KIYÂME SURESİ Mustafa İslamoğlu Meali
Mekke döneminde inmiştir. 40 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “el-Kıyâme” kelimesinden almıştır.
لَا أُقْسِمُ بِيَوْمِ الْقِيَامَةِ ﴿١﴾
75/KIYÂME SURESİ-1. AYET (Meâlleri Kıyasla): Lâ uksimu bi yevmil kıyâmeti.
Ötesi yok, Kıyamet Günü'ne Ben yemin ediyorum!
وَلَا أُقْسِمُ بِالنَّفْسِ اللَّوَّامَةِ ﴿٢﴾
75/KIYÂME SURESİ-2. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve lâ uksimu bin nefsil levvâmeti.
Yine ötesi yok, kendini kınayan nefse Ben yemin ediyorum!
أَيَحْسَبُ الْإِنسَانُ أَلَّن نَجْمَعَ عِظَامَهُ ﴿٣﴾
75/KIYÂME SURESİ-3. AYET (Meâlleri Kıyasla): E yahsebul insânu ellen necmea ızâmehu.
İnsanoğlu kendisini (yeniden diriltip) kemiklerini bir araya getiremeyeceğimizi mi sanıyor?
بَلَى قَادِرِينَ عَلَى أَن نُّسَوِّيَ بَنَانَهُ ﴿٤﴾
75/KIYÂME SURESİ-4. AYET (Meâlleri Kıyasla): Belâ kâdirîne alâ en nusevviye benânehu.
Bilakis onu parmak uçlarına kadar yeniden diriltmeye kadiriz.
بَلْ يُرِيدُ الْإِنسَانُ لِيَفْجُرَ أَمَامَهُ ﴿٥﴾
75/KIYÂME SURESİ-5. AYET (Meâlleri Kıyasla): Bel yurîdul insânu li yefcure emâmehu.
Ne var ki genellikle (inkarcı) insan, önündeki (hakikati) yalanlamaya bayılır;
يَسْأَلُ أَيَّانَ يَوْمُ الْقِيَامَةِ ﴿٦﴾
75/KIYÂME SURESİ-6. AYET (Meâlleri Kıyasla): Yes’elu eyyâne yevmul kıyâmeti.
O şöyle sorar: "Şu kıyamet dediğiniz şey ne zaman kopacak?"
فَإِذَا بَرِقَ الْبَصَرُ ﴿٧﴾
75/KIYÂME SURESİ-7. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fe izâ berikal basar(basaru).
Bakın: o zaman gözler şimşek şimşek çakacak;
وَخَسَفَ الْقَمَرُ ﴿٨﴾
75/KIYÂME SURESİ-8. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve hasefel kamer(kameru).
ve ay sönüp gidecek;
وَجُمِعَ الشَّمْسُ وَالْقَمَرُ ﴿٩﴾
75/KIYÂME SURESİ-9. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve cumiaş şemsu vel kamer(kameru).
çünkü güneş ve ay birleştirilecek;
يَقُولُ الْإِنسَانُ يَوْمَئِذٍ أَيْنَ الْمَفَرُّ ﴿١٠﴾
75/KIYÂME SURESİ-10. AYET (Meâlleri Kıyasla): Yekûlul insânu yevme izin eynel meferr(meferru).
insanoğlu o gün şöyle diyecek: "Nereye kaçmalı?"
كَلَّا لَا وَزَرَ ﴿١١﴾
75/KIYÂME SURESİ-11. AYET (Meâlleri Kıyasla): Kellâ lâ vezer(vezere).
Yoo! Hiçbir sığınak yok!
إِلَى رَبِّكَ يَوْمَئِذٍ الْمُسْتَقَرُّ ﴿١٢﴾
75/KIYÂME SURESİ-12. AYET (Meâlleri Kıyasla): İlâ rabbike yevme izinil mustekarr(mustekarru).
O gün, yolların sonu Rabbinin katına çıkacak;
يُنَبَّأُ الْإِنسَانُ يَوْمَئِذٍ بِمَا قَدَّمَ وَأَخَّرَ ﴿١٣﴾
75/KIYÂME SURESİ-13. AYET (Meâlleri Kıyasla): Yunebbeul insânu yevme izin bimâ kaddeme ve ahhar(ahhara).
o gün insanoğluna önceledikleri ve erteledikleri bir bir haber verilecek;
بَلِ الْإِنسَانُ عَلَى نَفْسِهِ بَصِيرَةٌ ﴿١٤﴾
75/KIYÂME SURESİ-14. AYET (Meâlleri Kıyasla): Belil insânu alâ nefsihî basîratun.
bilakis insan kendi benliğine şahit olacak;
وَلَوْ أَلْقَى مَعَاذِيرَهُ ﴿١٥﴾
75/KIYÂME SURESİ-15. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve lev elkâ meâzîrahu.
türlü mazaretler ortaya koymuş olsa bile...
لَا تُحَرِّكْ بِهِ لِسَانَكَ لِتَعْجَلَ بِهِ ﴿١٦﴾
75/KIYÂME SURESİ-16. AYET (Meâlleri Kıyasla): Lâ tuharrik bihî lisâneke li ta’cele bihî.
O sebeple aceleyle dilini oynatıp durma:
إِنَّ عَلَيْنَا جَمْعَهُ وَقُرْآنَهُ ﴿١٧﴾
75/KIYÂME SURESİ-17. AYET (Meâlleri Kıyasla): İnne aleynâ cem’ahu ve kur’ânehu.
Şüphesiz onun toplanması da okunuşu da bize düşer;
فَإِذَا قَرَأْنَاهُ فَاتَّبِعْ قُرْآنَهُ ﴿١٨﴾
75/KIYÂME SURESİ-18. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fe izâ kara’nâhu fettebi’ kur’ânehu.
artık Biz onu okuduğumuzda sen sadece onun okunuşunu izle;
ثُمَّ إِنَّ عَلَيْنَا بَيَانَهُ ﴿١٩﴾
75/KIYÂME SURESİ-19. AYET (Meâlleri Kıyasla): Summe inne aleynâ beyânehu.
sonra elbet onu beyan etmek de yine Bize düşer.
كَلَّا بَلْ تُحِبُّونَ الْعَاجِلَةَ ﴿٢٠﴾
75/KIYÂME SURESİ-20. AYET (Meâlleri Kıyasla): Kellâ bel tuhıbbûnel âcilete.
Yoo! Bilakis siz hemen şimdi ve burada olanı seviyor
وَتَذَرُونَ الْآخِرَةَ ﴿٢١﴾
75/KIYÂME SURESİ-21. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve tezerûnel âhirate.
ve öteki dünyayı göz ardı ediyorsunuz.
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ نَّاضِرَةٌ ﴿٢٢﴾
75/KIYÂME SURESİ-22. AYET (Meâlleri Kıyasla): Vucûhun yevme izin nâdıratun.
O gün bazı yüzler mutluluktan ışıl ışıl olacak;
إِلَى رَبِّهَا نَاظِرَةٌ ﴿٢٣﴾
75/KIYÂME SURESİ-23. AYET (Meâlleri Kıyasla): İlâ rabbihâ nâziratun.
Rablerine tarifsiz bir biçimde nazar edecek.
وَوُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ بَاسِرَةٌ ﴿٢٤﴾
75/KIYÂME SURESİ-24. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve vucûhun yevme izin bâsiratun.
O gün bazı yüzler umutsuzca donup kalacak;
تَظُنُّ أَن يُفْعَلَ بِهَا فَاقِرَةٌ ﴿٢٥﴾
75/KIYÂME SURESİ-25. AYET (Meâlleri Kıyasla): Tezunnu en yuf’ale bihâ fâkıratun.
başlarına dehşet bir felaketin geldiğine iyice akılları kesecek.
كَلَّا إِذَا بَلَغَتْ التَّرَاقِيَ ﴿٢٦﴾
75/KIYÂME SURESİ-26. AYET (Meâlleri Kıyasla): Kellâ izâ belegatit terâkıye.
Evet, can boğaza gelip dayandığı zaman
وَقِيلَ مَنْ رَاقٍ ﴿٢٧﴾
75/KIYÂME SURESİ-27. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve kîle men râk(râkın).
bir çığlık koparılacak: "Kim... Şifacı?"
وَظَنَّ أَنَّهُ الْفِرَاقُ ﴿٢٨﴾
75/KIYÂME SURESİ-28. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve zanne ennehul firâk(firâku).
Artık ayrılık vaktinin gelip çattığına aklı iyice yatmıştır;
وَالْتَفَّتِ السَّاقُ بِالسَّاقِ ﴿٢٩﴾
75/KIYÂME SURESİ-29. AYET (Meâlleri Kıyasla): Velteffetis sâku bis sâk(sâkı).
ayaklar birbirine dolaşmıştır:
إِلَى رَبِّكَ يَوْمَئِذٍ الْمَسَاقُ ﴿٣٠﴾
75/KIYÂME SURESİ-30. AYET (Meâlleri Kıyasla): İlâ rabbike yevme izinil mesâk(mesâku).
o gün sürüklenip götürülüş Rabbine doğrudur.
فَلَا صَدَّقَ وَلَا صَلَّى ﴿٣١﴾
75/KIYÂME SURESİ-31. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fe lâ saddeka ve lâ sallâ.
Fakat o (insan) hakikati tasdik etmedi ve yönünü Allah'a dönmedi;
وَلَكِن كَذَّبَ وَتَوَلَّى ﴿٣٢﴾
75/KIYÂME SURESİ-32. AYET (Meâlleri Kıyasla): Ve lâkin kezzebe ve tevellâ.
fakat yalanladı ve sırt döndü;
ثُمَّ ذَهَبَ إِلَى أَهْلِهِ يَتَمَطَّى ﴿٣٣﴾
75/KIYÂME SURESİ-33. AYET (Meâlleri Kıyasla): Summe zehebe ilâ ehlihî yetemettâ.
sonra çalım satarak aşiretine sığındı:
أَوْلَى لَكَ فَأَوْلَى ﴿٣٤﴾
75/KIYÂME SURESİ-34. AYET (Meâlleri Kıyasla): Evlâ leke fe evlâ.
İşte yaklaşmakta olan, hem de çok yakınında!
ثُمَّ أَوْلَى لَكَ فَأَوْلَى ﴿٣٥﴾
75/KIYÂME SURESİ-35. AYET (Meâlleri Kıyasla): Summe evlâ leke fe evlâ.
Tekrar (duy ey insan), yaklaşmakta olan hemen yanıbaşında!
أَيَحْسَبُ الْإِنسَانُ أَن يُتْرَكَ سُدًى ﴿٣٦﴾
75/KIYÂME SURESİ-36. AYET (Meâlleri Kıyasla): E yahsebul insânu en yutrake sudâ(sudân).
Ne yani, insanoğlu başıboş bırakılacağını mı sanıyor?
أَلَمْ يَكُ نُطْفَةً مِّن مَّنِيٍّ يُمْنَى ﴿٣٧﴾
75/KIYÂME SURESİ-37. AYET (Meâlleri Kıyasla): E lem yeku nutfeten min menîyin yumnâ.
O, bir zamanlar akıtılan bir damlacık sıvı değil miydi?
ثُمَّ كَانَ عَلَقَةً فَخَلَقَ فَسَوَّى ﴿٣٨﴾
75/KIYÂME SURESİ-38. AYET (Meâlleri Kıyasla): Summe kâne alakaten fe halaka fe sevvâ.
Sonra bir parçacık pıhtı olmuş; bu safhada (Allah) onu yarattığı (gibi) şekil de vermişti;
فَجَعَلَ مِنْهُ الزَّوْجَيْنِ الذَّكَرَ وَالْأُنثَى ﴿٣٩﴾
75/KIYÂME SURESİ-39. AYET (Meâlleri Kıyasla): Fe ceale minhuz zevceyniz zekera vel unsâ.
nihayet ondan erkek ve dişi cinsler var etmişti.
أَلَيْسَ ذَلِكَ بِقَادِرٍ عَلَى أَن يُحْيِيَ الْمَوْتَى ﴿٤٠﴾
75/KIYÂME SURESİ-40. AYET (Meâlleri Kıyasla): E leyse zâlike bi kâdirin alâ en yuhyiyel mevtâ.
Şu halde aynı (Allah) ölüye hayat vermeye kadir değil midir?