GÂŞİYE SURESİ Hasan Basri Çantay Meali
Mekke döneminde inmiştir. 26 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “el-Gâşiye” kelimesinden almıştır. Ğâşiye, kaplayıp bürüyen demektir.
هَلْ أَتَاكَ حَدِيثُ الْغَاشِيَةِ ﴿١﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-1. AYET (Meâlleri Kıyasla): Hel etâke hadîsul gâşiyeti.
(Felâketleri bütün mahlûkaatı sarıb kaplayacak olan) kıyamet gününün haberi sana geldi ya.
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ خَاشِعَةٌ ﴿٢﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-2. AYET (Meâlleri Kıyasla): Vucûhun yevme izin hâşiatun.
Yüzler (vardır) o gün zelîl ve (hakıyr) dir.
عَامِلَةٌ نَّاصِبَةٌ ﴿٣﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-3. AYET (Meâlleri Kıyasla): Âmiletun nâsıbetun.
Yorucu işler yapandır.
تَصْلَى نَارًا حَامِيَةً ﴿٤﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-4. AYET (Meâlleri Kıyasla): Teslâ nâran hâmiyeten.
Kızgın bir ateşe girecek,
تُسْقَى مِنْ عَيْنٍ آنِيَةٍ ﴿٥﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-5. AYET (Meâlleri Kıyasla): Tuskâ min aynin âniyetin.
son derece sıcak, bir kaynakdan içirilecekdir.
لَّيْسَ لَهُمْ طَعَامٌ إِلَّا مِن ضَرِيعٍ ﴿٦﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-6. AYET (Meâlleri Kıyasla): Leyse lehum taâmun illâ min darîın.
Onlar için «Dari» dikeninden başka bir yiyecek yokdur,
لَا يُسْمِنُ وَلَا يُغْنِي مِن جُوعٍ ﴿٧﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-7. AYET (Meâlleri Kıyasla): Lâ yusminu ve lâ yugnî min cûın.
Ki o, ne semirtir (doyurur), ne de açlığı giderir.
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ نَّاعِمَةٌ ﴿٨﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-8. AYET (Meâlleri Kıyasla): Vucûhun yevme izin nâımetun.
Yüzler (vardır) o gün güzeldir (ni'metlere mazhardır).
لِسَعْيِهَا رَاضِيَةٌ ﴿٩﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-9. AYET (Meâlleri Kıyasla): Li sa’yihâ râdiyetun.
(Dünyâda tâat ve ibâdetle) çalışdığından dolayı hoşnuddur.
فِي جَنَّةٍ عَالِيَةٍ ﴿١٠﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-10. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fî cennetin âliyetun.
Yüksek bir cennetde (dir).
لَّا تَسْمَعُ فِيهَا لَاغِيَةً ﴿١١﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-11. AYET (Meâlleri Kıyasla): Lâ tesmeu fîhâ lâgıyeten.
Orada boş bir lâf işitmez.
فِيهَا عَيْنٌ جَارِيَةٌ ﴿١٢﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-12. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fîhâ aynun câriyetun.
Orada dâima akan bir (nice) pınar,
فِيهَا سُرُرٌ مَّرْفُوعَةٌ ﴿١٣﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-13. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fîhâ sururun merfûatun.
orada yüksek tahtlar,
وَأَكْوَابٌ مَّوْضُوعَةٌ ﴿١٤﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-14. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve ekvabun mevdûatun.
(önlerine) konmuş kablar,
وَنَمَارِقُ مَصْفُوفَةٌ ﴿١٥﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-15. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve nemârıku masfûfetun.
sıra sıra dizilmiş yasdıklar,
وَزَرَابِيُّ مَبْثُوثَةٌ ﴿١٦﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-16. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve zerâbiyyu mebsûsetun.
yayılıb serilmiş saçaklı halılar vardır.
أَفَلَا يَنظُرُونَ إِلَى الْإِبِلِ كَيْفَ خُلِقَتْ ﴿١٧﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-17. AYET (Meâlleri Kıyasla): E fe lâ yanzurûne ilâl ibili keyfe hulikat.
Onlar haalâ (ibretle) bakmazlar mı o deveye, nasıl yaratılmışdır o?
وَإِلَى السَّمَاء كَيْفَ رُفِعَتْ ﴿١٨﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-18. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve ilâs semâi keyfe rufiat.
O göğe, nice yükseltmişdir o,
وَإِلَى الْجِبَالِ كَيْفَ نُصِبَتْ ﴿١٩﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-19. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve ilâl cibâli keyfe nusıbet.
o dağlara, nasıl dikilmişdir o,
وَإِلَى الْأَرْضِ كَيْفَ سُطِحَتْ ﴿٢٠﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-20. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve ilâl ardı keyfe sutıhat.
o yere, nasıl yayılıb döşenmişdir o?
فَذَكِّرْ إِنَّمَا أَنتَ مُذَكِّرٌ ﴿٢١﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-21. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fe zekkir innemâ ente muzekkirun.
(Habîbim) sen hemen (onlara Allahın ni'metlerini, tevhîd delîllerini) hatırlat. Sen ancak bir hatırlatıcısın.
لَّسْتَ عَلَيْهِم بِمُصَيْطِرٍ ﴿٢٢﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-22. AYET (Meâlleri Kıyasla): Leste aleyhim bi musaytır(musaytırın).
Onların üzerine musallat (bir adam) değilsin.
إِلَّا مَن تَوَلَّى وَكَفَرَ ﴿٢٣﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-23. AYET (Meâlleri Kıyasla): İllâ men tevellâ ve kefer(kefere).
Lâkin kim (îmandan) yüz çevirir, (Kur'ânı) inkâr ederse,
فَيُعَذِّبُهُ اللَّهُ الْعَذَابَ الْأَكْبَرَ ﴿٢٤﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-24. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fe yuazzibuhullâhul azâbel ekber(ekbere).
Allah da onu en büyük azâb ile azâblandırır.
إِنَّ إِلَيْنَا إِيَابَهُمْ ﴿٢٥﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-25. AYET (Meâlleri Kıyasla): İnne ileynâ iyâbehum.
Şübhesiz onların (öldükden sonra) dönüşleri ancak bizedir.
ثُمَّ إِنَّ عَلَيْنَا حِسَابَهُمْ ﴿٢٦﴾
88/GÂŞİYE SURESİ-26. AYET (Meâlleri Kıyasla): Summe inne aleynâ hisâbehum.
Sonra hisâbları (nı görmek) de muhakkak bize âiddir.