BELED SURESİ Süleyman Ateş Meali
Mekke döneminde inmiştir. 20 âyettir. Sûre, adını ilk âyetteki “el-Beled” kelimesinden almıştır. Beled, şehir, belde demektir.
لَا أُقْسِمُ بِهَذَا الْبَلَدِ ﴿١﴾
90/BELED SURESİ-1. AYET (Meâlleri Kıyasla): Lâ uksimu bi hâzâl beled(beledi).
Yoo, and içerim bu kente,
وَأَنتَ حِلٌّ بِهَذَا الْبَلَدِ ﴿٢﴾
90/BELED SURESİ-2. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve ente hıllun bi hâzâl beled(beledi).
Ki sen bu şehire girmekte (burada yaşamakta)sın.
وَوَالِدٍ وَمَا وَلَدَ ﴿٣﴾
90/BELED SURESİ-3. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve vâlidin ve mâ veled(velede).
Ve (and içerim) doğurucuya ve doğurduğuna ki,
لَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ فِي كَبَدٍ ﴿٤﴾
90/BELED SURESİ-4. AYET (Meâlleri Kıyasla): Lekad halaknâl insâne fî kebedin.
Biz insanı zorluk arasında yarattık.
أَيَحْسَبُ أَن لَّن يَقْدِرَ عَلَيْهِ أَحَدٌ ﴿٥﴾
90/BELED SURESİ-5. AYET (Meâlleri Kıyasla): E yahsebu en len yakdira aleyhi ehadun.
İnsan, hiç kimsenin kendisine güç yetiremeyeceğini mi sanıyor?
يَقُولُ أَهْلَكْتُ مَالًا لُّبَدًا ﴿٦﴾
90/BELED SURESİ-6. AYET (Meâlleri Kıyasla): Yekûlu ehlektu mâlen lubedâ(lubeden).
(Gösteriş ve övünme için) "Ben birçok mal telef ettim" diyor.
أَيَحْسَبُ أَن لَّمْ يَرَهُ أَحَدٌ ﴿٧﴾
90/BELED SURESİ-7. AYET (Meâlleri Kıyasla): E yahsebu en lem yerahû ehadun.
Kimsenin kendisini görmediğini mi sanıyor?
أَلَمْ نَجْعَل لَّهُ عَيْنَيْنِ ﴿٨﴾
90/BELED SURESİ-8. AYET (Meâlleri Kıyasla): E lem nec’al lehu ayneyn(ayneyni).
Biz ona vermedik mi: İki göz
وَلِسَانًا وَشَفَتَيْنِ ﴿٩﴾
90/BELED SURESİ-9. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve lisânen ve şefeteyn(şefeteyni).
Bir dil, iki dudak?
وَهَدَيْنَاهُ النَّجْدَيْنِ ﴿١٠﴾
90/BELED SURESİ-10. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve hedeynâhun necdeyn(necdeyni).
Ona iki tepeyi (anasının iki memesini emmenin veya hayır ve şerrin yolunu) gösterdik.
فَلَا اقْتَحَمَ الْعَقَبَةَ ﴿١١﴾
90/BELED SURESİ-11. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fe lâktehamel akabete.
Fakat o, sarp yokuşa atılamadı.
وَمَا أَدْرَاكَ مَا الْعَقَبَةُ ﴿١٢﴾
90/BELED SURESİ-12. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve mâ edrâke mâl akabetu.
Sarp yokuşun ne olduğunu sen nereden bileceksin?
فَكُّ رَقَبَةٍ ﴿١٣﴾
90/BELED SURESİ-13. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fekku rakabetin.
Bir boynu (kölelik zincirinden) çözmek,
أَوْ إِطْعَامٌ فِي يَوْمٍ ذِي مَسْغَبَةٍ ﴿١٤﴾
90/BELED SURESİ-14. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ev ıt’âmun fî yevmin zî mesgabetin.
Yahut açlık gününde doyurmaktır:
يَتِيمًا ذَا مَقْرَبَةٍ ﴿١٥﴾
90/BELED SURESİ-15. AYET (Meâlleri Kıyasla): Yetîmen zâ mekrabetin.
Akrabâ olan yetimi,
أَوْ مِسْكِينًا ذَا مَتْرَبَةٍ ﴿١٦﴾
90/BELED SURESİ-16. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ev miskînen zâ metrabetin.
Yahut hiçbir şeyi olmayan yoksulu.
ثُمَّ كَانَ مِنَ الَّذِينَ آمَنُوا وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ وَتَوَاصَوْا بِالْمَرْحَمَةِ ﴿١٧﴾
90/BELED SURESİ-17. AYET (Meâlleri Kıyasla): Summe kâne minellezîne âmenû ve tevâsav bis sabri ve tevâsav bil merhameti.
Sonra inanıp birbirlerine sabır tavsiye eden ve merhamet tavsiye edenlerden olmak.
أُوْلَئِكَ أَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِ ﴿١٨﴾
90/BELED SURESİ-18. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ulâike ashâbul meymeneti.
İşte onlar sağın adamlarıdır (Kitabı sağından verilen uğurlu kişilerdir).
وَالَّذِينَ كَفَرُوا بِآيَاتِنَا هُمْ أَصْحَابُ الْمَشْأَمَةِ ﴿١٩﴾
90/BELED SURESİ-19. AYET (Meâlleri Kıyasla): Vellezîne keferû bi âyâtinâ hum ashâbul meş’emeti.
Âyetlerimizi tanımayanlar ise solun adamlarıdır (Kitabı solundan verilen uğursuz kişilerdir).
عَلَيْهِمْ نَارٌ مُّؤْصَدَةٌ ﴿٢٠﴾
90/BELED SURESİ-20. AYET (Meâlleri Kıyasla): Aleyhim nârun mu’sadetun.
Onlara (kapıları) üzerlerine kilitlenecek bir ateş vardır!