NEBE SURESİ Mustafa İslamoğlu Meali
Mekke döneminde inmiştir. 40 âyettir. Sûre, adını ikinci âyette geçen “en-Nebe’” kelimesinden almıştır. Nebe’, haber demektir.
عَمَّ يَتَسَاءلُونَ ﴿١﴾
78/NEBE SURESİ-1. AYET (Meâlleri Kıyasla): Amme yetesâelûn(yetesâelûne).
Kendi aralarında neyi soruşturuyorlar?
عَنِ النَّبَإِ الْعَظِيمِ ﴿٢﴾
78/NEBE SURESİ-2. AYET (Meâlleri Kıyasla): Anin nebeil azîm(azîmi).
O muazzam (olayın) müthiş haberini mi?
الَّذِي هُمْ فِيهِ مُخْتَلِفُونَ ﴿٣﴾
78/NEBE SURESİ-3. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ellezî hum fîhi muhtelifûn(muhtelifûne).
Ki onlar o (haber) hakkında farklı düşünüyorlar.
كَلَّا سَيَعْلَمُونَ ﴿٤﴾
78/NEBE SURESİ-4. AYET (Meâlleri Kıyasla): Kellâ se ya’lemûn(ya’lemûne).
Evet: Bir gün (gerçeği) öğrenecekler;
ثُمَّ كَلَّا سَيَعْلَمُونَ ﴿٥﴾
78/NEBE SURESİ-5. AYET (Meâlleri Kıyasla): Summe kellâ se ya’lemûn(ya’lemûne).
evet, evet: Bir gün (gerçeği nasılsa) öğrenecekler.
أَلَمْ نَجْعَلِ الْأَرْضَ مِهَادًا ﴿٦﴾
78/NEBE SURESİ-6. AYET (Meâlleri Kıyasla): E lem nec’alil arda mihâdâ(mihâden).
Yeryürüzünü (sizin için) tarifsiz bir beşik kılmadık mı?
وَالْجِبَالَ أَوْتَادًا ﴿٧﴾
78/NEBE SURESİ-7. AYET (Meâlleri Kıyasla): Vel cibâle evtâdâ(evtâden).
Ve dağları da (o beşiğin) ayakları?
وَخَلَقْنَاكُمْ أَزْوَاجًا ﴿٨﴾
78/NEBE SURESİ-8. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve halaknâkum ezvâcâ(ezvacen).
Dahası sizi çiftler halinde yarattık;
وَجَعَلْنَا نَوْمَكُمْ سُبَاتًا ﴿٩﴾
78/NEBE SURESİ-9. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve cealnâ nevmekum subâtâ(subâten).
ve uykunuzu ölüm (sembolü) kıldık;
وَجَعَلْنَا اللَّيْلَ لِبَاسًا ﴿١٠﴾
78/NEBE SURESİ-10. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve cealnâl leyle libâsâ(libâsen).
ve geceyi tarifsiz bir örtü kıldık;
وَجَعَلْنَا النَّهَارَ مَعَاشًا ﴿١١﴾
78/NEBE SURESİ-11. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve cealnân nehâre meâşâ(meâşen).
gündüzü de hayat (sembolü) yaptık.
وَبَنَيْنَا فَوْقَكُمْ سَبْعًا شِدَادًا ﴿١٢﴾
78/NEBE SURESİ-12. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve beneynâ fevkakum seb'an şidâdâ(şidâden).
Ve üzerinize yedi kat (göğü) sapasağlam bina ettik.
وَجَعَلْنَا سِرَاجًا وَهَّاجًا ﴿١٣﴾
78/NEBE SURESİ-13. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve cealnâ sirâcen vehhâcâ(vehhâcen).
Ve (oraya) son derece güçlü bir ışık ve ısı kaynağı yerleştirdik.
وَأَنزَلْنَا مِنَ الْمُعْصِرَاتِ مَاء ثَجَّاجًا ﴿١٤﴾
78/NEBE SURESİ-14. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve enzelnâ minel mu’sırâti mâen seccâcâ(seccâcen).
Ve sıkılmaya hazır yağmur yüklü (bulutlardan) şarıl şarıl sular indirdik;
لِنُخْرِجَ بِهِ حَبًّا وَنَبَاتًا ﴿١٥﴾
78/NEBE SURESİ-15. AYET (Meâlleri Kıyasla): Li nuhrice bihî habben ve nebâtâ(nebâten).
ki onunla tohumlar ve bitkiler bitirelim;
وَجَنَّاتٍ أَلْفَافًا ﴿١٦﴾
78/NEBE SURESİ-16. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve cennâtin elfâfâ(elfâfen).
dahası, salkım saçak bahçeler (yetiştirelim diye).
إِنَّ يَوْمَ الْفَصْلِ كَانَ مِيقَاتًا ﴿١٧﴾
78/NEBE SURESİ-17. AYET (Meâlleri Kıyasla): İnne yevmel faslı kâne mîkâtâ(mîkâten).
Şüphesiz Ayrışma Günü'nün belirlenmiş bir vakti mutlaka vardır:
يَوْمَ يُنفَخُ فِي الصُّورِ فَتَأْتُونَ أَفْوَاجًا ﴿١٨﴾
78/NEBE SURESİ-18. AYET (Meâlleri Kıyasla): Yevme yunfehu fîs sûri fe te’tûne efvâcâ(efvâcen).
o gün sura üflenir, derhal amacına göre taksim edilmiş topluluklar halinde (hayat alanına) çıkarsınız;
وَفُتِحَتِ السَّمَاء فَكَانَتْ أَبْوَابًا ﴿١٩﴾
78/NEBE SURESİ-19. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve futihatis semâu fe kânet ebvâbâ(ebvâben).
ve kapıları varmış gibi gökler açılıverir;
وَسُيِّرَتِ الْجِبَالُ فَكَانَتْ سَرَابًا ﴿٢٠﴾
78/NEBE SURESİ-20. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve suyyiratil cibâlu fe kânet serâbâ(serâben).
ve dağlar yürütülür, sanki sir serap olur.
إِنَّ جَهَنَّمَ كَانَتْ مِرْصَادًا ﴿٢١﴾
78/NEBE SURESİ-21. AYET (Meâlleri Kıyasla): İnne cehenneme kânet mirsâdâ(mirsâden).
Şüphesiz (o gün) Cehennemin gözleri yolda kalacaktır;
لِلْطَّاغِينَ مَآبًا ﴿٢٢﴾
78/NEBE SURESİ-22. AYET (Meâlleri Kıyasla): Lit tâgîne meâbâ(meâben).
(o) haddini bilmezler için bir son duraktır;
لَابِثِينَ فِيهَا أَحْقَابًا ﴿٢٣﴾
78/NEBE SURESİ-23. AYET (Meâlleri Kıyasla): Lâbisîne fîhâ ahkâbâ(ahkâben).
onlar orada uzun zamanlar boyu kalacaklar.
لَّا يَذُوقُونَ فِيهَا بَرْدًا وَلَا شَرَابًا ﴿٢٤﴾
78/NEBE SURESİ-24. AYET (Meâlleri Kıyasla): Lâ yezûkûne fîhâ berden ve lâ şerâbâ(şerâben).
Orada ne (yürek) serinletici bir (haber) tadacaklar, ne de (iç yangını söndürecek) bir içecek.
إِلَّا حَمِيمًا وَغَسَّاقًا ﴿٢٥﴾
78/NEBE SURESİ-25. AYET (Meâlleri Kıyasla): İllâ hamîmen ve gassâkâ(gassâkan).
Ancak kavurucu bir umutsuzluk ve zift gibi sıvanan buz gibi bir karanlık.
جَزَاء وِفَاقًا ﴿٢٦﴾
78/NEBE SURESİ-26. AYET (Meâlleri Kıyasla): Cezâen vifâkâ(vifâkan).
(İnkarlarına) uygun bir karşılık...
إِنَّهُمْ كَانُوا لَا يَرْجُونَ حِسَابًا ﴿٢٧﴾
78/NEBE SURESİ-27. AYET (Meâlleri Kıyasla): İnnehum kânû lâ yercûne hısâbâ(hısâben).
Şu kesin ki onlar vaktiyle, hesaba çekilmeyi arzu etmiyorlardı;
وَكَذَّبُوا بِآيَاتِنَا كِذَّابًا ﴿٢٨﴾
78/NEBE SURESİ-28. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve kezzebû bi âyâtinâ kizzâbâ(kizzâben).
üstelik ayetlerimizi de açık bir dille yalanlamışlardı;
وَكُلَّ شَيْءٍ أَحْصَيْنَاهُ كِتَابًا ﴿٢٩﴾
78/NEBE SURESİ-29. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve kulle şey’in ahsaynâhu kitâbâ(kitâben).
Biz de her şeyi bir bir sayarak kayıt altına aldık.
فَذُوقُوا فَلَن نَّزِيدَكُمْ إِلَّا عَذَابًا ﴿٣٠﴾
78/NEBE SURESİ-30. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fe zûkû fe len nezîdekum illâ azâbâ(azâben).
Sonunda (onlara diyeceğiz ki): "(Büyüttüğünüz Cehennem ağacının meyvelerini) tadın; artık size tarifsiz bir mahrumiyetten başka bir şey artırmayacağız.
إِنَّ لِلْمُتَّقِينَ مَفَازًا ﴿٣١﴾
78/NEBE SURESİ-31. AYET (Meâlleri Kıyasla): İnne lil muttakîne mefâzâ(mefâzen).
Ne var ki, Allah bilinciyle hareket edenleri tarifsiz bir mutluluk yurdu bekliyor;
حَدَائِقَ وَأَعْنَابًا ﴿٣٢﴾
78/NEBE SURESİ-32. AYET (Meâlleri Kıyasla): Hadâika ve a’nâbâ(a’nâben).
içinden su çıkan göz bebeği bahçeler, bağlar...
وَكَوَاعِبَ أَتْرَابًا ﴿٣٣﴾
78/NEBE SURESİ-33. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve kevâıbe etrâbâ(etrâben).
Dahası, dengi dengine gözalıcı eşler...
وَكَأْسًا دِهَاقًا ﴿٣٤﴾
78/NEBE SURESİ-34. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve ke’sen dihâkâ(dihâkan).
Ve dolup taşan kadehler...
لَّا يَسْمَعُونَ فِيهَا لَغْوًا وَلَا كِذَّابًا ﴿٣٥﴾
78/NEBE SURESİ-35. AYET (Meâlleri Kıyasla): Lâ yesmeûne fîhâ lagven ve lâ kizzâbâ(kizzâben).
Orada kimse ne boş bir laf, ne de yalan bir söz duyacak.
جَزَاء مِّن رَّبِّكَ عَطَاء حِسَابًا ﴿٣٦﴾
78/NEBE SURESİ-36. AYET (Meâlleri Kıyasla): Cezâen min rabbike atâen hısâbâ(hısâben).
(bütün bunlar) Rabbinden, tarif(e)siz bir hesaba göre bahşedilen sınırsız bir ödül olacak:
رَبِّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا الرحْمَنِ لَا يَمْلِكُونَ مِنْهُ خِطَابًا ﴿٣٧﴾
78/NEBE SURESİ-37. AYET (Meâlleri Kıyasla): Rabbis semâvâti vel ardı ve mâ beynehumâr rahmâni lâ yemlikûne minhu hitâbâ(hitâben).
göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbi'nden; Rahman'dan... Ve hiç kimse O'na (karşı) söz söyleme cesaretini kendinde bulamayacak;
يَوْمَ يَقُومُ الرُّوحُ وَالْمَلَائِكَةُ صَفًّا لَّا يَتَكَلَّمُونَ إِلَّا مَنْ أَذِنَ لَهُ الرحْمَنُ وَقَالَ صَوَابًا ﴿٣٨﴾
78/NEBE SURESİ-38. AYET (Meâlleri Kıyasla): Yevme yekûmur rûhu vel melâiketu saffâ(saffen), lâ yetekellemûne illâ men ezine lehur rahmânu ve kâle sevâbâ(sevâben).
o gün (insanlığa ait) bütün ruhlar ve melekler saf saf kıyama duracak; kimse ağzını açamayacak; ancak Rahman'ın izin verdikleri müstesna; onlar da sadece doğruyu söyleyecek.
ذَلِكَ الْيَوْمُ الْحَقُّ فَمَن شَاء اتَّخَذَ إِلَى رَبِّهِ مَآبًا ﴿٣٩﴾
78/NEBE SURESİ-39. AYET (Meâlleri Kıyasla): Zâlikel yevmul hakku, fe men şâettehaze ilâ rabbihî meâbâ(meâben).
İşte bu, hakkın tecelli ettiği gündür: artık dileyen Rabbine varan bir yol tutsun!
إِنَّا أَنذَرْنَاكُمْ عَذَابًا قَرِيبًا يَوْمَ يَنظُرُ الْمَرْءُ مَا قَدَّمَتْ يَدَاهُ وَيَقُولُ الْكَافِرُ يَا لَيْتَنِي كُنتُ تُرَابًا ﴿٤٠﴾
78/NEBE SURESİ-40. AYET (Meâlleri Kıyasla): İnnâ enzernâkum azâben karîbâ(karîben), yevme yanzurul mer’u mâ kaddemet yedâhu ve yekûlul kâfiru yâ leytenî kuntu turâbâ(turâben).
Kuşku yok ki Biz sizi, çok yakın bir azaba karşı uyarıyoruz: o gün kişi elleriyle takdim ettiği şeylere bakacak; ve (yeniden dirilişi) inkar eden kişi şöyle diyecek: "Ah n'olaydım, keşke bir toprak olaydım!"