dolunan azabın yaklaştığını görünce, o küfre sapanların yüzleri bir tuhaf olup çirkinlesin Onlara : «Sizin istediğiniz, davet edip durduğunuz bu idi!.» denilir.
Celal Yıldırım
Azabı yaklaşırken gördükleri zaman, inkar edenlerin yüzleri çirkinleşip kararır; onlara: 'Sizin arayıp durduğunuz işte budur' denir.
Diyanet İşleri (eski)
Ama onu (azabı) yakından gördükleri zaman, inkâr edenlerin yüzleri kararacak ve (kendilerine): İşte sizin isteyip durduğunuz budur! denecektir.
Diyanet Vakfi
Onu yaklaşırken gördükleri zaman inkarcıların suratı asılır, ve onlara 'İşte isteyip durduğunuz şey budur,' denir.
Edip Yüksel
Derken vaktı gelip de onu yakından gördüklerinde o küfredenlerin yüzleri kötüleşiverdi. Ve denildi ki işte, o sizin kendilerine da'vet edip durduğunuz budur
Elmalılı Hamdi Yazır
Derken vakti gelip de onu yakından gördüklerinde o inkar edenlerin yüzleri kötüleşti ve: «İşte o sizin kendinize davet edip durduğunuz budur!» denildi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Onu yakın görünce inkâr edenlerin yüzleri kötüleşti. Ve: «İşte çağırıp durduğunuz şey budur!» dendi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Fakat azabı gördükleri zaman, inkar edenlerin yüzleri kararır ve kendilerine «işte sizin arayıp durduğunuz budur» denir.
Seyyid Kutub
Nihayet onu pek yakında gördüklerinde, o küfredenlerin yüzleri kötüleşip karardı. Ve: "İşte bu, sizin (gerçekleşmeyecek diye) öne sürüp durduğunuz şeydir" denildi.
Gültekin Onan
Artık onu yakında gördükleri zaman o küfredenlerin yüzleri kötü bir haale getirilmiş ve (onlara) «İşte bu, sizin (çarçabuk istediğiniz ve aksini) iddia etdiğiniz şeydir» denilmişdir (denilecek).
Hasan Basri Çantay
Nihâyet onu (o kıyâmeti) yakından gördüklerinde, inkâr edenlerin yüzleri kötüleşir ve (kendilerine): 'İşte kendisini (acele ederek) isteyip durduğunuz (azab) budur!' denilir.
Hayrat Neşriyat
Onu yaklaşırken gördükleri vakit, küfredenlerin yüzleri buruştu. Ve: Sizin isteyip durduğunuz işte budur, denildi.
İbni Kesir
Ama sonunda, bu (gerçekleşme)nin yakın olduğunu gördükleri zaman, hakikati inkar edenlerin yüzleri acı ile buruşacak ve onlara: "İşte (o kadar küçümseyerek) çağırıp durduğunuz şey budur!" denilecek.
Muhammed Esed
Vaktâ ki, onu (o azabı) yakın bir halde görüverdiler. Kâfir olmuş olanların yüzleri çirkinleşmiş oldu ve denildi ki: «İşte bu odur ki, siz bunu talep ettiniz.»
Ömer Nasuhi Bilmen
Onu (azabı) yaklaşmış gördükleri zaman, kâfirlerin yüzleri kararır. Kendilerine "İşte sizin isteyip durduğunuz şey budur!" denilir.
Ömer Öngüt
O’nu yakından gördükleri zaman, inkarcıların yüzleri simsiyah kesilir. Onlara denir ki: -İşte, isteyip durduğunuz şey!
Şaban Piriş
Onu yanıbaşlarında buldukları zaman inkâr edenlerin kederden yüzleri mosmor kesilir. Kendilerine: "İşte sizin isteyip durduğunuz şey!" denilir.
Suat Yıldırım
Onu yakın görünce inkâr edenlerin yüzleri kötüleşti. Ve: "İşte çağırıp durduğunuz şey budur!" dendi.
Süleyman Ateş
Nihayet onu pek yakında gördüklerinde, o küfretmekte olanların yüzleri kötüleşip karardı. Ve: «İşte bu, sizin (gerçekleşmeyecek diye) öne sürüp durduğunuz şeydir» denildi.
Tefhim-ul Kuran
Onu yakınlarında gördükleri an, o kâfirlerin yüzleri simsiyah kesilir. Onlara 'İstediğiniz şey işte bu' denir.
Ümit Şimşek
Onu yakından gördüklerinde, inkâr edenlerin yüzleri kötüleşti. Şöyle denildi: "O habire çağırıp durduğunuz şey budur."
Yaşar Nuri Öztürk
Azabın yaklaştığını gördüler mi, Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenlerin yüzleri bir tuhaf olup çirkinleşir ve o zaman onlara denecek ki: “Sizin aradığınız ve istediğiniz bu idi.”
Abdullah Parlıyan
Onu yakından gördüklerinde, inkâr edenlerin suratları asılır ve kendilerine, “İşte durmadan istediğiniz azap budur!” denilir.
Bayraktar Bayraklı
Fakat azabı gördükleri zaman, inkârcıların yüzleri (kararır) kötüleşir ve (kendilerine): “İşte sizin arayıp durduğunuz (azap) budur” denir.
Cemal Külünkoğlu
Nihayet onu (azabı) pek yakında gördüklerinde, o kâfirlerin yüzleri kötüleşip kararır ve “İşte bu, sizin (gerçekleşmeyecek diye) öne sürüp durduğunuz şeydir” denilir.
Kadri Çelik
Ama (o va’dedilen kıyametin) kopmak üzere olduğunu gördükleri zaman, küfre batmış olanların yüzleri simsiyah kesilir ve onlara “İşte”, denir, (alaycı alaycı) ‘gelse ya!’ dediğiniz şey!”
Ali Ünal
Nihayet onu yakında gördüklerinde, o küfürlerinde ısrar edenlerin yüzleri kötüleşecek. Ve: “İşte bu, sizin öne sürüp durduğunuz şeydir.” denilecektir.
Harun Yıldırım
Fakat onun çok yakın olduğunu gördükleri zaman, inkara şartlanmış olanların suratları asılacak; dahası kendilerine denilecek ki: "İşte (gelmeyeceğini) iddia edip durduğunuz (gün) budur!"
Mustafa İslamoğlu
Onu yakından gördükleri zaman, inkâr edenlerin yüzleri kötüleşti: “İsteyip çağırmakta olduğunuz şey, işte budur!” denildi.
Sadık Türkmen
Vaat edilen gün ile karşılaştıklarında, o günü inkâr edenlerin yüzleri çok çirkinleşir ve onlara “İşte bu çağırıp durduğunuz gün” denir.
İlyas Yorulmaz
Fakat onu (azabı), yakın olarak gördükleri zaman inkâr edenlerin yüzleri karardı. Ve onlara: “Bu sizin kendisini davet ettiğiniz (ne zaman diye sorduğunuz) azaptır.” denildi.
İmam İskender Ali Mihr