TÂRIK SURESİ Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) Meali
Mekke döneminde inmiştir. 17 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “et-Târık” kelimesinden almıştır. Târık, şiddetle çarpan, vuran, gece gelen şey demektir.
وَالسَّمَاء وَالطَّارِقِ ﴿١﴾
86/TÂRIK SURESİ-1. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ves semâi vet târık(târıkı).
Andolsun o göğe ve Târık'a,
وَمَا أَدْرَاكَ مَا الطَّارِقُ ﴿٢﴾
86/TÂRIK SURESİ-2. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve mâ edrâke mât târık(târıku).
Târık nedir, bildin mi?
النَّجْمُ الثَّاقِبُ ﴿٣﴾
86/TÂRIK SURESİ-3. AYET (Meâlleri Kıyasla): En necmus sâkıb(sâkıbu).
O, karanlığı delen yıldızdır.
إِن كُلُّ نَفْسٍ لَّمَّا عَلَيْهَا حَافِظٌ ﴿٤﴾
86/TÂRIK SURESİ-4. AYET (Meâlleri Kıyasla): İn kullu nefsin lemmâ aleyhâ hâfız(hâfızun).
Hiçbir nefis yoktur ki başında bir denetleyici bulunmasın.
فَلْيَنظُرِ الْإِنسَانُ مِمَّ خُلِقَ ﴿٥﴾
86/TÂRIK SURESİ-5. AYET (Meâlleri Kıyasla): Felyanzuril insânu mimme hulıka.
Onun için insan neden yaratıldığına bir baksın.
خُلِقَ مِن مَّاء دَافِقٍ ﴿٦﴾
86/TÂRIK SURESİ-6. AYET (Meâlleri Kıyasla): Hulika min mâin dâfikın.
Atılan bir sudan yaratıldı.
يَخْرُجُ مِن بَيْنِ الصُّلْبِ وَالتَّرَائِبِ ﴿٧﴾
86/TÂRIK SURESİ-7. AYET (Meâlleri Kıyasla): Yahrucu min beynis sulbi vet terâib(terâibi).
O su, erkeğin sulbü ile kadının göğüs kemikleri arasından çıkar.
إِنَّهُ عَلَى رَجْعِهِ لَقَادِرٌ ﴿٨﴾
86/TÂRIK SURESİ-8. AYET (Meâlleri Kıyasla): İnnehu alâ rac’ıhî le kâdir(kâdirun).
Elbette Allah'ın onu döndürmeye gücü yeter.
يَوْمَ تُبْلَى السَّرَائِرُ ﴿٩﴾
86/TÂRIK SURESİ-9. AYET (Meâlleri Kıyasla): Yevme tubles serâir(serâiru).
O gün bütün sırlar yoklanıp, meydana çıkarılır.
فَمَا لَهُ مِن قُوَّةٍ وَلَا نَاصِرٍ ﴿١٠﴾
86/TÂRIK SURESİ-10. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fe mâ lehu min kuvvetin ve lâ nâsır(nâsırın).
İnsanın o gün ne bir gücü vardır, ne de bir yardımcısı.
وَالسَّمَاء ذَاتِ الرَّجْعِ ﴿١١﴾
86/TÂRIK SURESİ-11. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ves semâi zâtir rac’ı.
Andolsun o dönüşlü göğe,
وَالْأَرْضِ ذَاتِ الصَّدْعِ ﴿١٢﴾
86/TÂRIK SURESİ-12. AYET (Meâlleri Kıyasla): Vel ardı zâtis sad’ı.
O yarılıp çatlayan yere,
إِنَّهُ لَقَوْلٌ فَصْلٌ ﴿١٣﴾
86/TÂRIK SURESİ-13. AYET (Meâlleri Kıyasla): İnnehu le kavlun faslun.
Kuşkusuz Kur'ân, ayırıcı bir sözdür.
وَمَا هُوَ بِالْهَزْلِ ﴿١٤﴾
86/TÂRIK SURESİ-14. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve mâ huve bil hezli.
O asla bir şaka değildir.
إِنَّهُمْ يَكِيدُونَ كَيْدًا ﴿١٥﴾
86/TÂRIK SURESİ-15. AYET (Meâlleri Kıyasla): İnnehum yekîdûne keydâ(keyden).
Haberin olsun ki, kâfirler hep hile kuruyorlar.
وَأَكِيدُ كَيْدًا ﴿١٦﴾
86/TÂRIK SURESİ-16. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve ekîdu keydâ(keyden).
Ben de hilelerine karşılık veririm.
فَمَهِّلِ الْكَافِرِينَ أَمْهِلْهُمْ رُوَيْدًا ﴿١٧﴾
86/TÂRIK SURESİ-17. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fe mehhilil kâfirîne emhilhum ruveydâ(ruveyden).
Onun için sen kâfirlere mühlet ver, onlara az bir zaman tanı.