KIYÂME SURESİ Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Mekke döneminde inmiştir. 40 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “el-Kıyâme” kelimesinden almıştır.
لَا أُقْسِمُ بِيَوْمِ الْقِيَامَةِ ﴿١﴾
75/KIYÂME SURESİ-1. AYET (Meâlleri Kıyasla): Lâ uksimu bi yevmil kıyâmeti.
Andolsun kıyâmet gününe.
وَلَا أُقْسِمُ بِالنَّفْسِ اللَّوَّامَةِ ﴿٢﴾
75/KIYÂME SURESİ-2. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve lâ uksimu bin nefsil levvâmeti.
Ve andolsun kendini kınayıp duran nefse.
أَيَحْسَبُ الْإِنسَانُ أَلَّن نَجْمَعَ عِظَامَهُ ﴿٣﴾
75/KIYÂME SURESİ-3. AYET (Meâlleri Kıyasla): E yahsebul insânu ellen necmea ızâmehu.
Sanıyor mu insan, kemiklerini hiç mi toplayamayız?
بَلَى قَادِرِينَ عَلَى أَن نُّسَوِّيَ بَنَانَهُ ﴿٤﴾
75/KIYÂME SURESİ-4. AYET (Meâlleri Kıyasla): Belâ kâdirîne alâ en nusevviye benânehu.
Evet, değil kemiklerini, parmak uçlarını bile düzüp koymaya gücümüz yeter.
بَلْ يُرِيدُ الْإِنسَانُ لِيَفْجُرَ أَمَامَهُ ﴿٥﴾
75/KIYÂME SURESİ-5. AYET (Meâlleri Kıyasla): Bel yurîdul insânu li yefcure emâmehu.
Hayır, insan, ilerde olanı yalanlamak ister.
يَسْأَلُ أَيَّانَ يَوْمُ الْقِيَامَةِ ﴿٦﴾
75/KIYÂME SURESİ-6. AYET (Meâlleri Kıyasla): Yes’elu eyyâne yevmul kıyâmeti.
Ve kıyâmet günü ne vakit diye sorar.
فَإِذَا بَرِقَ الْبَصَرُ ﴿٧﴾
75/KIYÂME SURESİ-7. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fe izâ berikal basar(basaru).
Ve şaşırıp gözler dikilince.
وَخَسَفَ الْقَمَرُ ﴿٨﴾
75/KIYÂME SURESİ-8. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve hasefel kamer(kameru).
Ve ay tutulunca.
وَجُمِعَ الشَّمْسُ وَالْقَمَرُ ﴿٩﴾
75/KIYÂME SURESİ-9. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve cumiaş şemsu vel kamer(kameru).
Ve güneşle ay birleştirilince.
يَقُولُ الْإِنسَانُ يَوْمَئِذٍ أَيْنَ الْمَفَرُّ ﴿١٠﴾
75/KIYÂME SURESİ-10. AYET (Meâlleri Kıyasla): Yekûlul insânu yevme izin eynel meferr(meferru).
İnsan der ki o gün, nerede kaçacak yer?
كَلَّا لَا وَزَرَ ﴿١١﴾
75/KIYÂME SURESİ-11. AYET (Meâlleri Kıyasla): Kellâ lâ vezer(vezere).
Hayır, yok kaçacak, sığınacak yer.
إِلَى رَبِّكَ يَوْمَئِذٍ الْمُسْتَقَرُّ ﴿١٢﴾
75/KIYÂME SURESİ-12. AYET (Meâlleri Kıyasla): İlâ rabbike yevme izinil mustekarr(mustekarru).
O gün Rabbinin katındadır karâr edilecek yer.
يُنَبَّأُ الْإِنسَانُ يَوْمَئِذٍ بِمَا قَدَّمَ وَأَخَّرَ ﴿١٣﴾
75/KIYÂME SURESİ-13. AYET (Meâlleri Kıyasla): Yunebbeul insânu yevme izin bimâ kaddeme ve ahhar(ahhara).
O gün önce yaptığı da haber verilir insana, sonra yaptığı da.
بَلِ الْإِنسَانُ عَلَى نَفْسِهِ بَصِيرَةٌ ﴿١٤﴾
75/KIYÂME SURESİ-14. AYET (Meâlleri Kıyasla): Belil insânu alâ nefsihî basîratun.
Hayır, insanın âzası, aleyhine tanıklık eder.
وَلَوْ أَلْقَى مَعَاذِيرَهُ ﴿١٥﴾
75/KIYÂME SURESİ-15. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve lev elkâ meâzîrahu.
Özürlerini ortaya dökse de.
لَا تُحَرِّكْ بِهِ لِسَانَكَ لِتَعْجَلَ بِهِ ﴿١٦﴾
75/KIYÂME SURESİ-16. AYET (Meâlleri Kıyasla): Lâ tuharrik bihî lisâneke li ta’cele bihî.
Vahyi, acele edip okumak için dilini oynatıp durma.
إِنَّ عَلَيْنَا جَمْعَهُ وَقُرْآنَهُ ﴿١٧﴾
75/KIYÂME SURESİ-17. AYET (Meâlleri Kıyasla): İnne aleynâ cem’ahu ve kur’ânehu.
Şüphe yok ki onu toplayıp unutturmamak da bize düşer, okumak ve tertîb etmek de.
فَإِذَا قَرَأْنَاهُ فَاتَّبِعْ قُرْآنَهُ ﴿١٨﴾
75/KIYÂME SURESİ-18. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fe izâ kara’nâhu fettebi’ kur’ânehu.
Onu okuduk mu, uy okuyuşuna.
ثُمَّ إِنَّ عَلَيْنَا بَيَانَهُ ﴿١٩﴾
75/KIYÂME SURESİ-19. AYET (Meâlleri Kıyasla): Summe inne aleynâ beyânehu.
Onu anlatıp bildirmek de şüphesiz, bize düşer.
كَلَّا بَلْ تُحِبُّونَ الْعَاجِلَةَ ﴿٢٠﴾
75/KIYÂME SURESİ-20. AYET (Meâlleri Kıyasla): Kellâ bel tuhıbbûnel âcilete.
Hayır, siz geçip gideni seversiniz.
وَتَذَرُونَ الْآخِرَةَ ﴿٢١﴾
75/KIYÂME SURESİ-21. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve tezerûnel âhirate.
Ve âhireti bırakırsınız.
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ نَّاضِرَةٌ ﴿٢٢﴾
75/KIYÂME SURESİ-22. AYET (Meâlleri Kıyasla): Vucûhun yevme izin nâdıratun.
O gün yüzler parlar, güzelleşir.
إِلَى رَبِّهَا نَاظِرَةٌ ﴿٢٣﴾
75/KIYÂME SURESİ-23. AYET (Meâlleri Kıyasla): İlâ rabbihâ nâziratun.
Ve Rablerine bakar.
وَوُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ بَاسِرَةٌ ﴿٢٤﴾
75/KIYÂME SURESİ-24. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve vucûhun yevme izin bâsiratun.
Ve yüzler, asılır, kararır.
تَظُنُّ أَن يُفْعَلَ بِهَا فَاقِرَةٌ ﴿٢٥﴾
75/KIYÂME SURESİ-25. AYET (Meâlleri Kıyasla): Tezunnu en yuf’ale bihâ fâkıratun.
Bellerini kıracak bir felâketi bekler.
كَلَّا إِذَا بَلَغَتْ التَّرَاقِيَ ﴿٢٦﴾
75/KIYÂME SURESİ-26. AYET (Meâlleri Kıyasla): Kellâ izâ belegatit terâkıye.
Hayır; can, köprücük kemiklerine gelince.
وَقِيلَ مَنْ رَاقٍ ﴿٢٧﴾
75/KIYÂME SURESİ-27. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve kîle men râk(râkın).
Ve bir okuyup üfleyen yok mu denince.
وَظَنَّ أَنَّهُ الْفِرَاقُ ﴿٢٨﴾
75/KIYÂME SURESİ-28. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve zanne ennehul firâk(firâku).
Ve şüphe yok ki bu çağın, bir ayrılık çağı olduğunu anlayınca.
وَالْتَفَّتِ السَّاقُ بِالسَّاقِ ﴿٢٩﴾
75/KIYÂME SURESİ-29. AYET (Meâlleri Kıyasla): Velteffetis sâku bis sâk(sâkı).
Ve baldır, baldıra dolaşınca.
إِلَى رَبِّكَ يَوْمَئِذٍ الْمَسَاقُ ﴿٣٠﴾
75/KIYÂME SURESİ-30. AYET (Meâlleri Kıyasla): İlâ rabbike yevme izinil mesâk(mesâku).
O gün, Rabbinin tapısına götürülür.
فَلَا صَدَّقَ وَلَا صَلَّى ﴿٣١﴾
75/KIYÂME SURESİ-31. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fe lâ saddeka ve lâ sallâ.
O, ne birşeyi vermiştir sadaka olarak, ne namaz kılmıştır.
وَلَكِن كَذَّبَ وَتَوَلَّى ﴿٣٢﴾
75/KIYÂME SURESİ-32. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve lâkin kezzebe ve tevellâ.
Ve fakat yalanlamıştır, yüz çevirmiştir.
ثُمَّ ذَهَبَ إِلَى أَهْلِهِ يَتَمَطَّى ﴿٣٣﴾
75/KIYÂME SURESİ-33. AYET (Meâlleri Kıyasla): Summe zehebe ilâ ehlihî yetemettâ.
Sonra da salına salına yakınlarının yanına gitmiştir.
أَوْلَى لَكَ فَأَوْلَى ﴿٣٤﴾
75/KIYÂME SURESİ-34. AYET (Meâlleri Kıyasla): Evlâ leke fe evlâ.
Kötülük sana gerek, gene de kötülük sana.
ثُمَّ أَوْلَى لَكَ فَأَوْلَى ﴿٣٥﴾
75/KIYÂME SURESİ-35. AYET (Meâlleri Kıyasla): Summe evlâ leke fe evlâ.
Sonra da kötülük sana gerek de gene kötülük sana.
أَيَحْسَبُ الْإِنسَانُ أَن يُتْرَكَ سُدًى ﴿٣٦﴾
75/KIYÂME SURESİ-36. AYET (Meâlleri Kıyasla): E yahsebul insânu en yutrake sudâ(sudân).
Yoksa insan, sanır mı ki kendi keyfine bırakılır?
أَلَمْ يَكُ نُطْفَةً مِّن مَّنِيٍّ يُمْنَى ﴿٣٧﴾
75/KIYÂME SURESİ-37. AYET (Meâlleri Kıyasla): E lem yeku nutfeten min menîyin yumnâ.
Erlik suyundan dökülen bir katre değil miydi?
ثُمَّ كَانَ عَلَقَةً فَخَلَقَ فَسَوَّى ﴿٣٨﴾
75/KIYÂME SURESİ-38. AYET (Meâlleri Kıyasla): Summe kâne alakaten fe halaka fe sevvâ.
Sonra bir kan pıhtısı oldu da onu yarattı, âzasını düzüp koştu.
فَجَعَلَ مِنْهُ الزَّوْجَيْنِ الذَّكَرَ وَالْأُنثَى ﴿٣٩﴾
75/KIYÂME SURESİ-39. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fe ceale minhuz zevceyniz zekera vel unsâ.
Derken ondan da erkek, dişi, çiftler yarattı.
أَلَيْسَ ذَلِكَ بِقَادِرٍ عَلَى أَن يُحْيِيَ الْمَوْتَى ﴿٤٠﴾
75/KIYÂME SURESİ-40. AYET (Meâlleri Kıyasla): E leyse zâlike bi kâdirin alâ en yuhyiyel mevtâ.
Bunları yapanın, ölüyü diriltmeye gücü mü yetmez?