GÂŞİYE SURESİ Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) Meali
Mekke döneminde inmiştir. 26 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “el-Gâşiye” kelimesinden almıştır. Ğâşiye, kaplayıp bürüyen demektir.
هَلْ أَتَاكَ حَدِيثُ الْغَاشِيَةِ ﴿١﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-1. AYET (Meâlleri Kıyasla): Hel etâke hadîsul gâşiyeti.
O her şeyi kuşatacak olan Kıyamet'in haberi sana geldi mi?
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ خَاشِعَةٌ ﴿٢﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-2. AYET (Meâlleri Kıyasla): Vucûhun yevme izin hâşiatun.
Yüzler var ki, o gün eğilmiş, zillete düşmüştür.
عَامِلَةٌ نَّاصِبَةٌ ﴿٣﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-3. AYET (Meâlleri Kıyasla): Âmiletun nâsıbetun.
Çalışmış, yorulmuştur.
تَصْلَى نَارًا حَامِيَةً ﴿٤﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-4. AYET (Meâlleri Kıyasla): Teslâ nâran hâmiyeten.
Kızışmış bir ateşe girer.
تُسْقَى مِنْ عَيْنٍ آنِيَةٍ ﴿٥﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-5. AYET (Meâlleri Kıyasla): Tuskâ min aynin âniyetin.
Onlara kızgın bir kaynaktan su verilir.
لَّيْسَ لَهُمْ طَعَامٌ إِلَّا مِن ضَرِيعٍ ﴿٦﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-6. AYET (Meâlleri Kıyasla): Leyse lehum taâmun illâ min darîın.
Onlar için kuru bir dikenden başka yiyecek de yoktur.
لَا يُسْمِنُ وَلَا يُغْنِي مِن جُوعٍ ﴿٧﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-7. AYET (Meâlleri Kıyasla): Lâ yusminu ve lâ yugnî min cûın.
O da ne besler, ne de açlığı giderir.
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ نَّاعِمَةٌ ﴿٨﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-8. AYET (Meâlleri Kıyasla): Vucûhun yevme izin nâımetun.
Yüzler de var ki, o gün nimetle mutludur.
لِسَعْيِهَا رَاضِيَةٌ ﴿٩﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-9. AYET (Meâlleri Kıyasla): Li sa’yihâ râdiyetun.
Yaptığından hoşnuttur.
فِي جَنَّةٍ عَالِيَةٍ ﴿١٠﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-10. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fî cennetin âliyetun.
Yüksek bir cennettedir.
لَّا تَسْمَعُ فِيهَا لَاغِيَةً ﴿١١﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-11. AYET (Meâlleri Kıyasla): Lâ tesmeu fîhâ lâgıyeten.
Orada boş bir söz işitmez.
فِيهَا عَيْنٌ جَارِيَةٌ ﴿١٢﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-12. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fîhâ aynun câriyetun.
Orada akan bir kaynak,
فِيهَا سُرُرٌ مَّرْفُوعَةٌ ﴿١٣﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-13. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fîhâ sururun merfûatun.
Yükseltilmiş divanlar,
وَأَكْوَابٌ مَّوْضُوعَةٌ ﴿١٤﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-14. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve ekvabun mevdûatun.
Konulmuş kadehler,
وَنَمَارِقُ مَصْفُوفَةٌ ﴿١٥﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-15. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve nemârıku masfûfetun.
Dizilmiş koltuklar, yastıklar,
وَزَرَابِيُّ مَبْثُوثَةٌ ﴿١٦﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-16. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve zerâbiyyu mebsûsetun.
Serilmiş halılar vardır.
أَفَلَا يَنظُرُونَ إِلَى الْإِبِلِ كَيْفَ خُلِقَتْ ﴿١٧﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-17. AYET (Meâlleri Kıyasla): E fe lâ yanzurûne ilâl ibili keyfe hulikat.
Bakmıyorlar mı o develere, nasıl yaratılmış?
وَإِلَى السَّمَاء كَيْفَ رُفِعَتْ ﴿١٨﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-18. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve ilâs semâi keyfe rufiat.
Göğe bakmıyorlar mı, nasıl yükseltilmiş?
وَإِلَى الْجِبَالِ كَيْفَ نُصِبَتْ ﴿١٩﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-19. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve ilâl cibâli keyfe nusıbet.
Bakmıyorlar mı dağlara, nasıl dikilmiş?
وَإِلَى الْأَرْضِ كَيْفَ سُطِحَتْ ﴿٢٠﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-20. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve ilâl ardı keyfe sutıhat.
Yere bakmıyorlar mı, nasıl yayılmış?
فَذَكِّرْ إِنَّمَا أَنتَ مُذَكِّرٌ ﴿٢١﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-21. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fe zekkir innemâ ente muzekkirun.
Haydi öğüt ver; sen şimdi sırf bir öğütçüsün.
لَّسْتَ عَلَيْهِم بِمُصَيْطِرٍ ﴿٢٢﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-22. AYET (Meâlleri Kıyasla): Leste aleyhim bi musaytır(musaytırın).
Onların üzerinde bir zorba değilsin.
إِلَّا مَن تَوَلَّى وَكَفَرَ ﴿٢٣﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-23. AYET (Meâlleri Kıyasla): İllâ men tevellâ ve kefer(kefere).
Ancak kim yüz çevirir ve kâfir olursa,
فَيُعَذِّبُهُ اللَّهُ الْعَذَابَ الْأَكْبَرَ ﴿٢٤﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-24. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fe yuazzibuhullâhul azâbel ekber(ekbere).
Allah ona en büyük azap ile azap edecek.
إِنَّ إِلَيْنَا إِيَابَهُمْ ﴿٢٥﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-25. AYET (Meâlleri Kıyasla): İnne ileynâ iyâbehum.
Kuşkusuz onlar döne dolaşa bize gelecekler.
ثُمَّ إِنَّ عَلَيْنَا حِسَابَهُمْ ﴿٢٦﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-26. AYET (Meâlleri Kıyasla): Summe inne aleynâ hisâbehum.
Sonra da bize hesap verecekler.