NEBE SURESİ Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Mekke döneminde inmiştir. 40 âyettir. Sûre, adını ikinci âyette geçen “en-Nebe’” kelimesinden almıştır. Nebe’, haber demektir.
عَمَّ يَتَسَاءلُونَ ﴿١﴾
78/NEBE SURESİ-1. AYET (Meâlleri Kıyasla): Amme yetesâelûn(yetesâelûne).
Neden soruşturuyorlar?
عَنِ النَّبَإِ الْعَظِيمِ ﴿٢﴾
78/NEBE SURESİ-2. AYET (Meâlleri Kıyasla): Anin nebeil azîm(azîmi).
O büyük nübüvvet haberinde
الَّذِي هُمْ فِيهِ مُخْتَلِفُونَ ﴿٣﴾
78/NEBE SURESİ-3. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ellezî hum fîhi muhtelifûn(muhtelifûne).
Ki onlar onda ıhtilâfa düşüyorlar
كَلَّا سَيَعْلَمُونَ ﴿٤﴾
78/NEBE SURESİ-4. AYET (Meâlleri Kıyasla): Kellâ se ya’lemûn(ya’lemûne).
Hayır ileride bilecekler
ثُمَّ كَلَّا سَيَعْلَمُونَ ﴿٥﴾
78/NEBE SURESİ-5. AYET (Meâlleri Kıyasla): Summe kellâ se ya’lemûn(ya’lemûne).
Hayır, hayır ileride bilecekler
أَلَمْ نَجْعَلِ الْأَرْضَ مِهَادًا ﴿٦﴾
78/NEBE SURESİ-6. AYET (Meâlleri Kıyasla): E lem nec’alil arda mihâdâ(mihâden).
Değil mi ki biz arzı bir döşek yaptık
وَالْجِبَالَ أَوْتَادًا ﴿٧﴾
78/NEBE SURESİ-7. AYET (Meâlleri Kıyasla): Vel cibâle evtâdâ(evtâden).
Ve dağları birer kazık
وَخَلَقْنَاكُمْ أَزْوَاجًا ﴿٨﴾
78/NEBE SURESİ-8. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve halaknâkum ezvâcâ(ezvacen).
Ve sizleri çift çift yarattık
وَجَعَلْنَا نَوْمَكُمْ سُبَاتًا ﴿٩﴾
78/NEBE SURESİ-9. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve cealnâ nevmekum subâtâ(subâten).
Ve uykunuzu bir sübat yaptık
وَجَعَلْنَا اللَّيْلَ لِبَاسًا ﴿١٠﴾
78/NEBE SURESİ-10. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve cealnâl leyle libâsâ(libâsen).
Ve geceyi bir libas yaptık
وَجَعَلْنَا النَّهَارَ مَعَاشًا ﴿١١﴾
78/NEBE SURESİ-11. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve cealnân nehâre meâşâ(meâşen).
Ve gündüzü bir meaş yaptık
وَبَنَيْنَا فَوْقَكُمْ سَبْعًا شِدَادًا ﴿١٢﴾
78/NEBE SURESİ-12. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve beneynâ fevkakum seb'an şidâdâ(şidâden).
Ve üstünüze yedi sağlam bina çattık
وَجَعَلْنَا سِرَاجًا وَهَّاجًا ﴿١٣﴾
78/NEBE SURESİ-13. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve cealnâ sirâcen vehhâcâ(vehhâcen).
Ve içlerine şa'şaalı parıl parıl bir kandil astık
وَأَنزَلْنَا مِنَ الْمُعْصِرَاتِ مَاء ثَجَّاجًا ﴿١٤﴾
78/NEBE SURESİ-14. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve enzelnâ minel mu’sırâti mâen seccâcâ(seccâcen).
Ve o mu'sıralardan şarıl şarıl bir su indirdik
لِنُخْرِجَ بِهِ حَبًّا وَنَبَاتًا ﴿١٥﴾
78/NEBE SURESİ-15. AYET (Meâlleri Kıyasla): Li nuhrice bihî habben ve nebâtâ(nebâten).
Çıkaralım diye onunla taneler ve otlar
وَجَنَّاتٍ أَلْفَافًا ﴿١٦﴾
78/NEBE SURESİ-16. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve cennâtin elfâfâ(elfâfen).
Ve sarmaş dolaş bağlar bağçeler
إِنَّ يَوْمَ الْفَصْلِ كَانَ مِيقَاتًا ﴿١٧﴾
78/NEBE SURESİ-17. AYET (Meâlleri Kıyasla): İnne yevmel faslı kâne mîkâtâ(mîkâten).
Şübhesiz ki o fasıl günü bir miykat olmuştur
يَوْمَ يُنفَخُ فِي الصُّورِ فَتَأْتُونَ أَفْوَاجًا ﴿١٨﴾
78/NEBE SURESİ-18. AYET (Meâlleri Kıyasla): Yevme yunfehu fîs sûri fe te’tûne efvâcâ(efvâcen).
O gün ki sur üfürülür derken gelirsiniz fevcâ fevc
وَفُتِحَتِ السَّمَاء فَكَانَتْ أَبْوَابًا ﴿١٩﴾
78/NEBE SURESİ-19. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve futihatis semâu fe kânet ebvâbâ(ebvâben).
Semâ da açılmış olmuştur ebvab
وَسُيِّرَتِ الْجِبَالُ فَكَانَتْ سَرَابًا ﴿٢٠﴾
78/NEBE SURESİ-20. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve suyyiratil cibâlu fe kânet serâbâ(serâben).
Ve dağlar yütürülmüş olmuştur serab
إِنَّ جَهَنَّمَ كَانَتْ مِرْصَادًا ﴿٢١﴾
78/NEBE SURESİ-21. AYET (Meâlleri Kıyasla): İnne cehenneme kânet mirsâdâ(mirsâden).
Şübhesiz ki Cehennem olmuştur mırsad
لِلْطَّاغِينَ مَآبًا ﴿٢٢﴾
78/NEBE SURESİ-22. AYET (Meâlleri Kıyasla): Lit tâgîne meâbâ(meâben).
Azgınlar için bir meâb
لَابِثِينَ فِيهَا أَحْقَابًا ﴿٢٣﴾
78/NEBE SURESİ-23. AYET (Meâlleri Kıyasla): Lâbisîne fîhâ ahkâbâ(ahkâben).
Devirlerce içinde kalacaklar
لَّا يَذُوقُونَ فِيهَا بَرْدًا وَلَا شَرَابًا ﴿٢٤﴾
78/NEBE SURESİ-24. AYET (Meâlleri Kıyasla): Lâ yezûkûne fîhâ berden ve lâ şerâbâ(şerâben).
Ne bir serinlik tatacaklar ne de bir şarab
إِلَّا حَمِيمًا وَغَسَّاقًا ﴿٢٥﴾
78/NEBE SURESİ-25. AYET (Meâlleri Kıyasla): İllâ hamîmen ve gassâkâ(gassâkan).
Ancak bir hamîm ve bir gassak
جَزَاء وِفَاقًا ﴿٢٦﴾
78/NEBE SURESİ-26. AYET (Meâlleri Kıyasla): Cezâen vifâkâ(vifâkan).
Bir ceza ki bervechi vifak
إِنَّهُمْ كَانُوا لَا يَرْجُونَ حِسَابًا ﴿٢٧﴾
78/NEBE SURESİ-27. AYET (Meâlleri Kıyasla): İnnehum kânû lâ yercûne hısâbâ(hısâben).
çünkü ummazlardı onlar hiç bir hisab
وَكَذَّبُوا بِآيَاتِنَا كِذَّابًا ﴿٢٨﴾
78/NEBE SURESİ-28. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve kezzebû bi âyâtinâ kizzâbâ(kizzâben).
Âyetlerimizi tekzîb ede ede kesilmişlerdi kezzab
وَكُلَّ شَيْءٍ أَحْصَيْنَاهُ كِتَابًا ﴿٢٩﴾
78/NEBE SURESİ-29. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve kulle şey’in ahsaynâhu kitâbâ(kitâben).
Her şey'i ise biz ıhsa etmiş bir kitaba geçirmişiz
فَذُوقُوا فَلَن نَّزِيدَكُمْ إِلَّا عَذَابًا ﴿٣٠﴾
78/NEBE SURESİ-30. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fe zûkû fe len nezîdekum illâ azâbâ(azâben).
Artık tadınız, artık size azâb artırmaktan başka bir şey yapacak değiliz
إِنَّ لِلْمُتَّقِينَ مَفَازًا ﴿٣١﴾
78/NEBE SURESİ-31. AYET (Meâlleri Kıyasla): İnne lil muttakîne mefâzâ(mefâzen).
Şübhesiz ki korunanlara halâs ve kâm var
حَدَائِقَ وَأَعْنَابًا ﴿٣٢﴾
78/NEBE SURESİ-32. AYET (Meâlleri Kıyasla): Hadâika ve a’nâbâ(a’nâben).
Hadîkalar var, üzümler var
وَكَوَاعِبَ أَتْرَابًا ﴿٣٣﴾
78/NEBE SURESİ-33. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve kevâıbe etrâbâ(etrâben).
Ve turunç sîneli yaşıtlar var
وَكَأْسًا دِهَاقًا ﴿٣٤﴾
78/NEBE SURESİ-34. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve ke’sen dihâkâ(dihâkan).
Ve bir dolgun peymâne var
لَّا يَسْمَعُونَ فِيهَا لَغْوًا وَلَا كِذَّابًا ﴿٣٥﴾
78/NEBE SURESİ-35. AYET (Meâlleri Kıyasla): Lâ yesmeûne fîhâ lagven ve lâ kizzâbâ(kizzâben).
Orada ne boş bir lâf işitirler ne de bir tekzîb
جَزَاء مِّن رَّبِّكَ عَطَاء حِسَابًا ﴿٣٦﴾
78/NEBE SURESİ-36. AYET (Meâlleri Kıyasla): Cezâen min rabbike atâen hısâbâ(hısâben).
Bir karşılık ki rabbından atâ, yeter mi yeter
رَبِّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا الرحْمَنِ لَا يَمْلِكُونَ مِنْهُ خِطَابًا ﴿٣٧﴾
78/NEBE SURESİ-37. AYET (Meâlleri Kıyasla): Rabbis semâvâti vel ardı ve mâ beynehumâr rahmâni lâ yemlikûne minhu hitâbâ(hitâben).
O Göklerin ve Yerin ve bütün aralarındakilerin rabbı, Rahman, bir hıtaba malik olamazlar ondan
يَوْمَ يَقُومُ الرُّوحُ وَالْمَلَائِكَةُ صَفًّا لَّا يَتَكَلَّمُونَ إِلَّا مَنْ أَذِنَ لَهُ الرحْمَنُ وَقَالَ صَوَابًا ﴿٣٨﴾
78/NEBE SURESİ-38. AYET (Meâlleri Kıyasla): Yevme yekûmur rûhu vel melâiketu saffâ(saffen), lâ yetekellemûne illâ men ezine lehur rahmânu ve kâle sevâbâ(sevâben).
O gün ki Kıyama duracak Ruh ve Melâike saf saf. Bir kelime söyliyemezler, o kimseden başka ki o Rahman ona izin vermiş o da savabı söylemiştir
ذَلِكَ الْيَوْمُ الْحَقُّ فَمَن شَاء اتَّخَذَ إِلَى رَبِّهِ مَآبًا ﴿٣٩﴾
78/NEBE SURESİ-39. AYET (Meâlleri Kıyasla): Zâlikel yevmul hakku, fe men şâettehaze ilâ rabbihî meâbâ(meâben).
O gün ki haktır, o halde dileyen Rabbına varacak bir yüz edinsin
إِنَّا أَنذَرْنَاكُمْ عَذَابًا قَرِيبًا يَوْمَ يَنظُرُ الْمَرْءُ مَا قَدَّمَتْ يَدَاهُ وَيَقُولُ الْكَافِرُ يَا لَيْتَنِي كُنتُ تُرَابًا ﴿٤٠﴾
78/NEBE SURESİ-40. AYET (Meâlleri Kıyasla): İnnâ enzernâkum azâben karîbâ(karîben), yevme yanzurul mer’u mâ kaddemet yedâhu ve yekûlul kâfiru yâ leytenî kuntu turâbâ(turâben).
Çünkü biz size yakın bir azâbı ıhtar ettik, o gün ki kişi ellerinin ne takdim ettiğine bakacak ve diyecek ki kâfir: ah nolaydı ben bir türâb olaydım